17-Bana Ait

2.8K 67 0
                                    

-Baran sakin ol lütfen, hadi gel dışarı çıkalım, dedim ve koluna girdim. O kadar güçlüydü ki tüm gücümle çekmeme rağmen kıpırdamıyordu bile.
-Evrim sana kim bu lavuk dedim! Niye kolundan çekiştiriyordu seni! Ortalık aşırı derecede gerilmişti.
-Evrim'in üniversiteden arkadaşıyım ben, yanlış anladın.
Alpay battıkça batıyordu, susup gitseydi keşke.
-Lan! Ne gördüğümü bilmiyor muyum ben! Kızı kolundan çekiştiriyorsun! Bas git dağıtırım seni soytarı!!
-Baran ayıp oluyor hadi dışarı çıkalım bak herkes bize bakıyor, lütfen.
Çaresiz bir şekilde çekiştirmeye devam ediyordum ama Baran'ın gözü dönmüştü. Alpay'ın tek bir kelimesini bekliyordu. O sırada Ece ve Handan geldi.
-Bebeğim ne oluyor burda? Diye ağzını yaydıra yaydıra konuşan Ece, Alpay'dan açıklama bekliyordu.
Baran bana baktı, adeta yalvarırcasına bakıyordum. Rezil olmak istemiyordum.
-Hadi gidiyoruz, dedi. Elimden tutup dışarı çıkardı.
-Dua etsin o soytarı yanında kadın var!
Arabaya bindik öfkesi geçmemişti hala.
-Şurdan basalım sana da soracağım!
Susuyordum sakinleşmesini bekliyordum, insanların içinde beni rencide etmiş, Alpay'a hakaretler savurmuştu. Arabayı kenera çekip durdurdu.
-Konuş!
Arabadan indim ve yürümeye başladım. Arabayla peşimden geliyordu.
-Nereye gidiyorsun! Evrim bin arabaya!
Aldırmadan yürümeye devam ettim. Umrumda bile değildi. Durmayacağımı anlayınca arabadan inip hızlıca yanıma geldi. Kolumu tuttu.
-Bırak! Canımı yakıyorsun Baran!
-Bak doktor! Sana konuş diyorum kim bu herif!
-Ne yapacaksın Baran kimse kim. Bırak kolumu gideyim daha fazla kendini düşürme gözümde.
Kolumu bıraktı, arkamı dönmeden yürümeye başladım.
-Evrim özür dilerim. Bak niyetim seni rencide etmek değildi, ben sadece o adam öyle sana dokununca dayanamadım.
Durdum lakin arkamı dönmedim. O da yürümüyordu, sadece söylediklerini dinliyordum. Neydi bu şimdi? Aşık mı olmuştu? Bu adam ne yaşıyordu?
Usulca kafamı çevirdim;
-Baran bir kaç gün sonra evleniyorsun. Daha sonra pişman olacağın şeyler söyleme.
-Evrim!
-Yeter Baran! Bundan sonra mümkünse görüşmeyelim, tesadüfen karşılaştığımız zamanlarda ise birbirimizi tanımıyor gibi yapalım. Bu saçmalığın daha fazla uzamasına gerek yok!
-Evrim! Çok geç! Bu söylediklerinin benim için hiç bir anlamı yok, çünkü ben sana aşık oldum!
Başımı öne çevirdim, bana temas edemezdi. Bu da benim daha mantıklı düşünmemi sağlıyordu. Ben bir Doktordum ve bir ağaya aşık olmak kadar gülünç bir duruma düşürmezdim kendimi. Baran beni etkiliyor olabilir ama sadece bu!
-Baran, biz bundan daha öteye gidemeyiz!
-Neden Evrim! Evlenmemse eğer asla gerçek bir evlilik olmayacak!
-Baran, umrumda bile değil anlıyor musun?
Bir kaç adım ile arayı kapattı ve kollarını bana doladı. Kokusunu içime çektim, beni bırakmasını isteyeceğim sırada bir kutu çıkarttı. İçinde pırlanta bir kolye vardı, usulca saçlarımı çekip ensemi öptü. Vücudumda ani bir karıncalanma hissi yaşadım, lakin belli etmemeye çalışıyordum.
-Bunu sana almıştım, dedi ve kolyeyi taktı.
-Baran bunu kabul edemem.
Ensemden öpmeye devam ediyordu.
-Baran kabul edemem diyorum.
-Evrim, sus!
Usulca beni çevirdi, elleri ile belimden tutup beni kendine yapıştırdı ve boynumdan öpmeye başladı. Çok içten öpüyordu, içimde adeta fırtınalar kopuyordu. Usulca dudaklarıma kaydı dudakları, ne ara öpüşmeye başlamıştık. Tükürdüğümü yalatırcasına, ona karşı koyamadığımı biliyordu, benim ne denli gururlu olduğumu biliyordu. Zaaflarımı biliyordu, beni nasıl bu kadar iyi tanıyordu? Kaldı ki bu adama karşı koymak gerçekten zordu. Benim gibi bir inatçıyı bile caydıracak gücü vardı. Aşk değildi bu belki de birbirimiz için hevesten öte değildik. Zira ben ve o bir araya gelemeyecek kadar zıt kutuplardık.
Usulca bıraktı dudaklarımı, gözlerime baktı.
-Sende bana ait birşey var işte tam şurada, dedi elini usulca kalbimin üzerine koydu.
-Kimi zaman aşkı ve gururu arasında kalıyor insan, şimdi söyle doktor sen hangisini seçeceksin?
Şaşırmış bir şekilde ona baktım. Bu sonunun cevabını nasıl verebilirdim ki! Kendime karşı yeterince dürüst olmadığımı fark ettim. Baran ile bir ilişkiye başlamak bana çok tersti, ama onu yanımda istiyordum.
-Baran şu an bunu sorgulamak istemiyorum. Bu akşam yaşadıklarımız beni yeterince yordu.
-Peki öyleyse hadi bin arabaya.
Artık gardım düşmüştü, gerisin geri arabaya bindim. Baran'ın beni eve bırakacağını düşünürken eğlence mekanı tarzı bir yere gittik. Sorgulamadım, sadece uyum sağladım. İstemsizce kendime kızıyordum. Ben mantıklı bir kadındım ne ara böyle heves düşkünü olup çıkmışım!
-Ne içersin?
-Ben içmeyeceğim havamda değilim.
Baran ceketini çıkartıp yırtmacımı örttü. Bu adama uyum sağlamak çok zordu, onunla neredeyse hiçbir ortak yönümüz yoktu. Biraz oturduk o birşeyler içti, bense sadece onu izledim. Anlık duygu geçişleri ne kadar da hızlıydı, az önce köpürüp dünyaları yıkarken şimdi oturmuş keyif çekiyordu.
-Sende bir şey fark ettim, duygu geçişlerin ne kadar yoğun. Az önce çok sinirliydin ve kontrol etmek mümkün değildi.
-Beni kontrol edemezsin Doktor!
Bu ne bağnazca bir düşünceydi, onu kontrol etme niyetim de yoktu.
-Otokontrolünden bahsetiyorum Baran, kendini kontrol edemiyorsun.
-Şimdi de doktorculuk mu oynayacağız?
-Seninle önemli bir şey konuşmaya çalışıyorum Baran, biraz kulak versen.
-Evrim ne söylediğini biliyorum. Evet sinirli bir yapım var ama seni asla incitmem.
-Beni incitmeden ziyade kendine zarar veriyorsun, belki destek alabilirsin.
-Evrim buraya eğlenmeye geldik.
-Evet ama...
-Evet ama ne? Biraz kendini bana bırak rahatla artık Evrim, dedi gülerek ve usulca yanağımdan öptü. Biraz sarhoştu belli ki.
Biraz daha oturduktan sonra kalktık, Valeden arabamızı aldık.
-Baran ben kullanayım, sen biraz alkol aldın.
Sarhoş kelimesini kasten kullanmadım çünkü savunmaya geçmeye başlayacağından emindim.
-Ben kullanırım.
-Baran lütfen seni bırakır ordan eve geçerim.
-İyi peki.
Baran'ın kaldığı oteli navigasyona yazdım ve yola çıktım. Baran daha yolun yarısında uyuya kalmıştı bile.
-Baran hadi uyan, oteline geldik.
Gözlerini zar zor açıyordu, alkol toleransı ne kadar düşüktü.
-İyi misin?
-İyiyim iyiyim, dedi ve kapıyı açtı lakin dengede durmakta zorlanıyor gibiydi. Arabadan indim anahtarı valeye verip onunla birlikte odasına çıktım.
-Baran yardımcı olamamı ister misin?
-Neye yardım edeceksin doktor iyiyim ben.
Odanın kapısını açtı ve içeri girdi.
-Ben gidiyorum öyleyse, eşikte durmuş bana görüşürüz demesini bekliyordum.
-Doktor! İçeri gir!
O an herşeyin ortasında kalmış duygusu içinde olduğum yerde bir kaç saniye bekledim. Herşey benim elimdeydi, bir adım ileri ya da bir adım geri...

YANGIWhere stories live. Discover now