18-Bir adım daha ileri

2.5K 64 1
                                    

Bir karar alma aşamasına geldiğimiz zamanlarda, yeni paralel evrenlerimiz açılır bizim seçmediğimiz tercihleri o evrende yaşatırmış. Bu durum biz karar verdiğimiz şeyi yaşarken, ara sıra bizi o anı daha önce yaşadığımız hissiyatını uyandırmış.
İşte şu an içeri girmek ile girmemek arasında kaldığım sırada girmemem durumunda oluşan paralel evrenimi oluşturdum ve bir adım attım.
Bahaneler üretmeye çalışıyordum kendi dünyamda. Ya ben gidince düşerse! Koskoca adam sen mi tutacaksın Evrim onu! Mantıklı birşey bulamadım, zaten artık çok geçti. İçeri girer girmez beni kendine çekti ve hırsla öpmeye başladı. O kadar hızlı gerçekleşiyordu ki herşey durdurmak imkansız gibiydi. Elini yırtmacımdan içeriye doğru götürdü ve vücudumu keşfetmeye başladı ardından  kucaklayıp içeriye götürdü ve elbise askılarımı hızlıca aşağı indirdi. Acemi değildi, tüm vücudumu tanıyormuşçasına seviyor ve zaaflarımı biliyordu. Karşı koymak imkansızdı zira kendisinden emindi.
...
Uyandığımda saat 6'ya geliyordu. Baran uyuduğu için usulca yaraktan kalktım ve parmak uçlarımda yürüyüp elbiselerimi topladım. Yatak odasından çıkıp antreye geldim. Üzerimi giyinip dağılmış saçlarımı düzelttim. Çantamı alıp sessizce dışarı çıktım. Lobiye indiğimde danışmadaki kişiden taksi çağırmasını istedim ve taksi gelir gelmez binip eve gittim.
Annem, Handan, Babam ve Alpay beni aramışlardı. Handan ayrıca mesaj da atmıştı. Eve varınca herkese bir şeylerin açıklamasını yapmak zorunda kalacaktım. Üstelik bu gün Mardin'e dönüyordum. Baran ile olan herşeye son vereceğim derken, gidip onunla birlikte olmuştum. İyi halt ettin Evrim aferin sana!
Eve gittiğimde annem uyumamış beni beklemişti.
-Kızım nerdesin sen? Gelip sarılacağı sırada kendimi çektim. Baran'ın kokusunun üzerime sindiğini hissediyordum.
-Annecim merak ettin biliyorum ama uyusaydın keşke. Geç kaldığım için üzgünüm, size haber veremediğim içinde. Hadi uyu biraz şimdi bende odama çıkayım.
-Tamam kuzum. Bu gün dönüyorsun ama özlem gideremedik doğru düzgün.
-Handan'ın Doğum günü herşey üst üste geldi. Yakın zamanda yine gelirim merak etme sen hadi uyu dinlen, diyip odama çıktım ve havlularımı alıp banyoya girdim.
...
Uçuşa iki saat varken annemler beni havaalanına getirdi. Onlarla vedalaşıp uçağa bineceğim sırada telefonum çalmaya başladı. Baran sabahtan beri usanmadan arıyordu. Bizimkilerden uzaklaşınca telefonu açtım.
-Efendim.
-Nerdesin Evrim?
-Mardin'e dönüyorum.
-Konuşmamız lazım beni bekle yetişmeye çalışacağım. Ben gelmeden sakın binme o uçağa, dedi ve telefonu kapattı.
Zaten sen binme diyince binmeyecektim bende Baran Bey!
Check in yaptırtıp gate gittim ve oturup beklemeye başladım sırada Handan'ı aradım.
-Evrim dünden beri senden haber almaya çalışıyorum, nerdesin?
-Handan aslında sana dün çok kızmıştım, bana Alpay'ın da geleceğini söylemeliydin.
-Evrim ben çağırmadım Yusuf çağırmış. Bende görünce çok şaşırdım. Yusuf'un da Alpay'ın Ece ile görüştüğünden haberi yoktu. Asıl o adam kimdi senin yanında gelen?
-Hiç sorma, dün hiç kendime yakışan şeyler yapmadım zaten.
-Ya Evrim anlat çabuk, bu arada Alpay'ı baya korkutmuş.
-Önemli biri değil Handan.
-Evrim bana öyle gelmedi, adam besbelli sana aşık! Doktor mu? Ne iş yapıyor?
İstemsizce güldüm, ben bu adamdan nasıl kurtulacağım?
-İş adamı, yani iş adamı sayılır, inşaatları var burda ve Mardin'de.
Ağa diyemezdim ya Handan'a, en yakın arkadaşımdan bile gizlemeye çalışıyordum birlikte olduğum adamı.
-Mardin'de mi? Orda mı tanıştınız? Nasıl?
-Evet Mardin'de tanıştık, havaalanında, dedim.
Hamamda tanıştık diyemedim tabi ki!
-Hızlısın bebeğim, dedi ve güldü.
-Handan ama aramızda düşündüğün gibi bir şey yok. Yani aramızda hiç bir şey yok.
-Neyse Evrim öyle olsun, yakışmıştınız ama Alpay'a iyi oldu boşver.
-Handan ben şimdi uçağa biniyorum öptüm çok.
-Tamam görüşürüz kuzum inince yaz bana.
Konu Alpay'a gelince sıkılmıştım. O şu an düşüneceğim en son detaydı.
O sırada Baran'ın bana doğru yürüdüğünü gördüm.
-Evrim, konuşmamamız lazım.
-Baran Mardin'e dönüyorum bu uçuşu kaçıramam. Yarın çalışıyorum iznim de yok.
-Tamam birlikte dönüyoruz zaten, bende bu uçuşa aldım biletimi. Yanımdaki kişiden rica edeceğim yer değiştirelim.
-Baran ben kendi koltuğumda gideceğim. Sen bu uçuşla dönmek istiyorsan kendin bilirsin. Zaten iki gün sonra evleniyorsun, birbirimizi hiç tanımıyor gibi yapalım. Bu ikimizin geleceği için en doğrusudur.
-Saçmalama yine Evrim. Ben bir şeyler ayarlayacağım şimdi evlilik mevzusunu kapat, diyip elimden tuttu.
-Baran elimi bırakır mısın?
Daha da sıkı tutmaya başladı.
-Baran! Lütfen zorluk çıkartma bana.
-Evrim sus şimdi uçağa binelim yol boyu konuşuruz.
-Tamam yanında oturacağım işte bırak elimi diyorum.
Elimi bıraktı ve uçak binişine gidecek olan araca bindik. Hiç konuşmadan gidip yanına oturdum ve telefonumu elime aldım. Alpay'dan mesaj gelmişti.
"Evrim gitmeden görüşebilir miyiz? Seninle konuşmam gerekiyor."
Mesaja cevap vermedim.
-Kim o?
-Kim kim Baran?
-Yazan kim? O lavuk mu yoksa!
-Neden soruyorsun Baran? Bu sorguların sonu nereye dayanıyor.
-Dün geceye! Niçin sabah hiç bir şey söylemeden kaçar gibi gittin.
-Baran yorgunum. İzninle uyuyacağım!
-Doktor! Sana soru soruyorum niçin ben uyurken gittin.
-Biraz sessiz olur musun? İnsanlar yanlış anlayacak.
-Ne anlayacak doktor! Dün gece seni zorlamadım. Herşeyi akışına bıraktım, alkollü de değildin. Şimdi istemeden benimle birlikte olmuş gibi davranmayı kes! Yaptığın şeyin arkasında dur! Duygularının arkasında dur doktor!
-Baran sessiz olur musun? Bunları daha sonra konuşalım lütfen.
Sustu. Kendimle yüzleşmeye ihtiyacım vardı. Yaptığın şeyin arkasında duramıyordum çünkü çok mantıksız davranmıştım. Asla birlikte olamayacağım dediğim biri ile olmuştum. Nasıl duygularımın arkasında durabilirdim ki! Benden beklediği şey benim için imkansızdı.
Mardin'e indiğimizde beni bırakmak için ısrar etti. Kabul ettim zaten çok üstüme gelmişti. Bekir evin önünde durdu. Tam kapıya yönelmiştim ki, beni tuttu kendine çekti. Usulca öptü.
-Seni seviyorum.

YANGIWhere stories live. Discover now