43-Oyuncak

1.1K 39 3
                                    

-İnanmıyorum nasıl ya? Bunu nasıl yapar bana emrivaki yaptı resmen! Mete aramızda hiç birşey olmadı. Alpay bana bizi evlendirecekler dedi. Anlaşma yapalım dedi! Beni nasıl ikinci defa tuzağa düşürmüş!
-Evrim nerden bilebilirdin ki? İnan ben bile bu kadarını yapabileceğini düşünmüyordum.
-Mete bunca zaman neden beni uyarmadın? Saçma sapan bir işe "Evet" demiştim. Bunca zaman Alpay'ın sana beslediği kinin oyuncağı olmuşum.
-Evrim ben zaten bunun vicdan azabını yaşadım. Sana nasıl gelip diyebilirdim? Onca zaman sana olan aşkımı içimde yaşadım. Üniversite bitsin sana gelip evlenme teklifi edecektim. Sonra Alpay bana bunu yaptı işte! Seni ne denli sevdiğimi bildiği için, beni yenilgiye uğratmak için seninle oynadı.

Göz yaşlarım gözlerimden süzüldü. Mete bana usulca sarıldı ve ben bilmiyorum ne kadar sürdü ama uzun süre ağladım. O da beni teselli etti.

-Bunları daha önce anlatmalıydım, çok üzgünüm Evrim.

Cevap vermedim ve sahil boyu yürümeye devam ettik. Bunca şey olup bitmiş Alpay beni en ufak bir tereddüt ettirmeden işi bu boyuta getirmişti. Sevmediği biriyle sırf hırsı için evlenebilecek kadar gözü dönmüştü.

-Mete benim artık gitmem gerekiyor. Evden merak ederler.
-Tamam sana eşlik edeyim.
-Teşekkür ederim.

Evin önüne kadar birlikte yürüdük. Ben sessiz kalmayı tercih ettim ve Mete'de bu durumu bozmadı. Eve geldiğimde annem kahvaltı hazırladı birşeyler atıştırıp Alpay'a mesaj attım.

"Günaydın Alpay, bu gün müsait misin?"
"Günaydın, elbette sana daima müsaitim. Gelip seni alayım mı?"
"Olur, bir saate hazır olurum."

O sırada Baran'da bana yazıyordu.

"Günaydın güzellik, bu gün sana bir süprizim var. Akşam 8 de evin önünde bekliyorum."

Baran'ı aradım.

-Ne sürprizi Baran, Allah aşkına?
-Merak etme seni mutlu edecek bir şey. Umarım Akşam bir planın yoktur.
-Yok ama başta söylesen ne olduğunu? Bir de ikide birde evimizin önünde bitme mümkünse, annem sıkıştırıyor.
-Tamam merak etme, hadi benim işe dönmem lazım.
-İyi tamam. Hadi görüşürüz.

Telefonu kapattım ve hazırlandım. Alpay'la sözleştiğimiz vakitte geldi ve bende arabaya bindim.

-Alpay rahatça konuşabileceğimiz bir yere gidelim.
-Tamam peki. Bir şey mi oldu?
-Evet önemli.

Az sonra lisedeyken ara sıra gittiğimiz bir cafenin önünde durdu. Gündüz olduğu için Cafe neredeyse bomboştu. İçeri girip Deniz manzaralı bir masaya geçip oturduk.

-Evet Evrim ne oldu anlat lütfen?
-Sabah yürüyüşe çıkmıştım bil bakalım kiminle karşılaştım, Mete'yle.
-Eee, yani?
-Bilmiyormuş gibi davranma, herşeyi anlattı bana. Alpay nasıl bu kadar insafsız olabilirsin? Bana bunları nasıl yapabilirsin?
-Evrim bak Mete olayları abartmayı ve anlatırken birşeyler katmayı çok sever. Ne anlattı sana bilmiyorum ama emin ol gerçekleri çarpıtarak anlatmıştır.
-Alpay ben Mete'nin anlattıklarına inandım neden biliyor musun? Çünkü ben o mağduriyeti yaşadım. Aramızda yaşanan şeyden sonra bana bakmayışın, beni umursamayıp Ece'yle takılmaların. Sonra Amerika'dan Türkiye'ye tatile gelip Ece'yle gününü gün edişini gördüm. Ardından ne oldu Alpay bey bir andan Mardin'de kapımda bitiverdi. Hem de evlilik teklifiyle.
-Evrim ben sana bu yaşadıkların yalan demiyorum. Evet ben bazı hatalar yaptım.
-Bir dakika, bir dakika bazı hatalar mı? Alpay sen bana yalan söyledin. Sahtekarca davrandın beni kandırdın! Mardin'de sana sormuştum, neden beni bıraktın öylece diye. Bana küçük olduğum için korktuğunu söylemiştin ve buna beni inandırdın. Benden özür dileyip tekrar beni kandırdın ve evlilik sözleşmesi yapalım dedin. Halbuki Mardin'e gelişin bile beni ikinci kez Mete'nin elinden almak içinmiş. Sırf baban Mete'yle beni evlendirecek diye kalkıp Mardin'e gelip beni seviyormuş rolü yaptın. Bu kadarı da hata olamaz! Bu kadarı çok fazla anlıyor musun?
-Evrim haklısın bak lütfen bana bir şans ver. Ben Mardin'e seni ikna etmek için geldim. Seninle kaldığım sürece sana çok ısındım. Benim sana olan duygularım gerçek! Lütfen yalvarırım bana bir şans ver. Ben hatamı anladım ve ne istersen yaparım.
-Alpay senden ne isteyebilirim ki? Bana yaşattığın herşey tümüyle hayal kırıklığı. Biliyor musun, ben lise hayatım boyunca sana platonik aşıktım. Bana çok sempatik, komik ve eğlenceli geliyordun ama görüyorum ki sen bir ruh hastasısın ve tedavi olman gerekir. Sırf abinden hıncını almak için beni kullandın. Yaşadığın aşağılık kompleksini yene bilmek için beni oyuncak ettin.
-Evrim çok özür dilerim. Yalvarırım beni affet söz veriyorum herşeyi düzelteceğim seni kendime tekrar aşık edeceğim.
-Sana sadece gülüyorum acaba bu halinin sebebi bana yaptıklarını babanın duyacağı korkusu olabilir mi?
-Evrim yalvarırım sana kimseye birşey deme. Ben çok pişmanım, lütfen senin için herşeyi yaparım. Senin istediğin gibi biri olurum.
-Alpay sen hastasın! Lütfen benden uzak dur! Şakın ama sakın bir daha benimle oynama! Seni çok fena yaparım, duydun mu!
-Evrim lütfen, yalvarırım babamın işi benim yüzümden bozulursa çok kötü olur. Bir daha yüzüme bile bakmaz.
-Bak ben bu anlaşmayı sırf babam için kabul ettim ama buna daha fazla katlanamam. Olanları bilmek zorundalar.
-Ne istersen yaparım sadece bunları babam duymasın. Lütfen olanları kimseye söyleme.
-Merak ediyorum Mete neden bana yaptıklarını  babana anlatmadı. Onu hala ne ile tehdit ediyorsun? Bunca zaman onu nasıl susturdun?
-Lütfen affet beni hatamı anladım, abime çok kötülük yaptım. Ondan özür dileyeceğim, onun ayaklarına kapanacağım sadece beni affedin ama bunları kimse bilmesin, Evrim beni biraz sevdiysen lütfen hem bak bu duyulursa babanın işi de bozulacak. Herkes onların hastaneyi açmasını bekliyor. Herşey hazır Evrim işleri bozulursa herkes çok üzülür.

YANGIWhere stories live. Discover now