42-Taş Kalpli

1K 42 5
                                    

-Mete söylediğin şeyi anlamıyorum.
-Evrim bak en baştan başlayacağım ve herşeyi şeffaflıkla anlatacağım. Ben seni, sen ilk lisedeyken kütüphaneye gittiğim bir gün gördüm. O zamanlar içimden bir ses seni yine kütüphanede göreceğimi söyledi ve her gün kütüphaneye gitmeye başladım. Hislerimde yanılmadığım gibi sende sık sık kütüphaneye gelir cam kenarındaki duvara bakan masaya otururdun. Tiyatro bölümünden aldığın kitapları öyle dalarak okurdun ki kimseyi görmezdin bile. O zamanlar ben hedeflerimden ötürü sana açılmayı erteledim. Derken bir gün seni sevdiğimi Alpay'a söyledim. Keşke söylemez olsaydım. Babam hep benim de onun gibi doktor olacağımı söyler gururlanırdı ve gittiğimiz her yerde beni överdi. Daima benim başarımdan söz eder, derecelerimi konuşurdu. O zamanlar ben bile farkında değilken, Alpay bu duruma çok içerlemiş. Nerden bilebilirdim ki!

Mete'nin anlattıklarını şaşkınlıkla dinliyordum.  Haberim bile olmadan o beni yıllarca sevmiş, bense Alpay'ı.

-Devam et lütfen.
-Evrim bak biz Alpay ile sürekli kıyaslanarak büyütüldük. Babam beni hep ailenin başarılı, becerikli oğlu diye yüceltirken Alpay'ın hatalarını yüzüne vuruyordu. Alpay'ın o zaman Ece diye bir kız arkadaşı vardı. Bunlar bir gün bize geldiler. Babamın haberi yoktu ve o gün geç geleceğini söylemişti ve Şermin hanım da kızıyla birlikte annesinin evine yemeğe gitmişti. Bende odamda takılıyordum. Alpay'ın odasında Ece ile Alpay gülüşüp kahkahalar atarak eğleniyorlardı. Sonra birden kavga etmeye başladılar. Kavga o kadar sesliydi ki, Nadide hanım odama gelip bana onlarla konuşmamı yoksa komşu villaların birinin polis çağırabileceğini söyledi. Odadan çıktığım sırada sesler bir anda kesildi. Endişelendim Alpay'ın odasının kapısını çaldım ama içeriden ses gelmiyordu. Korkuya kapılıp içeriye daldım. Ece yerde yatıyor Alpay da onun başında ağlıyordu.

-Ne oluyor burda?
-Abi valla ben birşey yapmadım.
-Çekil hayvan herif çekil. Ambulans çağıralım hemen ne oldu, düştü mü?
-Abi olmaz ambulans olmaz.
-Neden olmaz oğlum, delirtme beni ne yaptın kıza!
-Abi olmaz diyorum işte, lütfen birşey yap! Ölecek yoksa.

Hemen babamı aradım ve durumu anlattım. Ambulans çağırmamız gerektiğini yoksa kızın öleceğini söyledim. O da Alpay gibi ambulans çağırmama izin vermedi ve o gelene kadar kıza ilk yardım yapmamı söyledi. Nabzına baktım o kadar zayıf atıyordu ki.

-Ne yaptın kıza? Oğlum söylesene ona göre birşey yapabileyim. Bayıldı mı? Düştü mü? İttin mi ne yaptın?
-Abi babam duyarsa beni öldürür.
-Ulan eşşek herif şimdi bunu mu düşünüyorsun? Kız ölecek diyorum.
-Abi overdose oldu.
-Allah belanı senin. Eve ot mu getirdin?
-Abi ben bilmiyordum ki çekelim dedi bende nerden bileyim ki!
-Çekil şurdan.

Ece'yi hemen yan yatırdım. Ağzından köpük gelmişti, az kalsın boğulacaktı.

-Abi babam öldürür beni.
-Hak ediyorsun!

Babam gelene kadar Ece'nin başında bekledim. Babam gelince de olanları anlattım. Hemen Ece'yi hastaneye götürdük. Babam Alpay'a arabada beklemesini söyledi ve acil servise dışarıda bayıldığını, bizim gördüğümüzü hastayı tanımadığını ama ilk müdaheleyi yaptığını söyledi. Ece'yi acil servise bırakıp hastaneden çıktık. Alpay arabanın içinde hüngür hüngür ağlıyordu.

-Kes sesini zırlama, senin pisliğini temizliyoruz burada! Bu kızla bir daha görüşmeyeceksin duydun mu! Seni bu kızın yanında görürsem öldürürüm! Anladın mı beni! Ulan senin adın otçuya çıkarsa ne bok yersin biliyor musun? O diploma yalan olur! Kim otçuyu doktor yapar lan it herif!
-Baba tamam üstüne gitme bu kadar.
-Daha fazlasını hak ediyor bu! Bir abin olamadın! Aklını başına alamadın. Ah Mete ah kimlerden medet umuyoruz bak! Sen bir doktor olsaydın şimdi bu it herifle işim bitmişti. Uğraşır mıydım sanıyorsun? Polise otçu diye ihbar ederdim bu iti!
-Baba boşver şimdi hadi eve gidelim.
-Ulan bu gece olanları hele birine söyle! Seni öldürürüm! Duydun mu! Şermin duyarsa hele mahvederim seni!

Eve vardık, Alpay ağlamayı kesmişti. Odasına doğru giderken babamın duymayacağı bir şekilde bana "Bu gecenin hesabını sorarım sana Mete! Çok pişman olacaksın." dediğinde senden bahsettiğini anlamamıştım bile. Ondan sonraki günlerde Alpay bana bir daha hiç abi demedi ve her gördüğü yerde beni o gecenin öcünü almakla tehdit etti. O olayın üzerinden bir hafta geçmemişti. Alpay bir gece bana mesaj attı. "Bu iş bitti! Ben öcümü alırım demiştim." yazmış. Ne kastettiğini anlamadım. Derken bir kaç dakika bile geçmeden senin fotoğrafını attı. Uyuyordun öyle masumdun ki! Ama o senin bu masumluğundan yararlanmıştı. Hırsı uğruna senin günahına girmişti.

Mete anlattıkça adeta başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. Yaşadığım onca şey Alpay'ın o günden sonra ben yokmuşum gibi davranması. Herşeyin önceden planlamış ve benim ağa düşmemi beklemişti. Ben sonunda beni farketti diye sevinirken meğer o beni hırsı uğruna abisini alt etmek için kullanmıştı.

-Bu kadarla kalsa iyi.
-Nasıl yani? Lütfen devam et herşeyi bilmek istiyorum.
-Evrim sana bunları daha önceden anlatmalıydım. Aslında bu anlaşma için senle ben evlenecektik.
-Nasıl yani?
-Babam en başından beri bana seni yakıştırıyordu hatta sen Mardin'e gitmeden önce sizinkilere sormuş. Senin düşüncende olumluysa seni bana istemeye gelecektik.

Söylediği doğruydu ben Mardin'e gitmeden önce Mahir bey bizimkilere haber göndermişti ama ben o zaman beni Alpay'a istediğini sanmıştım. Mete aklıma gelmemişti bile. Nasıl olur bu detayı kaçırırdım.

-Biliyorum, annem söylemişti ama o kişinin sen olduğunu bilmiyordum. Yani Mahir bey oğluna seni düşünüyor demişlerdi.
-Evet babam bizi yakıştırmıştı bir gün odama geldi konuştuk. Seni çok beğendiğini eşim olarak görmekten gurur duyacağını ve sizden haber beklediğini söyledi. Bende babama onay verdim ve seninle evlenebileceğimi söyledim.
-Anlıyorum.
-Evrim yıllarca içimde sen vardım. Seni unutmaya çalıştıysamda olmadı. Lütfen beni yargılama ve bana kızma. Sana açılmak istedim ama Alpay ile olan olay sonrası asla birlikte olmayacağımızı biliyordum. Beni bu sebepten reddetmen çok büyük olasılıktı. Babam seninle beni düşündüğünü söyleyince bana bir umut ışığı doğdu, belki olabiliriz dedim.

-Anlıyorum tabi ki aileler olunca işin içinde senin de için bir nebze rahatlamıştır.
-Öyle oldu açıkcası Alpay'ın sana yaptığı kötülüğü haketmedin ve bunu sana sırf ben seni sevdim diye yaptı. Vicdanen rahatsız hissettiğim için uzun süre boyunca senden kaçtım. Gün geldi böyle bir olayla tekrardan çıktın karşıma.
-Demek benden bu yüzden köşe bucak kaçıyordun. Ben size geldiğimde yemeğe bile inmiyordun.
-Evet açıkcası Alpay bizim evlenme işini de bozunca sana hiç bakamaz oldum.
-Bende onu soracaktım nasıl oldu da baban bizi Alpay'la evlendirmeye karar verdi?
-Alpay Türkiye'ye gelmişti o sırada babam da bizi söyledi. Yakında abin evleniyor sen boş boş gez diye de Alpay'a laf vurdur. O da bunu duyar duymaz Türkiye'de kalma kararı aldı ve babama açılacak olan hastanede çalışmak istediğini söyledi. Babam ona bir şans daha verdiğini söylediğinde, evlenmek istediğini ve yıllardır sana aşık olduğunu benimle evlenirsen bile seni unutamayacağını söyledi. Herkesin içinde hem de!
-İnanamıyorum ya, bu kadar da olmaz.
-Alpay böyle biri işte, yıllarca beni kendine rakip gördü. Tek arzusu benim elimde olan herşeyi almak.
-Peki o öyle söyleyince sen birşey demedin mi?
-Dedim elbette! Babama size haber gönderdiğinizi ve bu işin dönüşü olmadığını söyledim. Çocuk oyuncağı değil bu iş insanlar ne düşünür dedim. Babam benim azımı vermediğini söyledi ama yine de babanın Alpay Amerika da olduğu için beni düşüneceğini söyledi. Alpay'dan ziyade senin bana daha uygun olduğunu da belirtti ama Alpay durmadı, bir sabah eşyalarını gizlice toplayıp Mardin'e senin yanına gitti ve babamı arayıp seninde onu sevdiğini birlikte yaşadığınızı söyledi.

YANGIWhere stories live. Discover now