Aldatılıyoruz

By fakirim_bosver

800K 45.3K 8.4K

Daha tamamlanmadı. Maalesef gençler, cringe ifadeler içerebilir: Dikkat! 0535***: Yani anlayacağınız Hazar B... More

♾ 1. Bölüm
♾ 2. Bölüm
♾ 3. Bölüm
♾ 4. Bölüm
♾ 5. Bölüm
♾ 6. Bölüm
♾ 7. Bölüm
♾ 8. Bölüm
♾ 9. Bölüm
♾ 10.Bölüm
♾ 11. Bölüm
♾ 12.Bölüm
♾ 13. Bölüm
♾ 14. Bölüm "Müzayede I. Kısım"
♾ 15. Bölüm "Müzayede II. Kısım"
♾ 16. Bölüm
♾ 17. Bölüm
♾ 18. Bölüm
♾ 19. Bölüm
♾ 20. Bölüm
♾ 21. Bölüm
♾ 22. Bölüm
♾ 23. Bölüm
♾ 24. Bölüm
♾ 25. Bölüm "Ayıcık Operasyonu Kısım I"
♾ 26. Bölüm "Ayıcık Operasyonu Kısım II"
♾ 28. Bölüm
♾ 29. Bölüm
♾ 30. Bölüm "Yendik Mi, Yenildik Mi?"
♾ 31. Bölüm
♾ 32. Bölüm "Kaniş Güvesi ve Kaplumbağa"
Bugün Doğum Günüüğğmm:"(
♾ 33. Bölüm "Dalin Mi? Kısım I"
♾ 34. Bölüm "Dalin mi? Kısım II"
♾ 35. Bölüm "Dalin Kısım III"
♾ 36. Bölüm "Neredesiniz?"
♾ 37. Bölüm "Hemşire Bey"
🍷 38. Bölüm 🍷Sıfır Artı Sıfır
BÖLÜM DEĞİL, NEIN!
♾ 39. Bölüm "Kaniş Güvesi ve Tarsiyer"
♾ 40. Bölüm
♾ 41. Bölüm
♾ 42. Bölüm "Lâl-ı Şok II. Kısım "
♾ 43. Bölüm
♾ 44. Bölüm "Kadersel Problemler"
Bölüm Değil Nein!
♾ 45. Bölüm "Kadersel Problem Çaresizliği"
♾ 46. Bölüm
47. Bölüm'den Kısa Bir Alıntı
♾ 47. Bölüm "Günlük"
♾ 48. Bölüm "Müphem"
♾ 49. Bölüm "Girye"
♾ 50. Bölüm ♾ "Gidişler ve Gidemeyişler"
♾️ 51. Bölüm "Giz Perdesi"

♾ 27. Bölüm "Ayıcık'ı Kim Aldı?"

10.4K 726 112
By fakirim_bosver

Genç adam, sessiz olduğunu düşündüğü adımlarla kafenin önüne doğru geldi.

Önce soluna, sonra sağına baktı. Görünürde kimsecikler yoktu. Elinde duran kafenin anahtarına baktı bir süre.

Genç kadının dikkatsizliğinden azıcık yararlanarak ödün(-ç)almıştı sadece. Çalmamıştı,

ÖdünÇalmıştı...

Ödün(-ç)aldığı anahtarı geri verecekti zaten.

Bir şey olmaz, diye düşünüyordu çünkü...

Çünkü... Öyle işte. Bir şey olmazdı, değil mi?

Anahtarı kilidine sokup iki kez çevirince metalik ses, boş sokakta yankılandı. Kapı açılınca hızla içeri girdi.

Kapıyı hafif aralık bırakmıştı, çıkarken daha çabuk çıkabilmek için...

Etrafına baktı şöyle. Kafe gayet düzenliydi. Sema'nın, düzene dikkat ettiğini anladı.

Ardından kasanın arkasında duran cam dolaba ilerledi.

Ayıcık'ın pembe saçları, siyah boncuk gözleri buradan bile sokak ışıklarının camdan yansımasıyla belli oluyordu.

Ayıcık'a bakarken düşüncelere daldı.

Ilgaz, çok güzel muhafaza etmişti emanetini. Emanet denmezdi, Ilgaz'a yeni bir arkadaş denebilirdi belki...

Ilgaz'a o vermişti Ayıcık'ı. O, on beş yıl sonra bulmuştu Şişko'sunu.

Kendisi de Ilgaz'ın deyimiyle Dombili'ydi.

Gelmişti arkadaşı. Ilgaz'a Ayıcık'ı vererek süpriz yapacak, onu gördüğünde şaşıracaktı. Planı böyleydi yani.

O...

Dombiliydi. Evet, Ilgaz'ın dombili arkadaşı Dombili'ydi.

Çocukken Ilgaz'ın son söylediği şeyi hatırladı.

'Bir dağın ismi, Pepe söylüyor...'

Şişko kollarını iki yanda sallayarak kaçmıştı. Nasıl anlamamıştı ki isminin Ilgaz olduğunu.

Neyse, dedi içinden genç adam. Öncelikle Ayıcık'ı almalı, sonra da buradan tıpış tıpış kaçmalıydı.

Ödün(-ç)aldığı anahtarlıkta cam dolabın anahtarı da vardı. Anlamıştı zaten...
Cam dolabı açıp, elini Ayıcık'a uzattı. On beş yıl sonra ilk kez dokunacaktı. Gözleri doldu. Çok güzeldi.

Aynı Ilgaz gibi...

Şimdi Ayıcık'la bakışmayı kısa kesip buradan gitmeliydi.

Ayıcık'ı tam eline almıştı ki kafenin kapısının gıcırdamasıyla yerinden sıçradı.

Elindeki Ayıcık'ı göğsüne bastırıp, bakışlarını boş kafede hızlıca gezdirdi. Bir yere gizlenmeliydi.

Evet! Kasanın altı!

Zor da olsa küçük yere girmeyi başardı. Gözlerini kapatmış, içinden Ayet-el Kürsü okumaya başlamıştı.

Kulağına iki kişinin ayakkabı sesi geliyordu. Bir de fısıldaşmalar...

"Oğlum, biri var içeride. Hırsız girmiştir belki. Kaçalım. "

"Salak mısın nesin? Kocaman adamsın, bir adamla başa çıkamayacak mısın?"

"Lan Abdü, asıl salak olan sensin. Bacakların titriyor korkudan aahahah!"

"Hakan abi korkusu bu oğlum. Hadi lan, abinin istediği oyuncak zırvalığını alıp gidelim buradan."

"Tamam be..."

Adamların adım sesi de tam dibindeydi. Konuşma sesleri de...

"Eee, dolap açık ama oyuncak yok! Lan Abdü, hırsız oyuncakçı olmasın?"

"Hırsız niye oyuncakçı olsun lan!"

Çekmece kırılma sesi geldi. Adamlardan biri çekmeceyi kırmıştı.

"Bak, paralar yerinde. Demek ki hırsız oyuncak hırsızı. Çalmış, kaçmış işte."

Hayır, ben hırsız değilim dedi içinden. Geri verecekti zaten.

Karşısına Dombili olarak çıktığında verecekti...

"Neyse ne! N'apacağız şimdi. Abi bizi öldürür."

"Hakan abi ne demişti? Pembe örgülü saçları var böyle. Kahverengi el yapımı bir oyuncak. Biz de oyuncakçı dükkanından araklar, pembe saç yapıştırırız. Ha Abdü?"

Uzun süre bir sessizlikten sonra Abdü denen adam konuşmaya başladı.

"Mantıklı..."

"Hadi gidelim. "

Adım sesleri uzaklaşıyordu. Kapının kapanma sesiyle derin bir oh çekti. Belki adamlar tuzak kurmuştur ihtimaliyle başını hafifçe kasanın altından çıkardı.

Gitmişlerdi.

Hemen üstündeki tozları eliyle bir temizledi. Lacivert kot pantolon, lacivert kapüşonlusuyla gizemli olduğunu da düşündü bir an.

Beklemenin gereksizliğini fark edince sessiz adımlarla kafeden çıktı. Kapıyı kapatıp kilitledi.

Elindeki Ayıcık'ı kapüşonlu hırkasınin içine koydu. Kapüşonlusunu da kafasında düzeltip yüzünde kocaman tebessümle kapıya arkasını dönmesiyle önünde bir karartı görmesiyle bağırdı.

"Tövbe! Euzubillah! Allahu Ekber! Eşhedü enlaaaa-"

"Hazar Bey?"

Kaşlarını çatıp karşısındaki yabancı adama baktı.

"Evet, benim? Bir sorun mu var kardeş?"

"Ilgaz Hanım, oyuncağını unutmuş da onu almaya geldim. Sizin burada ne işiniz var?"

"Sen kimsin? "

"Fuat efendim."

Fuat ismini Ilgaz'dan duymuştu restorantta.

"Demek Fuat sensin..."

Fuat, kaşlarını çatık bir şekilde Hazar'a baktı.

"Anlamadım efendim?"

Hazar sinirlenmişti.

"Bana efendim deyip durma! Ben senin efendin falan değilim."

"Peki efen- yani Hazar Bey."

"Bana sadece Hazar de. Zaten aynı yaşlardayız. Öyle görünüyor. Kaç yaşındasın?"

"Yirmi beş."

"Ben de yirmi altı."

"Anladım efen- yani Hazar Be- yani Hazar."

"Şimdi sana söylediklerimi aklından çıkarma Fuat kardeş. Ilgaz'a sakın yan gözle bakayım deme. Kimseye de baktırtma. Etraf çakal dolu, biliyorsun ki."

Fuat burnundan gülüp Hazar'ı onayladı. Hazar, sevmişti bu adamı.

Bir süre ikisi de sessiz durdu. Fakat Fuat'ın gözü Hazar'ın hırkasının altındaki şişkinliğe takıldı.

"Hazar?"

Hazar, daldığı sokak lambasından Fuat'a döndü yüzünü. Merakla kaşlarını kaldırdı.

"Efendim Fuat?"

"Hazar... ahahaha... sen... hamile misin aahahha..."

"Ne alâka?"

Fuat kaşlarını iki kez kaldırıp Hazar'a karnındaki şişliği gösterdi.

Hazar ne diyeceğini bilemedi bir an. Söylemeli miydi? Derin bir nefes alıp başladı olan biten her şeyi.

"Fuat, bak biz Ilgaz'la taa (...) İşte ben de bunu Ilgaz'a vererek süpriz yapacağım. "

Hazar, Fuat'a çocukluğunu, Ayıcık'ı ve Ilgaz'ı ne kadar çok sevdiğinden bir bir bahsederken, Hakan'ın adamları oyuncak dükkanından bez bir ayı çalıp, pembe örgüler dikmeye çalışarak abilerinin istediği bir şekilde oyuncak yaptılar ve Hakan'a götürdüler.

Hakan da Ilgaz'a oyuncakla şantaj yapıp ertesi gün olacakları bilmeden mesaj yazdı ve gönderdi.

Hakan ve adamları ertesi günde baygın bir şekilde kafede mayonezli paketlenmişken, Hazar yani Ilgaz'ın deyimiyle Dombili, Ayıcık'a sarılarak mışıl mışıl uyuyordu...

Continue Reading

You'll Also Like

916K 52.6K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
97.9K 3.2K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...
353K 29.8K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
373K 30.1K 46
"Uyan, kavga et, sigara iç, dolandır, uyu. Hayır, ben bundan ibaret değilmişim.." K.T. Bir dolandırıcı çetesinin üyesi olan Karmen, çeteyle birlikte...