31-Kaçış

1.3K 40 4
                                    

-Nerden geliyorsun?
-Niye soruyorsun, eğer çekilirsen evimin kapısını açacağım.

Kapıyı açtım ve arkamdan içeri girip kapıyı kapattı.

-Doktor cevap ver, neredeydin?
-Arkadaşımın nişanı vardı oradaydım.

Üzerimdekileri süzdü, bu kıyafetlerle başka bir yerde olamazdım.

-Sen yine neden geldin kapıma?
-O herif gitti mi diye bakmaya geldim.

Gözlerimi devirdim ve çantamı girişteki ayakkabılığın üzerine koyup, topuklularımı çıkarttım.

-Evriiimmm! Kızdırma beni, burda kalmıyor değil mi?
-İçin rahat olsun iki gün önce gitti o.
-İyi bana kahve yapsan, zaten Konak'ta kadın dırdırı dinlemekten başım şişti.

Henüz Revin'in yokluğundan bir haberdar olduğu besbelliydi.

-Yorgunum Baran, üzerimi değiştirip uyumak istiyorum. Lütfen sende fazla yayılma o kanepeye. Hatta sen git bir an önce karın evde bekliyordur seni.
-Evrim!

Şu an Baran'ın eve gitmemesinin gitmesinden daha hayırlı olduğunu düşündüğüm bir vakitti. O yüzden kalmasına izin verdim ve konuyu değiştirdim.

-Annen bizi biliyor, konuşmayı düşünmüyor musun? Zira bana yaptığı muamele hiç hoş değil.
-O ne demek? Ne muamelesi.
-Bana olan bakışları, söylediği şeyler hiç doğru değil Baran. Seni başlatan çıkartan bir kadınmışım gibi bakıyor.
-Doğru değil mi? Beni baştan çıkartmıyor musun?

Küpelerimi çıkartıyordum, hızlıca çektim ve kulak deliğimi incittiğimi hissettim.

-Ne demek bu şimdi?
-Beni heyecanlandırıyorsun diyorum. Annem kızıyor sana içten içe, bunun tek taraflı olmadığını bilecek kadar akıllıdır o.
-Ben öyle hissetmiyorum. Senin evli olduğunu belirterek yapıyor bunu.
-Songül'e dokunmadığımı biliyor, kızıyor işte. Acısını da senden çıkartıyor.
-İyi de bana ne bundan. Songül'ü sevmediği halde bana olan bu tavırı da garip.
-Onun amacı farklı, torun istiyor. O yüzden Songül'ü tutuyor.
-Güldür me beni, Songül'ü tutuyor da ne? Ne yaparsalar yapsınlar umurumda bile değil. Sadece konuş onunla, benim senin peşinde koşacak ya da baştan çıkarıp evliliğini bozacak biri olmadığımı söyle.
-Öyle biri olmanı isterdim aslında, evlendiğimden bu yana sana dokunmak bile yasak. Sinir oluyorum bu duruma, Songül'ü de nerede görsem boğmak istiyorum.
-Benim kendime saygım var ve inandığım şeyi yapıyorum Baran, itirazın varsa bu beni ilgilendirmez, keza evliliğin de umrumda bile değil.
-Eminim öyledir.

Sırıtıyordu.

-Komik olan nedir?
-Evliliğimin umrumda bile olmadığı lafı baya komikti.
-Baran gerçekten sinirimi bozuyorsun.
-Ondan mı Revin'i bahane edip konağa geliyorsun.
-Ben mi geliyorum? Hastaneye götürün dedim kaç kere. Öyle bir niyetinizin olmadığını görünce gelmek zorunda kaldım.
-İyi peki, öyle diyorsan. Sırıtmaya devam ediyordu.

Kanepenin köşesinde duran yastığı aldım tam vuracakken bileğimden tuttu. Hızlıca kendine doğru çekti ve burun buruna geldik.

-Seni şimdi öpersem doktor, kendine olan saygına ne olur?

Beni öpsün istiyordum ama ben bir şey yaparsam kendimi suçlu hissederdim.

-Söylesene doktor, öpeyim mi şimdi seni?

Beni manipüle edip, söylediğim lafları bana yedirmeye çalışıyordu.

-Sen kendini zeki mi sanıyorsun?
-Neden? Öp dersen öpeceğim, bunun zeka ile ne alakası var?
-Ne yaptığını bilmiyor muyum sence ben?
-Ne yapıyormuşum Doktor?
-Beni zorlama!

Bileğimi savurup kendimi toparladım ve ayağa kalktım.

-Ben uyuyorum. Sen kapıyı çekip çıkarsın.
-Doktor, elbiseni çıkartmana yardım edebilirim istersen eğer.

Durdum ve başımı geriye doğru çevirdim.

-İstersen çıkarta bilirsin Baran Bey, tabi önce annene sorman gerekiyor, hanım ağa izin verecek mi bilemem.
-Doktor!
-Çok yorgunum, gerçekten gidip uyumak istiyorum, diyip odama girdim. Üzerimi değiştirdim ve yatağıma yattım.

Baran'ın tüm gece kanepede kalıp kalmadığını bilmiyorum ama sabah uyandığımda gitmişti. Tatil olduğu için biraz daha uyuklamak istedim ama mide bulantısından ötürü bir türlü rahat edemedim. Soğuk algınlığı tarzında bir bulantı değildi, genelde reglimin ilk günü hormonal denge bozukluğu nedeniyle böyle bulantılarım olurdu. Lakin bir süre ilaç kullanmıştım ve epeydir bu tarz bulantım olmuyordu. Üstelik regli tarihime bakınca gecikmiş olduğunu farkettim. İçimde bir kuşku oluştu ama buna imkan yoktu. Bu gün tatil olduğu için kan tahlili yaptıramazdım. Hemen bir taksi çağırdım ve en yakın nöbetçi eczaneye gitmesini rica ettim. Yolda Alpay'ı aradım ve Revin'i sordum. İkisi de güvendeydi ve Handan da bana Revin'i aldığına dair mesaj atmıştı.

O sırada mide bulantım daha da şiddetlendiğini hissettim ama şu an müsait bir ortam yoktu. Eczaneden gebelik testi alır almaz eve gitmesini rica ettim. Eve gelir gelmez de kendimi banyo ya attım. Gebelik testi kesin bir sonuç vermezdi ama en azından kendi içimi rahatlatmak ve bulantımın hormonal değişimlerden ötürü olduğunu görmek istiyordum.

...

-Ne Revin mi yok! Nasıl olur yenge!
-Baran'ım dün geceden beri aradık seni ulaşamadık. Babanlar tüm Mardin'i aradılar, sanki yer yarılmış içine girmiş Revin.
-Koskoca kız nereye gider!
-Oğul Berat bütün gece her yeri aradı. Otogar, hastane her yere baktılar ama bulamadılar. Kimseciklerde görmemiş, telefonu da kapalı.
-Babam nerde peki ana?
-Aşireti topladı oğul her yere bakıyorlar.
-Görüştüğü ettiği biri var mıymış? Ona mı kaçtı yoksa bu deli kız!
-Yoktu, oğul. 

Bu işte bir iş vardı! Bu kız durduk yere kaçmaya kalkmazdı. İçimden bir ses bu Kiranların bu işte parmağı var diyordu.

-Helin'e söylediniz mi?
-Söyledik, görmemiş kardeşini.
-Bir de ben konuşayım Helin ile gelsin konağa, kardeşi kayıp madem ne diye bekliyor orda!

...

Çubuk üzerindeki iki kırmızı çizgiyi görünce bayılacağım sandım. Olamaz bu mümkün değil!

Biokimyasal ya da dış gebelikte olabilirdi, hala ihtimalim vardı. Belki de o sebepten hormon dengelerim değişmiş ve HCG hormonu yükselmişti. Gerçekten hastaneye gidip beta HCG ve ultrason testi yaptırmak için bir gün boyunca beklemek çok ama çok zordu. Kaldı ki hamile kalmak en son isteyeceğim şeydi. Handan'ı aramak istedim ama emin olmadan bir şey söylemek benim tarzım değildi. Bir de Handan Baran'ın evli olduğundan haberi bile yoktu. Herşey o kadar karmaşık bir hale gelmişti ki, ne yapacağımı bile bilemedim.

Öğlene doğru bir şeyler almaya çıktığım sırada, sokakta kadınların Revin hakkında dedikodu yaptığını duydum. Demek ki öğrenmişler ve çoktan aramaya başlamışlardı. Derhal telefonumdaki mesajları ve aramaları sildim. En az şüpheyi ben çekerdim herhalde şu an, ama birinin Revin'in kaçışına yardım eden kişinin benim olduğumu tahmin edebileceğinden emindim: Aziz Kiran...

YANGIWhere stories live. Discover now