27- Bir Gerçek

1.6K 49 3
                                    

Telefonumun sesiyle uyandım. Bilmediğim bir numara arıyordu.

-Doktor abla ben Revin.

Fısıltılar ile konuşuyordu.

-Revin, nasılsın? Nerdesin?
-Abla iyiyim, iyiyim konaktayım ama abla bir karar verdim. Kaçacağım, bana yardım eder misin?
-Revin pek konuşamıyorsun sanırım bu gün sağlık ocağına gelebilir misin?
-Tamam abla ama ne diyeceğim bizimkilere beni salmazlar.
-İlaçlarım bitti de, salmazlarsa beni çağırttır.
-Tamam abla, teşekkür ederim abla.

Kalkıp hazırlandım. Alpay yine uyanıp kahvaltıyı hazırlamıştı.

-Bu gün alışverişe gideceğim, evde bir şey kalmamış.
-Nasıl istersen öyle yap Alpay. Henüz gitme kararı almadın sanırım.
-Hastane açılana kadar boştayım. İstanbul'a gitsem de bir değişiklik yok.
-Tabi Amerika'dan sonra, öyle geliyordur insana.
-Baksana aklıma ne geldi. Küçük bir kaçamak mı yapsak?
-Ne kaçamağı.
-İtalya'ya götüreyim seni bu hafta sonu, tam bahar başlangıcı ne güzeldir oralar.
-İşim başımdan aşkın Alpay.
-Balayına gideriz o zaman.
-Ne gitmesi, ne balayı neyden bahsetiyorsun Alpay sen yahu?
-Evrim sonuçta öyle ya da böyle bu evlilik olacak. Biz de en azından gösteriş olsun diye gideriz. Aynı odada kalmak sıkıntıysa senin için ayrı ayrı odalarda kalırız.
-Alpay hayal dünyana hayranım. Başımda bir sürü sıkıntı var.

Çantamı toparladım kapıya yöneldim.

-Müstakbel kocanı öpmeden mi gideceksin?

Gülüyordu, beni sinir etmek için yapıyordu.

-Alpay! Uğraşma benimle, işim başımdan aşkın.

Sağlık ocağına gittim, Canan gelmemişti. Hafta sonu nişanı vardı. Hazırlıklarla uğraşıyordu belki de. O sırada il sağlıktan malzeme geldi. Onları yerleştirken sağlık ocağının ödüne bir araba yaklaştı. Revin gelmişti, yanında yine refakatçisi vardı.

-Merhaba doktor hanım.
-Merhaba Necla hanım, nasılsınız Revin hanım daha iyi oldunuz mu?
-Evet daha iyiyim, ilaçlarım bitti. İlaçlar bitikten sonra gel demiştiniz.
-Evet tamam sen sedyeye geç. Necla hanım sizi de dışarı alalım. Muayene süresince oturup bekleyin.
-Hanım ağam ayrılma dedi başından.
-Necla hanım, hanım ağanızın sözü burda geçerli değil. Lütfen dışarıda bekleyin.

Kadın homurdana homurdana dışarı çıktı.

-Babannen bir şeyler mi sezdi acaba Revin?
-Bilmiyorum ki abla.
-Bak sen konaktayken beni arama, mesaj yaz. Yazar yazmaz da sil. Her mesajın sonuna "," işareti koy iki tane. Eğer bir şey sezip senden bana yazmaya kalkarlarsa onlara cevap vermem. Bir de beni en yakın arkadaşının ismiyle kaydet ve asla ama asla arama. Beni aradığın taktirde telefonunun birinin eline geçtiğini anlarım ve açmam. Şimdi seni kaçırmaya gelince, Revin. Benim bir arkadaşım burada şu an ama bir kaç gün sonra İstanbul'a dönecek. Onunla birlikte kılık değiştirip dönersin, sana benim kıyafetlerimden vereceğim. İstanbul'da çok yakın bir doktor arkadaşım var onunla konuşup seni misafir etmesini isteyeceğim. Bir süre onda kalırsın hem izini filan bulamazlar. Şimdi dikkat çekmeyelim dediklerimi şakın unutma Revin.
-Tamam abla.
-Korkma bebeğin ve sen güvende olacaksın.

Necla hanımı çağırdım.

-İlaçlarını düzenli kullanmış. Testlere bakıp tekrar ilaç yazılması gerekiyorsa yazacağım. Kendine dikkat etsin, yorulmasın.
-Neyi var doktor hanım ağam soruyor.
-Kanında enfeksiyon varmış dersin. Tahliller gelsin eğer ilaç yazmam gerekirse tekrar çağıracağım.
-Onun yerine ben gelsem doktor. Şu sıralar yeni düğün yaptık, gözler üzerimizde.
-Hasta gelmeden reçete yazamam. Siz eşlik edersiniz yine.

Birlikte çıktılar bende onlar çıkar çıkmaz Handan'ı aradım.

-Kuzum nasılsın?
-İyiyim canım benim, sen nasılsın?
-Bende iyiyim kuzum. Şimdi sana bir şey söyleyeceğim. Bir kız var burada hamile ve ailesi bunu bilmiyor. Onu hamile bırakan adam ise ablasıyla evlendi.
-Olaya gel, eee?
-Kuzum ailesi eğer öğrenirse öldürürler. Kızı burdan İstanbul'a kaçıracağız. Senin yanında kalsa bir süre kalsa en azından doğuma kadar.
-Anlıyorum kuzum ama benim evim küçük biliyorsun.
-Biliyorum biliyorum ama aklıma başka bir şey de gelmiyor.
-Yani bir süre kalsın elbette ama rahat edemeyebilir. Hamile diyorsun bir de nasıl olacak? Kaç yaşında? Bu işten başımıza bir şey gelmesin.
-Merak etme kız reşit. Ailesinin senin yanında onu bulabileceğini sanmıyorum.
-Tamam kuzum.
-Bak ama masraflarını ben karşılayacağım. Düzenli beslenmesi çok önemli. Bir de uçak yolculuğu yapacak, hani her ihtimale karşı sen alsan onu. Gerçi yanında bir doktor ile dönecek.
-Birlikte mi geleceksiniz.
-Alpay ile gelecek.
-Ah evet unutmuşum. Sahi ne yapıyor o hala orda.
-Beni ikna etmeye çalışıyor aklınca.
-Bende daha fazlası, iddiaya var mısın? Seni kendine aşık etmeye çalışıyor.
-O biraz zor!
-Neden şu seninki yüzünden mi yoksa?
-Sorma Handan ya ayrıldık biz.
-AA ne ara kızım. Bu Ne şiddet ne celal.
-Evlendi bebeğim ne yapayım?
-Yuh! Ne evlenmesi nişanlı filan mıymış?
-Evet, kuzum nişanlıydı.
-İnanamıyorum Evrim sana, bu işte bir iş var.
-Aile baskısı diyelim, istemediği biri ile evlendi.
-Ne? Yahu bu insanlar neyin kafasını yaşıyor? Koskoca adam istediği ile evlenir eder. Haddime değil ama merak ediyorum.

Neyi merak ettiğini biliyordum.

-Hayır Alpay'la yakınlaşmadık.
-Nerden bildin onu soracağımı? Dedi gülerek.
-Kaç senelik arkadaşımsın, bunu da bilemezsem artık bana yuh olsun.
-Peki hiç açılmadı mı yani?
-Geçmişi diyorsan, özür diledi.
-Güleyim bari, biri ile birlikte ol sonra özür dile bu nasıl iş! Onca sene aklı neredeymiş?
-Korkmuş.
-Affedersin işi yaparken korkmuyor, iş işten geçince mi korkuyor?
-Bilmiyormuş.
-Aptal işte, klasik Alpay sorumluluk almayı bilemeyen. Kızım bu adamın ömür boyu arkasını toplarsın. Becerir koyar becerir koyar.
-Handan ağır olmuyor mu?
-Ona daha hafif bile. İki gün önce Ece ileydi. Allah bilir ona neler etti. Maymun iştahlı herif. Hiç savunma bu adamı bana sende, zaten elini attığı yer kuruyor.
-Evleneceğiz diye tutturdu.
-Hadi güzelim hadi deseydin.
-Ne diyeyim Handan.
-Neyse Evrimciğim benim hastalar bekliyor kapatayım ben. Sana gelince de; sende şu adamın yüzüne yüzüne çarp geçmişini. Sen yıllarca bu adamı düşündün, olayı büyütmedin. Hep sakladın insanlardan Alpay'ın gerçek yüzünü. Şimdi herkes bilsin elinde sonunda öğrenecekler zaten.

Telefonu kapattım ve bir kaç dakika soluklandım. Handan bazı konularda haklıydı. Bana karşı çok koruyucu davranıyordu çünkü benim yaşadıklarıma bizzat şahit olmuştu. Bana destek olmuş bunca zaman beni hep dinlemişti. Kısmende olsa haklıydı. Alpay'ı şikayet edebilirdim ve başına bela olabilirdim, ama ben onu sevmeyi seçtim. Hep iyi biri olduğuna inandırmak istedim kendimi.

Saat 5 gibi çıktım ve evin yolunu tuttum. Alpay ile konuşmam gerekiyordu. Eve geldim kapıyı çaldım, sanırım çıkmıştı. Anahtarla kapıyı açtım. Eşyaları buradaydı ama kendisi yoktu. Telefonumu çıkardım ve Alpay'ı aradım.

-Alpay nerdesin?
-Evrim çarşıda yürüyordum. Bir kadın fenalaştı koşup yardım etmeye gittim. Şimdi onların konağındayım, ne kadar ısrar ettiysem de kadını hastaneye götürmediler.
-Ne olmuş ki?
-Bilmiyorum ama hamile olabileceğinden şüpheleniyorum. Tansiyonu normal ve sürekli öğürüyor.
-Nasıl bir kadın? Tarif et.
-Neyi anlamıyorum Evrim.
-Kadının dış görünüşünü diyorum, nasıl biri tarif et.
-On sekiz, on dokuz yaşlarında kıvırcık saçlı, orta boylu kumral ve yeşil gözlü bir kız.
-Alpay sus kimseye söyleme sakın!
-Neyi Evrim? Neyi söylemeyeyim.
-Hamile filan deme ben geliyorum.
-Söyledim bile Evrim. Ailesi biliyor niye bu kadar evham yaptın sen?
-Alpay inanmıyorum sana nasıl bu kadar basit geliyor sana herşey!
-Ne basit geliyor diyorsun hiç bir şey anlamadım. Birazdan çıkacağım gelince konuşuruz

YANGIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin