Bölüm 35

2.7K 463 698
                                    

Meslek lisesi kategorisinde 1. Meslek liseli, 2. Okulda sapık var. Şaşırdık mı? Hayır.

Saçma salak bir ruh hali içine girdiğim esnada Kutay bile konuşmuyordu. Çok tuhaftı her şey. Kafam gidip gelmeye başlıyordu ama ayakta kalmaya çalışıyordum. Oturduğumuz kaldırım taşlarını karanlıkta saymaya çalışırken Fatih abiye neden güvenmediğini düşünüyordum. Adam bir yandan haklıydı aslında. Bu işi alttan alttan yürüteceğini en başında söylemişti. Ve ona ne dediysem hepsini öğrenip bana bildirmişti. Geç olması normaldi. Mesai saatleri dışında arkadaşları uğraşıyordu. Kendisi de gece gündüz bana sürekli mesaj atıp iyi olup olmadığımı öğreniyordu. Benim Nuri piçini kızlara söylediğim zaman Kutay'ın telefonunda bana parmak izinin ona ait olduğunu söylemişti. Polislik iç güdüsüyle onun bir işler peşinde olduğuna benim kadar inanıyordu. Belki bu iş ciddi anlamda yürütülüyor olsa çoktan içeriye atılmışlardı ama şikayet ettiğim zaman atılmamışlardı. Adamın içeride sağlam adamlarını olduğunu bana daha önce söylemişti. Bu iş basit değil demişti. Evet öyleydi. Bu iş sandığımız kadar basit çözülecek gibi değildi. Şimdiden sonra anca götü kollayacak ve bir an önce işi çözecektik.

"Fatih abiye şu notu verelim Ezgi. Bakalım onda parmak izi çıkacak mı? Artık güvendiğini düşünüyorum..." Saydığım taşları daha fazla sayamıyordum karanlıkta. Gözlerimi onlardan ayırıp Kutay'ın karanlık çikolata soslarına döndüm.

"Verelim..." Başka da çaremiz yoktu zaten. Güvenmeliydim. Keza en başında onunla görüşmüştüm. En başından beri bana yardım etmeye çalışan tek kişiydi. Olayın olduğu gün savcı ve doktorla görüşmemi bile o sağlamıştı.

Fatih abiyi arayıp olduğumuz yere çağırdık. Montumun cebinden çıkan notu verip olayı detaylarıyla anlattıktan sonra dava işini sordum.

"Açmıyoruz abicim. Bu adamın Nuri olma olasılığı çok yüksek. Sana yardım ettiğimi biliyor çünkü. Eğer davayı şimdi açarsak bir şekilde sıyrılabilir. Emniyette kendimi yırttım kamera kayıtları için, ama bir faydası olmadı. İçeride görüştükleri kişiler kodamanlardan. Yine sıyrılır. Başkasının üstüne atar hatta. O yüzden abicim, Ayşenur davası açıldığı zaman anca bunu da ortaya sunacağız. Bu saatten sonra attığımız adım bile önemli. Belki şu anda bile takip ediliyoruz. Her şey olabilir. Elimizde sağlam raporlar olması lazım. Bir yandan biz, bir yandan siz uğraşacaksınız ve sağlam delillerle çıkacağız mahkemeye."

Haklılığı bas bas bağırırken eve gitmeye başladık. Ne yapmamız ve nasıl davranmamız gerektiği hakkında bilgi verdi. İkimizde onayladık. O eve girdikten sonra biz Kutay'la apartmanın girişindeki merdivenlere oturduk. Kafalarımız yol çarpı hız bölü zaman kadar karışıktı. Girdiğimiz bu yolda attığımız, her adımda ayağımız bir çukura denk geliyordu. Gök gürleyip yağmur yağmaya başladığı zaman ellerimi merdivene koyup yukarıya baktım.

"Bak biz yine beraberiz ve yine yağmur yağıyor..." dedim sessizce.

"Belki yağmur taneleri yere düşmek istiyordur. Sonra buhar olup tekrar bulutlara çıkmak istiyordur. Aynı senin gibi." Ne demek istediğini anlamadım. Anlamak için bakışlarımı ona çevirdim. O, arkasındaki duvara yaslanmış beni izliyordu.

"Ne alaka?"

"Cuma yere düştün, hatta bütün gün yerlerdeydin. Yağmur damlası gibi düştün ve yerle buluştun. Ama sonra ne oldu? Güneş açtı, hava ısındı ve buhar olmaya başladın. Şimdide bulutlara çıkma vakti. Uçma vakti Ezgi reis..." Kendine güneş mi demek istedi? Ben mi yanlış anladım?

"Güzel gaza getiriyorsun Kutay," dedim tekrar gökyüzüne bakarken, "Ya rögar kapağından kayıp toprağın altına giren kısım olursam?"

"Saçmalıyorsun Ezgi, buna izin vermem. Gaza da getirmiyorum. Sadece içindeki seni ortaya çıkartmaya çalışıyorum." İçimdeki Sebo geri zekalısı sana aşık. "Söylesene aklından ne fikirler geçiyor gene?"

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin