Bölüm 83

2.2K 385 1.2K
                                    

Dinlemek ve anlamak arasındaki o ince çizginin üzerinde yürüdüğümüzü hissettiğim an, damarlarındaki kan akışlarını dahi anlayabilecek bir kapasiteye gelmiştim. Bazılarına çok saçma gelebilir belki, biliyorum. Ama bağlanmak farklı bir konuydu. Biz bağlıydık. Bir çoğumuz ailesine bağlıydı, evine bağlıydı, erkek-kız arkadaşına bağlıydı, akrabalarına bağlıydı, derslerine bağlıydı, ve biz tam olarak şu anda okulumuza bağlı olduğumuzu farkettik. Küçüklüğümden bu yana bu okula gitmek için hayaller kurmuş, sonunda başlamıştım. Bir kere bu okuldan disiplin kararıyla atılmış, ama ızdırap gibi günler geçirmiştim. Bu sefer öyle olmayacaktı. O ızdıraba izin vermeyecektim.

Kafamda tilkiler kol gezerken, "Ne saçmalıyorsunuz hocam siz?" diye seslendi Kutay, "Ne demek başka okula gidecekseniz?"

"Çocuklar lütfen sakin olun," dedi Rahmi bey her zamanki otoriter sesiyle, "Biz de bayılmıyoruz sizi dağıtmaya ama mecburuz. Olası yüksek şiddetli bir depremde en başta eğitim binası olmak üzere bir çok bina hasar görecek ve hatta yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Uzatmayın. Sizin iyiliğinizi düşünüyoruz."

"Bu okulun enkazının altında kalmayı yeğlerim Rahmi bey," dedi Murat en az onun kadar otoriter bir sesle. Gaddar müdürümüz bizi her zamanki gibi anlamıyordu.

"Ailelerinize ne hesap vereceğim ben daha sonra?" diye bağırdı.

"Size hesap verin diyen var mı hocam? Ben bu okuldan bir kere uzaklaştırıldım, bir daha asla uzaklaşmam. Cehennem azabı gibi günler geçirdik, bilen bilir." dedi Murat en yüksek sesiyle.

Aralardan yabancı bir ses duydum. "Gerekirse okulla beraber gömülürüz." Beklediğim ve istediğim cevaplar bunlardı. Kafamdaki tilkileri yerlerine oturtup konuşmayı ele aldığım zaman herkesin bakışları bana döndü. Sebo elinde çekirdeği çit çit çitliyor, olacakları dizinin en heyecanlı anı gibi izliyordu.

"3 sene bitecek hocam. 3 sene boyunca bu okulda okuyup, sene bitmek üzereyken başka bir okula gitmeyiz. Başka bir okuldan mezun olmayız. Benim ev adresim en yakın burayı gösteriyor. Başka bir okula gitmektense okulu bırakırım daha iyi. Nuri Baş yüzünden bizi gönderdiğiniz zaman da aynı şeyi söylemiştim. Okulu bırakırım daha iyi."

"Haklısın Ezgi Başkan," diye sesler duydum etrafımdan.

"Bina hasar mı görmüş? Biz onarırız orayı. Binalar mı yıkılacakmış? Altında kalırız. Sesimizi bir şekilde duyururuz. Var mısınız?" diye seslendim öğrencilere bakarak, "Binalarda hasar gören yerleri onaracak mıyız?"

"Onarırız. Yeter ki bize müsaade etsinler."

Giriş kapısına bakarak güvenlik Ahmet abiye seslendim. "Ahmet abi kapıları aç gitmek isteyen şimdi çıkıp gitsin, öğretmenlerimiz çıkabilir."

"Ne yapıyorsun Ezgi sen?" diye bağırdı Rahmi bey.

"Grev başlatıyorum. Var mı bana katılmak isteyen?" Herkes birden katılmak istediğini söylediğinde müdürün konuştuğu kürsüye doğru gittim.  Hala ders için okula gelen öğrenciler vardı, kapılar açıldı ama dışarıda kaldılar.

"Okulun yıkılmama kararı alınana kadar içeriye giriş çıkış yasak. Okulda yatıp kalkacağız. Tamir isteyen yerleri tamir edeceğiz. Şimdi, şu anda greve katılmak istemeyen hemen aramızdan ayrılsın. Dışarıdaki öğrencilere sesleniyorum, eğer bu greve katılacaksanız sizde kapının dışında yatıp kalkacaksınız. Ne zaman ki bu karardan vazgeçilir, o zaman bırakacağız grevi. Eğer gitmek isteyen varsa, şimdi gitsin ama bu iş çözüldükten sonra çıktıkları kapıdan içeriye giremezler. Bunu göze alarak gitsinler. Anlaşıldı mı?"

"Buradayız. Hiçbir yere gitmiyoruz. Grevse grev. Okulumuzu yıktırmayız!"

"Saçmalık!" diye bağırdı Rahmi hoca, "Siz ne saçmalıyorsunuz? İzin vermiyorum. Ezgi kendine gel, yeter artık." Ters bakışlarını bana çevirdiği zaman birbirimize bakarken ne diyeceğimi bilemedim. O anda topluluktan sesler yükselmeye başladı.

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin