2-Uzak Diyarlara

5.1K 168 8
                                    

-Neeeeee... Mardin mi?
-Evet Handancığım Mardin, dedim.

O değilde ben bizimkilere nasıl söyleyecektim bunu, zor olacaktı kabullenmeleri.

-Evrim acaba diyorum babanın hasta...
Sözünü bitirmeden durdurdum.
-Yok Handan eminim ben, verdiğim karadan da dönmeyi düşünmüyorum.

Gayet kararlıydım bu konuda, daha fazla hiç kimsenin hayatımı yönlendirmesine izin vermeyecektim. Ne olursa olsun, Mardin'e gidecektim.
...
Hazırlıklar epey yorucu geçiyordu. Öncelikle atandığım sağlık ocağındaki hemşireye ulaştım. Kendisinden sağlık ocağı hakkında ve kalacak yer ile ilgili bilgiler aldım. Bana ev konusunda yardımcı olacağını ve sağlık ocağına yakın bir ev bulacağını söyleyince çok mutlu oldum. Ben gitmeden en azından evim hazır olacaktı.

Bizimkilere gelince saygı değer babam, Doktor Rahi Bey ile annem, Şevval Hanım bir türlü benim gideceğimi kabullenemiyorlardı. Biricik kızları Mardin yolcusuydu ve buna alışmaları gerekiyordu.

-Kızım bak baban pişman olur döner diye pek birşey demiyor sana ama bu gün hastane başhekimi Mahir Bey görüşmüş. Seni hastaneye alacaklar, dedi annem. Ben ise aldırmadan valizlerimi hazırlıyordum.
-Annecim artık alışsanız iyi olur ben gidiyorum evimi ayarladım herşeyim tamam. Babama da bilsin artık, onun yönlendirmesi ile benim hayatım şekillenmeyecek.
-Güzel kızım, mis kokulu kızım. Bizi böyle bırakıp gidecek misin yani?

Gözlerim dolmuştu saçlarımı bağladığım tokayı alıp bileğime geçirdim, kısa olduğu için her yerden çıkmışlardı ve beni bunaltmışlardı. Tekrardan sıkıca bir araya getirip bağladım ve anneme dönüp;

-Annem merak etme şimdi bilmediğim bir yere gittiğim için böyle hüzünleniyorsun ama ben Afrika' ya giderken de böyleydim. Ben böyleyim anne uzun süre bir yerde kalamıyorum. Birine bağlamıyorum. Ben böyleyim...

Bağlılık, evlilik, ilişki bana göre değildi. Ruhum daralırdı, gerçi bunun karşı taraflada ilgisi var. Ya doğru düzgün biri çıkmadı karşıma ya da doğru düzgün gelenleri ben istemedim. Böyle bir kısır döngü içerisinde sürdü durdu bu iş. Sonra da beni öğrenilmiş çaresizliğe doğru sürükledi. Yalnızca bir kişiye karşı koyamıyordum, Alpay Akın Sarper...

Karmaşık bir şekilde flörtten platonik ilişkiye dönen bir süreç yaşadık. Alpay babamın çalıştığı hastanenin Başhekimi, Mahir Bey'in ortanca oğlu ve şu an Manhattan'da bir hastanede Kalp Damar Cerrahı. Üniversiteyi bitirince ailesinin ısrarı üzerine Amerika'ya gitti bir daha da gelmedi. Gerçi o gittikten sonrada bir süre mesajlaştık filan ama oradaki hayat daha cazibeli gelmiş olacak ki birden haber alamaz oldum. Bir süre flörtte ettik bağlandı sanmıştım ki, çok geçmeden öyle olmadığını anladım. Ee tabi boylu poslu, kaslı omuzlu çocuk, muhtemelen Amerika'da da boş bırakmamışlardır. O irtibata geçme çabası göstermeyince, ne yapayım bende zorlamadım daha fazla. En son geçen sene ortak bir arkadaşımızın evinde düzenlediği, yılbaşı partisinde karşılaşmıştık. Saçlarını uzatmış biraz da tarzında değişiklikler yapmıştı. O kasıntı Alpay gitmiş, yerine daha rahat biri gelmişti sanki. Lakin ne olursa olsun o gece de kalbimi çarptırtmayı başarmıştı. Üstelik yanıma gelir gelmez boynuma eğilip "Kısa saç sana çok yakışmış Evrim, çok çekici olmuşsun." Demişti. Beni beğendiğini biliyordum lakin öyle şehvetli söylemişti ki ardı arkası gelir sanıp hayallere dalmıştım. Yılbaşından hemen sonra geri döndüğünü duyunca da, hayal kırıklığı yaşasamda gururumdan ötürü kimseye bu girdiğim halleri anlatamadım.
...
Hazırlıklar neredeyse tamamdı, günler öyle çabuk geçiyordu ki uçuş vakti gelip çattı. Handan sabah evden çıkmadan aradı ve çalıştığı için veda etmeye gelemeyeceğini söyledi.

Mardin'de indiğimde Canan Hemşire ve arkadaşı beni hava alanından almaya geleceklerdi. Krem rengi bir elbise ve kahve rengi deri çizmelerimi giydim. Havalar bir kaç güne kadar iyiydi lakin bu gün oldukça yağmur vardı. O sebepten üzerime elbisemin boyunda diz üstüme gelen krem rengi yağmurluğumu da giydim.

Hava alanına vardığımızda uçuşa iki saat vardı. Annem ile son defa sarılıp, babama döndüğüm sırada;

-Kızım bak gidiyorsun ama çok sürmeyecek, buradaki rahatı bırakıp çile çekmeye gidiyorsun. Bir de, Mahir Amcan seni çok seviyor ve beğeniyor biliyorsun bunu değil mi?
-Teşekkür ederim babacığım. Biliyorum bende kendisini çok başarılı buluyorum ama onun hasta... diyemeden babam sözümü kesti.
-Mahir Amcan seni hastane için değil oğluna eş olarak düşünüyor Evrim. Bana sana sormamı istedi. Gönül rızası ile olur bu işler, Evrim kızımız ne düşünür dedi.

O an şaşırıp kalmıştım ne yani Doktor Mahir Sarper beni Alpay'a mı istiyordu?

YANGIWhere stories live. Discover now