Bambaşka Bir Bölüm

14.1K 659 30
                                    

''Ben geldim..'' diye seslendi Simge dükkan kapısından içeri girerken.

Arkadaşı Merve arkada ki mutfaktan cevap verdi;

''Hoş geldin. Nasıldı otel? Beğendin mi?''

Simge kolundaki çantaya güneş gözlüğünü sıkıştırdı ve elindeki dosyaları çalışma alanında ki bilgisayar masasının üzerine bıraktı. Terden sırtına yapışan saçlarını dağınık bir örgüyle omzunun üzerinden göğsüne saldı ve ter içinde kalan tenini bulduğu bir kağıt havluyla silerek mutfağa geçti.

''Off. Sıcaktan piştim yine. Şu halime bak. Sanki bir kova su dökülmüş gibi üzerime. Otele bayıldım kuzum. Efsane güzel bir dekorasyonu var. Şahaneydi gerçekten. Keşke daha önce keşfetseydik. Müşteriler bahçesine bayılacak. ''

Merve, elindeki hamur torbasından tepsiye makaron hamuru sıkmaya devam ederken kafasını arkadaşına çevirdi ve eğlenceli bir şekilde;

''Sana ben gideyim demiştim. Sıcağı severim biliyorsun. İhtiyar kemiklerime sıcak iyi geliyor. '' dedi.

''Ha ha. İhtiyarmış. Benden sadece üç yaş büyüksün sen. Nasıl ihtiyarım diyebiliyorsun ki kendine. ''

Hamur sıkmak için eğildiği tezgahtan yavaşça doğrulan Merve, elindeki hamur torbasını tezgahın üzerine bıraktı ve iki eli ile belini tutarak acı çeker bir yüz ifadesiyle,

''İhtiyar değilsem belim ve omuzlarım neden ağrıyor benim o halde. Bas baya ihtiyarım işte. Ah.. Yamulmuşum iyice.. Şu zavallı ihtiyarın belini ovar mısın birazcık hanım kızım..''

''Sana da Merve nene mi desek acaba. Dur sen dur. Ben bunu Kıvanç'a söyleyeyim. Sana bundan sonra Merve nenecim desin. Hım ne dersin? ''

''Of.. Tam orası işte.. Ah evet.. Oğluşum ne derse kabul. Ahh... Acıtıyorsun! Azıcık daha yavaş.. Evet.. İşte bu.. Ah Tanrım.. Harikasın..''

''Dışardan biri senin şu dediklerini duysa bu kadın kesin sevişiyor demezse ben de bir şey bilmiyorum. Biraz da şuraya dokunayım mı balım? Hoşuna gitti mi? Biraz hızlanayım mı? Hımm.. Çok hoşuma gidiyorsun böyle bebeğim. Ha ha ha..''

''Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın.. Fikre bak kadında ki.. Tabi sen bulutların üstüne çıktın malum kişi ile. Ben peki? En son ne zaman öpüştüğümü bile hatırlamıyorum. Ah.... Maalesef hatırlıyorum. Keşke hatırlamaz olaydım..'' diyerek gözlerini deviren Merve, aklına gelen şeyle hızla Simgeye dönerek,

''Benim sana çok önemli bir şey anlatmam lazım. İnanılmaz bir gündü. Sen çıktıktan sonra bir kadın geldi dükkana. Bizim yaşlarımızdaydı aşağı yukarı. Bu yaz sıcağında gayet resmi bir etek, ceket takım giymişti. Gerçi çok hoş bir takımdı, kadına da yakışmıştı Allah için. Eminim dünyanın parasını ödemiştir. Her neyse, o geldiğinde ben arkadaydım. Seslenince çıktım mutfaktan, ön tarafa geçtim hemen. Hoş geldiniz dedim kadını görünce. Yavaşça arkasını döndü ve bana öyle bir baktı, öyle bir baktı ki sana anlatamam. Sanki düşmanını tartıyor gibiydi. Beni tepeden tırnağa bir süzüşü vardı, tüylerimi diken diken etti yemin ediyorum. Hayatımda böyle bir bakışı daha öncede hiç görmemiştim. Baya bildiğin öfke ve nefret hatta tiksinti saçıyordu gözleri ile. İçimi titretti desem yeri. Yani tabi titremedi de boş bulundum işte ilk an. Neyse, belki duymamıştır diye tekrar hoş geldiniz dedim kadına. Ben hoş bulduk der diye beklerken, ''Sen Simge misin?'' diye sordu ve bir kaç adım yaklaşıp daha yakından incelemeye başladı beni.''

''Kimdi acaba? Allah Allah.. Cidden çok merak ettim. Eee.. Sonra ne oldu? Sorsaydın kimsin diye.''

''Sordum tabi.. Ama beni kale alıp da cevap vermedi hanımefendi. Sen olmadığımı söylediğimde önce uzun bir hımm'ladı, sonra senin ne zaman geleceğini sordu. Kim soruyor dediğimde orası seni ilgilendirmez dedi. Ben de kim olduğunu söylemeyen birine Simge'nin ne zaman geleceğini söyleyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz dedim. Önce bir hah, peşinden de ağzının ucuyla ukala dedi ve ben bunu duydum tabi. Bu ukala sizi buradan yaka paça atar, haberiniz olsun dedim ve der demez önce gözleri büyüdü, hemen bir kaç adım geri çekildi ve bu kez de bana hadsiz dedi. Bana dedi bunu inanabiliyor musun?''

Tutkunun BedeliWhere stories live. Discover now