Bölüm 41

2.4K 470 488
                                    

Kere maşallah. Buraya kadar geldik be. Aferin bize gençler. Bölüm yazamam diyordum ama Cihangir'i uyuturken ayarladım bir şeyler. Bir sonraki bölümü daha da heyecanla bekleyin. Çünkü çözülmesi gereken denklemleri çözmeye az kaldı. Ne kadar çok yorum ve beğeni o kadar hızlı bölüm.
Yanlış olmasın ablanız anlatıyor. Dnsbskbsb

Yazarın anlatımıyla...

Ezgi okulda telefonunun olmadığını söyleyecekken Kutay çocuğun birini dövmeye kalkmıştı, haliyle söyleyememişti. Ezgi'yi kapattıkları olay mahalinde telefonu bulan kişi sevinçten çılgına dönmüştü adeta. Ama hevesi neresine girerdi, Allah biliyordu.

Dilara Murat'la konuşurken Ezgi'den olmayan mesajı ondan geldiğini düşünerek açıp baktı. 'Deskmate, Kutay'la kavga ettik. Moralim çok bozuk, yanıma gelsene.'

Dilara şaşırdı ama arkadaşının ona ihtiyacı vardı. Mesajı atan kişi bugün sınıfta Ezgi'nin Kutay hakkında söylediklerini bildiği için böyle bir mesaj atmıştı aslında. Ne demişti? Kutay'la aram bozuluyor. Tabi bu söylenenlerin bir oyun olduğundan haberi yoktu. Hatta Ezgi bu işin peşini bıraktı diye sevinmişti bile aslında. Ama alacak bir hesabı daha vardı. Bu kızlar yüzünden adı savcılıkta bile geçmişti.

Murat bilgisayarını alıp Kutay'ın yanına, galeriye gitti. Aslında söyleyecek şeyi önemli değildi. Ama reisi, sevgilisiyle tartışmıştı. Ne olduğunu merak ederek gitti yanlarına. İyiki de gitmişti. Ezgi'yi orada görünce şoka girdi. Dilara Ezgi'nin mahallesine gittiğini söylemişti.

Üçü de olayı idrak etmeye çalışırken Ezgi konuşmaya giren ilk kişi oldu. "Telefonumun olmadığından haberleri yoktu, nereye gittiğini söyledi mi?"

"Sizin oraya gidecekmiş, öyle söyledi." Sınavlar bittiği için Dilara'nın evden çıkma yasağı da kalkmıştı.

Vakit kaybetmemek adına koşturarak Kutay'ın arabasının yanına geldiler. Murat hala anlamıyordu. "Yenge telefonun nasıl yoktu?" Kutay bağıra bağıra nedenini söyleyip hızla okulun oraya gitmeye başladı.

Murat anında Dilara'yı aramaya başladı. "Cevap vermiyor," dedi telaşla, "Yenge cevap vermiyor." Eli ayağı titriyordu. Ya sevdiği kıza bir şey olursa?

Ezgi telefonu eline alıp üst üste 2 kere aradığında mahalleye gelmişlerdi. Arabadan inip önce evine baktı Ezgi. Kapının önünde ayakkabısı yoktu. Babasını telaşlandırmamak için koşarak sokağa indi. Mahallenin içinde üçü beraber her deliğe bakıyorlardı.

"Bu böyle olmayacak," dedi Kutay, "Ayrılalım, öyle arayalım."

Ezgi otoparkların ve çocuk parklarının yerlerini  Murat'a söyleyip Kutay'la beraber yanından ayrıldı. Onlar okula gidiyorlardı. Öncelik olarak makine bölümünün o lanet sınıfı akıllarına geldi.

"Sen gir," dedi Ezgi, "Ben o sınıfa girmek istemiyorum." Kutay'ın elini bırakıp bir şey demesine fırsat vermeden koşarak kendi bölümüne gitmeye başladı. Ayşenur'da yaşadığı acıyı tekrar yaşayacak mı diye düşünürken kendini bölümün önünde buldu. Nefes nefese 3 katı çıktıktan sonra dizlerinde derman kalmadığını hissetti. Ama deskosu için değerdi. Onun yeşil gözlerini kapatmalarına izin vermeyecekti.

"Dilara," diye bağırarak bölüme girdi. Aslında geçtikleri tüm kapılar kilitliydi ama hepsini tel toka veya öğrenci kartıyla açıyordu. Ellerinin titremesini durdurmak çok zordu onun için. Sadece gayreti vardı. Bir de zekası.

Bölümdeki tüm sınıfların boş olduğunu gördükten sonra bir yandan, "Dilara," diye bağırıp, bir yandan koşarak aşağıya iniyordu. Kutay diğer sınıfa bakmış, bir şey bulamamıştı. Binadan çıktığı zaman karşılaştılar.

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin