Bölüm 25

2.7K 454 378
                                    

sadesmasad Aysenur25bts sevgili okurlarım attığınız yorumlardan dolayı bu bölüm size gelsin. Seviliyorsunuz. İyi seyirler diliyorum herkese.

"Bugünden itibaren Tophane endüstri meslek lisesi öğrencisi değilsiniz. Çıkabilirsiniz."

Hani bazı anlarımız olur. Böyle şaka gibi gelir. Daha doğrusu şaka olmasını isteriz. Kahkahalar atıp gülmemek için zor tutarız kendimizi. Hayatımızda duyduğumuz en saçma şeydir o mesela. Duyduğunuz en geri zekalıca fıkradır. Gözümüzden yaş gelene kadar gülmek isteriz ama o şaka olmaz. Gerçektir aslında. Size ciddi ciddi bunu söylerler. Başta idrak edemezsiniz, işte o an şaka gelen andır. Aradan saniyeler geçip jeton düşmeye, kafa basmaya başlar ve şaka olmadığını kavrama yetiniz devreye girer. Mesela benim şu an olduğu gibi. Karşımdaki adamların şaka yapmadığını biliyordum. Anlamaya başladım. Müdür bey bana kızgın bir ifadeyle bakarken Nuri ve Fikret durumdan çok memnundu.

"Siz ne saçmalıyorsunuz?" diye sordum sakince. Yumruk olan ellerim benden habersiz önümdeki masaya vurdu, bu sefer bağırmaya başladım.

"Siz ne saçmalıyorsunuz hocam? Ne atılması? Ne demek ilişiğiniz kesildi?" Ben bağırırken Kutay kolumu tutsa da o da sakin kalamadı.

"Saçmalık bu. Okuldan atılacak olan kişiler biz değiliz. Bizim böyle bir suçumuz yok Rahmi bey, sınav sorularını falan çalmaya çalışmadık biz." Kulaklarımın zarı patladı yemin ederim. Buradan çıkınca ilk işim hastaneye gitmek olacak.

"Kutay," dedi müdür Rahmi, "Yapmayın oğlum..." Sesi bezgin geliyordu. Sanki o da bu durumdan memnun değil gibiydi ama kurallar böyleydi.

"Bende kimseyi okuldan atmak istemiyorum. Bu okuldan öğrenci atılmış, suçluymuş dedirtmek istemiyorum ama prosedür böyle." Bakışlarını bile bizden kaçırırken yutkunduğunu gördüm. Biliyorum ki bu adam bizi bu okuldan kovmak istemiyor. Ama Nuri ne yaptıysa altından girip üstünden çıkmış resmen adamın. Kovdurmak için uydurduğu yalan bizi bu okulda zaten tutmaz.

"Hocam biz sınav sorusu falan çalmak için gelmedik bu okula," diye bağırdım. Kendimi tutamıyordum. Hocalara asla sesimi bile yükseltmem ama kendimi tutamıyorum.

"Sebebini öğrenseniz hak vereceksiniz. Lütfen yalnız konuşalım," diyen Kutay'a baktım. Resmen adamı ikna etmek için sakin bir ses tonu kullanıyordu. "Size anlatmamız gereken çok önemli bilgiler var aslında..."

"Anlatın bilelim," dedi Nuri piçi, "Hadi anlatın. Okulun ücra köşelerinde içtiğiniz sigaraları hep göz ardı ettim ama yeter Kutay. Siz artık çığırından çıktınız. Siz artık bu okula yakışan öğrenciler değilsiniz." Konuyu değiştirme çabası gözlerimi yaşartıyor.

"Bari aynı okula gitseydik," dedi arkadan Gülcan, "Neden ayrı ayrı okullar Rahmi bey?"

"Yok ya," diye karşılık aldık. Müdür yerine Nuri konuştu. "Aynı okullara göndereyim de orayı da yıkın. Sonra başka okula gidin, orayı yakın. Sizin bir arada durmanız bile külliyen zarar." Müdür beyin kulağına eğilip, "Rahmi bey hesap vermek zorunda değiliz. Hepsini gönderelim gitsin," dedi. Müdür başını hafifçe sallayıp bakışlarını Kutay'la aramızda gezdirirken odadan çıkmamızı istedi. Hatta okuldan çıkmamızı istedi.

Şok anlarımız olur ya hani. İşte o şok anımdaydım. Anlatacak kelime bulamıyorum başka. Aklım çalışmıyor. Kalbim iyi değil. Beynim durdu. Hatta damarlarımda kan dolaşımı bile olmuyor. O derece dondum. Öldüm sanki.

Koridorda attığımız her adımda şok dalgası şiddetini artırırken bütün öğrenciler kapılara çıkmış bize bakıyordu. Herkes birbirini dürtüyor, aralarında fısıldaşmalar yaşıyorlardı. Biz kendi aramızda konuşmadan en üst kata sınıflarımızın önüne geldik anlaşmış gibi.

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin