AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu)

By BirMavihikayesi

7.7M 220K 40.2K

HERKES BAKSIN BİR :) More

TANITIM
Yalnızlık senden Hatıra
Yeni başlangıç mı? Yenilgi mi?
Yine Yeniden
Sıra Duru'da
Kötü sürprizler
Karanlık aydınlıklar
Gizli itiraflar
HUZURA DOĞRU
Heyecanlar Korkumu öldürdü
Meraklı Bekleyiş
Sevinç dolu Göz yaşları
İyi ki doğdun Aşk
İyi Dilekler
Yok Artık !
biraz dua
Ölüm günün Kutlu olsun
Şüphe Dolu Zamanlar
Fikir
Biraz Huzur
Yorgun Kalpler
YARDIMMMMMM
Başlayamayan Başlangıç
TELAŞLI VAKİTLER
İyi Ki Varsınız :)
MİSAFİR HÜZÜNLER
Acil Durum
Bölüm 'Yeni Şehir'
Ölümlü Aşklar
Bildirim hatasi
Unutulmuş Günler
Karışık Düzen..
ŞEHİTLERİMİZ İÇİN.
Sessiz Çığlıklar
İTİRAFLAR
GÜNAYDIN KARANLIK
KAPAT GÖZLERİNİ
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
İYİLEŞİYORUM
DUYURU
SAPLANTI
Gri kente yolculuk
HUZUR DOLU BAYRAMLAR
Depresyon Nöbetleri
SESSİZ YAKARIŞLAR
Bölüm Geldi !
SİYAH PAPATYALAR
ÇOK ÖNEMLİ !!!
HUZUR BANA UĞRASIN
Bölüm 51 "MAVİ UMUTLAR"
KARANLIK MAVİ
DUyuRU
ZOR KARAR
MAVİNİN GÖZ YAŞLARI
YARIM KALMIŞ MUTLULUK
MAVİNİN EN 'DURU' HALİ
HOŞ KALMA/DIK
KİTAP YARDIMI
DURU'NUN GÜNLÜĞÜ
DURU'NUN GÜNLÜĞÜ
ÖMER'İN KARANLIK HİSLERİ
Kitap Kapağı Seçimi
KARANLIĞIN MAVİSİ
Sessizliğin Koyu mavisi
İMZA GÜNÜ
Git-me
Sevgili Küllük
İMZA GÜNÜ
Kalbimde yaralar var
TV'DEYİZ
BURSA İMZA GÜNÜ
Şimdi Sen Yoksun
İSTANBUL'DA BULUŞMA
İZMİR KİTAP FUARI
Sevgili Küllük
Sevgili Küllük Kitabından Bir bölüm
Yeni sayfa
Duyuru
Özledim

MAVİYE YOLCULUK

100K 3.2K 972
By BirMavihikayesi


Üzerimi değiştirip odamdaki koltuğa attım kendimi. Hiç bir şey yapmamıştım ama sanki yük taşımış gibi yorgunluk vardı vücudumda. Resmen bölünmüş durumdaydım. Ne yapmam lazım ne yapacağım bilmiyordum. Hayatımın bu en karmaşık döneminden bir an önce kurtulmak istiyordum. Ayaklarımı üst üste atmış sallıyordum. Son zamanlar tırnak yemeye başlamıştım. Kabullenmek istemiyordum ama sanırım psikolojik destek almalıydım. Çıkmaza sürükleniyordum. Çok kısa bir zamanda çok fazla olaylar yaşamıştım...

 Çalan telefonumla gözlerim çantama takıldı, ağır ağır yerimden kalkıp çantamın içinde ısrarla çalan telefonumu açtım.

"Geldin mi Burak?"

"Evet, hadi çık dışarı"

"Tamam geliyorum hemen"

Dışarı çıkıp Burak'ın arabasının kapısını açtım. Soğuk havadan sıcak havaya geçiş yaşamıştım. Arabanın içinde resmen parfüm şişesi kırılmış gibiydi. Emniyet kemerimi takıp "Bu ne koku böyle "

"Ne oldu güzel değil mi" Arabayı çalıştırmış konuşurken bana bakıyordu arada bir.

"Yani güzel tabiki ama bu kadar çok sıkmana gerek yoktu"

Cevap vermedi gülümseyerek devam etti yağmurdan ıslanmış yoluna. Işıklardan geçince normalde düz devam etmemiz gerekirken Burak direksiyonu sağa kırdı.

"Yanlış girdin " diye telaşla yana döndüm.

"Hayır doğru yoldayız"

"Ne doğru yolu düz gitmen lazımdı"

"Biliyorum"

"Neden döndün o zaman"

"Şirkete gitmiyoruz çünkü"

"Neden"

Ne yapmaya çalıştığını anlıyor gibiydim. Muhtemelen şirkete gitmemi istemiyordu bu nedenle de beni gezdirecekti.

"Bekle biraz az kaldı gidince göreceksin zaten"

Meraktan kasılan sırtımı tekrar koltuğa yasladım. Neyse deyip yolu izlemeye başladım. Burak ara ara benimle konuşmaya çalışsa da istediği cevapları alamayınca çok fazla oralı olmadı...

Dar bir sokağa arabayı park ettikten sonra başıyla eski bir binanın giriş katını gösterip "Geldik işte" dedi.

Binanın dışı taşlarla kaplı eski tarihi andırırken içerisi günümüze göre harika bir şekilde dizayn edilmişti.

"Hadi gel" deyip o önden giderken ben de arkasından içeri girdim. Burak kalabalık bir masaya yöneldi. Kim olduklarını anlamak uzun sürmemişti. Hepsi liseden arkadaşlarımdı. Çok fazla aralarına katılmazdım. Kendi halimdeydim lisedeyken. Bir kaç adım vardı aramızda Burak masaya yaklaştıktan sonra herkes güler yüzle bana bakıp el salladılar. İlk kez bu kadar sevgi dolu görüyordum onları. Belki de benim hatam. Hani insan görmek istediğini görür ya ben de hepsini kasıntı olarak görüyordum. Demek ki sıkıntı bendeymiş.

Kızlarla tek tek sarılıp selamlaştık. Burak'ın yan masadan çektiği sandalyeye oturup gülümsedim.

"E Duru nasılsın başın sağ olsun duyunca çok üzüldüm. İstanbul nasıldı anlat bakalım" geçen sene saçları kısacık olan Filiz şimdi kaynak yaktırdığı siyah saçlarını geriye atarak bakmıştı yüzüme. Herkes cevap vermemi bekliyordu. Kısa bir süre masadaki herkesi süzüp " Teşekkür ederim. Güzeldi" dedim kısık bir sesle. Masadaki herkes başın sağ olsun deyince yalnız olmadığımı gördüm.

Kendimi bu insanlardan neden bu kadar geri çektiğimi düşünüyordum. "E siz başlamadınız mı okula" ortaya attığım bu soruya ilk Melih cevap verdi. Melih Burak'ın en yakın arkadaşıydı. Sarı saçları kulaklarını kapatmıştı. Çok fazla sakalları yoktu. Ama asla çocuk gibi değildi. Yeşil derin bakan gözleri ve yapılı vücudu onu olduğundan büyük gösteriyordu. "Ben hukuk kazandım, İstanbul'u pek sevmediğimden açıkçası gitmedim." Eliyle Sinem'i gösterip "E tabi ben gitmeyince Sinem'de yanımda kaldı, Hasretime pek fazla dayanamıyor da kendisi" Kaldırdığı eline vurarak atıldı söze Sinem

"Saçmalama, yıllardır kendini böyle tatmin etmekten bıkmadın mı"

Bana bakıp devam etti

"Tatlım ben annemin güzellik salonundayım arda bir gidiyorum işte, okula ise seneye başlıyorum." hep birlikte güldükten sonra Burak söze atladı "Ahmet ve Filiz biliyorsun sevgililer liseden beri ikisi de  inat etti puanla giriş yapacağız diye sonrasında kazanamadı onlar da muhtemelen özele yazılacak."

"En azından şansımızı denedik oğlum"

Filize daha sıkı sarılıp alnından öptü onu. Sohbet çok güzel ilerliyordu. Burak'ın sayesinde çok fazla yabancılık çekmemiştim. Çok fazla yabancıydım bu kalabalık ortama. Ama iyi gelmişti açıkçası. Hoşuma gitmişti. Bundan sonra arada bir görüşmek üzere ayrıldık Burak'la. Saat 17:23 olmuştu. Kapıdan çıkmadan

"Şirkete artık yarın giderim"

"Geç oldu zaten en mantıklısını yaparsın"

"Yoruldum zaten bu şekilde çıkmayayım karşılarına" Arabaya doğru yürüdük. Burak bana gerçekten iyi geliyordu. Ona karşı içimde büyüttüğüm o çocukluk aşkı beni güldürüyordu...


Burak beni eve bıraktıktan sonra arkadaşlarıyla görüşmeye gitti. Eve girdiğimde annem çoktan eve gelmişti. Beni gülümseyerek görünce çok fazla mutlu oldu. "Nasılsın güzel kızım"

"İyiyim anneciğim" sarılıp öptüm onu. Gitmeyeceğimi haber vermemiştim. Eskiden olsa kızardı ama şimdi hiç tepki bile vermedi.

"Aç mısın"

"Hayır, dışarıda yedim bir şeyler odama gidip biraz film izleyeyim diyorum"

"Tamam kızım, şimdi git odana güze bir dinlen yarın benimle erken uyanacaksın"

"Olur" dedim gülümseyerek. Odama geçip televizyonu açtım. Uzanıp avucumun içini yüzümün altına koydum aslında televizyon açık olsa da aklım İstanbul'daydı. Ezgi aramadan ben onu arayayım dedim. Cebime koydum telefonu çıkarım arama kaydından Ezgi'yi buldum. Tek çalmasında açtı telefonu. "Nasılsın Ezgi?"

"İyiyim sen nasılsın"

sesi çok fazla yorgun geliyordu.

"Var mı bir gelişme"

"Hayır hala hastanedeyiz sanırım hafta sonu ancak çıkarmış. Sen ne zaman geleceksin"

"Bilmiyorum ama yarın mümkün değil ertesi gün ancak gelebilirim"

"Tamam nasıl  istersen öyle olsun"

"Emrah yanında mı"

"Hayır buraya gelemez ki"

"Neden"

"Ömer pek sevmiyor, canım benim kapatmam lazım görüşürüz"

Görüşürüz diyemeden kapattı telefonu. Hava kararmıştı çoktan gece uyuyamadığımdan uykum geliyordu şimdi. Televizyonu kapatıp kendimi yatağa attım. Sabah erken kalkacaktım nasıl olsa...

Sabah yüzüme çarpan güneşle hafif hafif gözlerimi araladım. Sanırım annemden erken uyandım diye geçirirken aklımdan kapı tıklatma sesiyle annemin sesini duydum "Kızım uyandın mı"

"Uyandım anne" diye seslendim uyumaktan kalınlaşan sesimle.

Yatağımın ucundaki terlikleri giyip banyoya yöneldim. Çok fazla uyumaktan başım ağrıyordu. Elimle başımı tutup biraz bekledim. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Ellerimi duyun altına koyup yıkadıktan sonra avuç avuç suyla yüzümü yıkadım. Kollarımdan dirseğime akan suyu havluyla kurutup havluyu yüzüme götürdüm. Dişlerimi fırçalamadan kendime gelemezdim. Dolabı açıp şirkete uygun siyah elbisemi ve uzun kaşemi giyindim. Saçlarımı her zamanki gibi toplayıp hafif makyajla renk verdim yüzüme.

"Hazır mısın kızım"

annem yine gelmişti.

"Evet anne çıkıyorum" diye seslenip ardından kapıyı açtım. "Çok şık olmuşsun kızım"

gözleriyle beni süzüp kendisiyle gurur duyar gibi göğsünü kabarttı.

"Kızım hadi kahvaltı hazır, kahvaltıdan sonra çıkalım"

"Tamam" deyip üzerimdeki kaşeyi çıkarıp masaya geçtim. Büyük bardakta çay içmeyi seviyordum. Suzan teyze bana çayımı getirip "Afiyet olsun" dedi. Yıllardır yanımda çalışıyordu. Annemden çok bakmıştır bana. Yeri ben de hep farklıydı.

"Suzan teyze sen de gel otur ya uzun zaman oldu özledim seni"

"Çok işim var mutfakta ama senin  o güzel hatırını kırmaya niyetim yok." deyip kendisine de bir bardak çay doldurdu. Gözüm daldı babam geldi aklıma. Bİr bıçak gibi takıldı yokluğu boğazıma. Ağzımdaki lokmayı zorla yutup çayımdan bir yudum aldım. Annemle göz göze gelmek istemiyordum. Onu üzmeye hakkım yoktu. Masamdaki telefonuma mesaj gelince elimdeki bardağı bırakıp mesaja baktım.

"Yarın yurt dışına gidiyorum, Muhtemelen bir daha gelmeyeceğim, Kendine iyi bak güzel insan umarım her şey dilediğin gibi olur. Arada bir mail atmayı ihmal etme. Çok aradım seni ama telefonun ya kapalıydı ya da cevapsız kaldı aramalarım. Bu arada ablam adına özür diliyorum bakma onun kusuruna"

Çınar'ın mesajını okuduktan sonra bir eksiklik hissetmiştim. Evet haksızlık etmiştim ona, zaten yanımda değil ama tamamen yok olması üzmüştü beni.

Sofradan kalkıp "Anneciğim ben doydum"

"Kızım hiç bir şey yemedin ki"

"Doydum anne" diye sert çıkıştım.

Koşar adımlarla odama geçip Çınar'ı aradım. Telefonu kapalıydı hemen bana yolladığı mail adresine mail attım.

"Yarın İstanbul'a geliyorum maili görünce acil ara beni"

Tekrar giyinip dışarı çıktım annemle. Şirkete geldiğimde içimi bir boşluk aldı. Babam olmadan hiç bir anlamı yoktu buranın. Büyük koridoru geçtikten sonra sağ taraftaki beyaz kapılı odanın kolunu çevirdi annem. İçerisi hala babam gibi kokuyordu. Büyük kahverengi masanın üzerindeki kapalı bilgisayarı açtı annem. Ben ise sanki ilk kez bu odaya giriyormuş gibi inceledim her yeri. Annem babamın fotoğrafını büyütüp duvara asmıştı sanırım tek değişiklik buydu.

"Kızım birazdan yeni ortaklarımız gelir"

Annemin karşısındaki  koltuğa yerleşip "Dün nasıl geçti"

"Bir sıkıntı olmadı biliyorsun eskiden de ortağımızdı"

"Umarım her şey iyi olur"

"Olur kızım merak etme" annem çoktan işe başlamış gibi gömüldü evrakların içine.

Telefonum çalınca anneme söyleyip dışarı çıktım. "Alo Çınar"

"Nerelerdesin kaçak"

"Ya Çınar ne desen haklısın ama babamın vefatından sonra toplayamadım kendimi"

"Ne desem boş ama lütfen güçlü ol hayata sıkı sıkı bağlan"

"Sen neden gidiyorsun"

"Duru olmuyor yapamıyorum burada Onu" duraksadı ve yutkunduktan sonra devam etti.

"Onu çok özlüyorum hatırası var. Orada iş kurup çalışmaya başlayacağım."

"Yarın İstanbul'a geliyorum o zaman herşeyi konuşalım"

"Neden ne oldu"

"Ömer intihar etmiş"

"Duru haddim değil ama yanlış yapıyorsun"

"Biliyorum ama içimdeki sesi dinlemek istiyorum, Onun bana yaptıklarını ben ona yapmayacağım. Güzel günlerin hatırı var. Ha bu arada Ezgi Sürekli bilmen gerekenler var deyip duruyor."

"Hayırlısı olsun o zaman. Ben seni yarın yalnız bırakamam yarın ben de geleceğim."

"Tamam olur"

"Bilet alınca haber ver bana" 

"Kendine çok iyi bak"

Telefonu kapatıp annemin odasına geçtiğimde yeni ortaklarımız gelmişti çoktan. Hayat bitti dediğim yerden yeniden başlıyordu. Şimdi biraz daha büyüyordum. Biraz anlıyorum gidenleri.



En acımasız gündür, ayrılığın ilk günü.

O son konuşma bir dahaki başlangıçların da sonudur. Bir daha kimseye güvenememenin verdiği acıyı hiç saymıyorum bile. İlk günün heyecanı kalmaz üzerinde. Heyecandan titreyen kalbin kaybetme korkusundan titreyecek. Evet o artık yok !

Birlikte hayal kurduğun annene anlattığın, her muhabbetinizde arkadaşının kafasını şişirdiğin kişi artık başka ellere el açacak.

Alışmış olduğun mesajlardan eser kalmayacak. "Neredesin, kim var yanında, özledim" ve dahası. Günaydın mesajı gelmeden güne başlayıp iyi geceler dilenmeden geceye gireceksin. Gece demişken, gece gündüzün kalabalığından kaçabildiğin tek limanın olacak. ağlamak için geceyi bekleyeceksin mesela. Hatta kimse duymasın diye yastığı ısıra ısıra ağlayacaksın. Zehir zıkkım olacak en sevdiğin yemekler. İnsanlara boş bir anlamla bakacaksın, bir zamanlar içi gülen gözlerinle.

Daha aksi olacaksın ve sevgilisi olan herkesten uzak durup mutluluklarını dinlemek istemeyeceksin. Sonra içinde büyüttüğün yara giderek derinleşecek durup durup ağlayacaksın sokakta sınıfta evde.

Ne yapıyor nerede sorularıyla deli olacaksın. Uzaktan uzaktan izleyecek başka hesaplardan takip edeceksin onu.

Sonra mı ?

Sonrası yok işte, sen hayatına devam edeceksin onun gibi !

Hiç bir şey yaşanmamış hiç sevmemiş gibi.

Sonra mı ? Sonra her şey geçecek zaten. Geçmeyen ne var ki ? Dizindeki yaralardan eser var mı ? Yada bundan seneler önce kafana taktığın olaylar aklına geliyor mu ? HAYIR.

İnan bu da geçecek. Sen gülümse. Her şey geçecek.

 (ALINTI Songulunsal'IN  "SEVGİLİ KÜLLÜK" KİTABINDAN ALINMIŞTIR. OKUMANIZI ISRARLA TAVSİYE EDERİM :) )


MERHABA CANLARIMMM BİLİYORUM ÇOK ÖZLEDİNİZ İNANIN BEN DE SİZİ ÇOK ÖZLEDİM :) AMA HİKAYENİN SONLARINA YAKLAŞIYORUZ O NEDENLE ARTIK ÇOK SIK BÖLÜM YAZAMIYORUM. SON 10 BÖLÜMÜ 10-20 GÜNDE BİR PAYLŞACAĞIM SAKIN BANA KIZMAYIN. :(  ARTIK OLAYLAR DAHA FARKLI BİR BOYUT ALACAK. SÜRPRİLERE HAZIR OLUN. :)

BAZILARINIZ DESTEK OLURKEN BAZILARI KIRICI CÜMLELER KURUYOR BU DURUM BENİ ÜZSEDE YAŞINIZA VERİYORUM  SİZ MUTLU OLUN YETER :) CANINIZ SAĞOLSUN :)

UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ LÜTFEN VOTE VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN SİZİN DESTEĞİNİZLE BÜYÜDÜ MAVİ AİLESİ. VE SİZİN DESTEĞİNİZLE DAHA DA BÜYÜYOR. LÜTFEN EKSİKLİĞİNİZİ HİSSETTİRMEYİN. BEN SİZİ GERÇEKTEN ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM BUNU AKLINIZDAN ÇIKARMAYIN :) İYİKİ VARSINIZZ

3 SANİYE kitabı için desteklerinizi bekliyorum :)


MAVİ

İNSTAGRAM: askinmavitonu

FACEBOOK SAYFA VE GRUP : AŞKIN MAVİ TONU








Continue Reading

You'll Also Like

302K 16.9K 59
Hadi ama nerden bilebilirdim ki okulun ilk gününden müdürün oğluna tekme atıcağımı!
1.8M 30.3K 52
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
516K 19K 85
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
106K 4K 35
Geçmişinden kaçmaya çalışan dünyaca ünlü efsanevi boksör Derin, İtalya'nın meşhur mafya lideriyle karşılaşırsa ne mi olur? *** Bir adım daha yaklaştı...