5-Önemlisin Doktor Hanım

4.1K 148 19
                                    

Telefonumun çalmasıyla irkildim. Yabancı bir numara arıyordu. Altay olabilir mi diye düşünürken;

-Hayırsız ne yapıyorsun hiç aramıyorsun?
-Tarık sen misin? Dedim. Böyle konuşan bir tek o olabilirdi.
-Ya hiç sormuyorsun bu arkadaşın Afrika'larda ne yapıyor ne ediyor diye bıraktın gittin bizi.
-Özledim Tarık ya. Üniversitede ne güzel zamanlar geçirmiştik. Bizim çocuklar ne yapıyor?
-Dur bir ya... Olum dursana!
Arkadan patırtı gürültüler kopuyordu. Eren arka taraftan bağırıyordu;
-Mardin güzeli..!

Gülmeye başladım, hiç değişmiyordu bizimkiler.

-Handan mı söyledi size Mardin'e geldiğimi?
-Evet evet, biz kampta kaldığımız için telefonumuzu sürekli şarj etme problemi yaşıyoruz. Bu gün erzak almaya gittik, Handan da üç gün önce bana yazmış, dedi Tarık.
-Handan beni bir kaç gün önce aramıştı sana yazdığını söylemedi, dedim.
-Doğrudur seni özledik Evrim, sensiz buralar çok ıssız.

Gülüşüyorlardı, aslında biz hep birlikte staja gitmiştik. Tarık, Eren ve Rahman uzmanlığını yaptıktan sonra geri dönüp gönüllü olarak orda çalışmaya başlamışlardı.

-Bende sizi özledim hepinizi.
-Öyleyse daha sık ara bizi, dedi Eren.
-Tamam tamam arayacağım. Güldüm, sorularını cevaplandıktan sonra vedalaşıp kapattım.
...
Hastalar yavaş yavaş alışmaya başlıyorlardı. İlk günlere nazaran daha çok gelen oluyordu. Kadın hastalar çoğunluktaydı. Canan Hemşire odanın kapısını tıklatıp kahvelerle içeri girdi.

-Kahve yaptım biraz ara verip içelim.
-Ellerine sağlık canım benim, iyi yapmışsın bende biraz yorgun gibiyim bu gün.
-İlk hafta biraz yoğun geçti ya ondandır.
-Öyle mi? Normalde daha az mı hasta geliyor du? Dedim. Mutlu olmuştum bir bakıma demek ki bana alışmaya başlamışlardı.
-Normalde kadınlar bu kadar çok gelemiyorlardı. Şimdi daha rahat geliyorlar sanırım, dedi kahvesinden yudumluyordu bir yandan da.
-Meslektaşlarıma ve bana yapılan bu cinsiyet ayrımı beni şaşırtıyor. Dedim.
-Burası biraz farklı doktor hanım diyip gülümsedi. O değilde hafta sonu için seni hamama götüreceğim.
-Hamam mı? Ne işim var benim hamamda yahu dedim güldüm. Bizimkiler ilk hafta sonumu hamamda geçirdiğimi duysalar herhalde şaşkınlıktan uzun bir süre kendilerine gelemezlerdi.
- Çok güzel olcak bak biz hafta sonu sabahları gidiyoruz, masaj da var üstelik. Emin ol sana çok iyi gelecek hem biraz olsun yatıştırır seni. Bir de hamamda çok güzel adetler var.

Canan Hemşireyi kırmak istemedim ve biraz daha fazla anlatmasını dinlememek için kabul ettim.

-Tamam madem gidelim. Kaçta hazır olayım.
-Sabah 9 da gelir alırız seni Bayram'la bizi bırakır sonra da döner. Dedi ve kahve bardaklarını toplayıp çıktı.

Çıkışta eve doğru yürürken kadınlar evlerin önünde oturmuşlar, çay eşliğinde sohbet ediyorlardı.

-İyi akşamlar doktor hanım, buyurmaz mısınız bir çayımızı içiniz.

Davete icabet etmek gerekirdi. Hem burdaki insanlar çok misafir perverlerdi.

-Teşekkür ederim, olur bir bardak alayım çayınızdan öyleyse dedim.
-Koş Jiyan doktor hanıma içeriden bir sandalye  kap gel çabuk.

On beş yaşlarında bir kız çocuğu annesinin lafını bitiremeden koşup sandalyeyi getirdi. Herkes yerde ben sandalye de oturunca biraz kendimi garip hissetsemde, beni yerde oturtmaya pek razı gelmedi gönülleri. Çayımı yudumlarken kendi aralarında sohbeti koyultmuşlardı bile.

-Kiranlar ve Karaaslanlar arasındaki kan davası bitmiş diyorlar. Bence bunların davası öyle kolay kolay bitmez ama... dedi bana çay uzatan teyze.
-He valla Roj ile Berat Karaaslan'ı sözleyeceklermiş. Herhal ondan bitirdiler kan davasını, abisi Baran Karaaslan da Ağa olacak diyorlar. Şiyar Bey hiç öz yeğenini küçük oğluna alır mı, Baran Bey ne güne duruyor, aslanlar gibi maşallah Roj da seve seve gider. Dedi bir teyze herşeyi bilen edasıyla.
-Sen sus karışma milletin işine diye dürttü diğer bir kadın karnı burnundaydı, son haftalarda olduğu belliydi.

Burda bir takım ensest ilişkiler dönüyor galiba diye düşündüm içimden. Çayımı içip teşekkür ettim.

Eve geldiğimde biraz kitap okuyup uyumayı düşündüm. O sırada telefonum çaldı arayan Alpay dı.

-Nasılsın Evrim? Neler yapıyorsun?
-İyiyim Alpay, Mardindeyim. Dedim.
-Haberini aldım babamdan, sonra da seni arayayım dedim. İlk haftan nasıl geçti?

Demek ki babasıyla benim hakkımda konuşmuşlardı. Acaba evlilik gibi bir şeyden de bahşetmiş midir diye düşünmeden edemedim.

-İlk haftam güzeldi yavaş yavaş alışıyorum.
-Neden gittin ki Evrim? Neden durduğun yerde durmuyorsun, babam kurul ile görüşmüş seni hastaneye almayı düşünüyormuş. Baban Mardin'e gideceğini söylediğinde de sana haber göndermiş. Niçin reddettin?
-Alpay bunları açıklamak isterdim ama...
-Aması filan yok Evrim yarın eşyalarını topla ve dön. Emin ol senin için en iyisi budur.
-Alpay sen ne zamandır benim için en iyisi ne olur kararını verir oldun? Uzun zamandır konuşmuyoruz, günlerce, haftalarca, aylarca aramadın üstüne üstlük hiç birşey olamamış gibi beni arayıp ne yapacağımı söylemekte ne oluyor?

Çok sinirlenmiştim. Alpay ile herşeyin kapandığını düşünürken bir anda böyle arayıp bana yön vermeye çalışmakta neydi?

-Evrim bak benim için önemlisin.

Uzun zamandır duymak istediğim sözler öylece dökülüp gitmişti dudaklarından. Ben ise samimiyetini sorgulamadan arzuladığım şeyi duymanın karmaşasını yaşıyordum.

-Alpay madem senin için önemliyim, beni gelir alırsın.

Gelmeyeceğine o kadar emindim ki, Alpay'ı yeterince tanıyordum. Devam etmesine fırsat bile vermeden telefonu öylece kapattım. Alpay beni tekrar arayamayacak kadar da gururluydu. Gösterdiğim bu tepki karşısında yüz ifadesini çok ama çok merak ediyordum.
Gülümsedim... Demek Alpay Akın Sarper için önemliymişim, öyle olsun bakalım.

YANGIWhere stories live. Discover now