Bölüm 32

20.2K 916 124
                                    

''Hazır Simge burada yokken sizinle biraz konuşsak iyi olur. Az önce seyrettiğiniz kadın ve çocuğa bir müvekkilden daha farklı bir yaklaşım gösteremezsiniz. Simge sizin sadece velayet konusunda sıradan bir müvekkiliniz. Aranızdaki iletişimin müvekkil avukat iletişiminden öteye geçmemesi tavsiye ederim size. Çok açık konuştuğumun farkındayım ancak durum farklı bir boyuya geçmeden ve hazır bir araya gelmişken sizi bu konuda uyarmak isterim. Lütfen sadece size verilen dosyayla ilgilenin. Onların hayatıyla ilgili geri kalan herşey sadece beni ilgilendirir.''

Cüneyt, Yamanın tüm söylediklerini sessizce dinledi. Hiç bir karşılık vermeden, sadece gözlerinin içine bakarak onun söylediklerine tek bir mimikle bile tepki vermeden dinledi. Ta ki son cümlesine kadar.

Son söylediğini duyduktan sonra, Yaman gözlerini dikmiş ona bakarken, yüzünde, dudaklarının kenarında hafif bir kas oynadı. Yaman onun cevap vermesini bekliyordu. En olası beklediğiyse itiraz etmesiydi. Çünkü adamın gayet kendine güvenen bir tip olduğunun ve kolayca kabulleneceğine pek ihtimal vermiyordu ancak tepkisizliği garipti.

Oysaki Cüneyt ona bakmaya devam ederken önce hafifçe kıvrılan dudaklarıyla ufak bir tebessüm oluştu yüzünde. Peşinden o tebessüm koca bir gülüşe döndü ve en sonunda da tok bir kahkahayla ona güldü.

''Neye gülüyorsun sen şimdi? Komik olduğunu mu düşünüyorsun?'' dedi Yaman sinirle.

Cüneyt rahat gülüşüyle ona bakmaya devam ederek,

''Evet, çünkü oldukça komikti.''

''Sana insan gibi onlardan uzak durmanı söylüyorum ve sen gülüyorsun. Kusura bakma arkadaşım ama sanırım söylenenleri anlama problemin var. Son kez söylüyorum; sadece işini yap ve onlardan uzak dur. Anladın mı beni?''

''Gerçekten sizin iki üç cümlenizden etkilenip Simge Hanımla arama mesafe koyacağımı düşünüyor olmanız çok komik. Çünkü bir kaç gün öncesine kadar onun varlığını bile hatırlamazken ve hatta zamanında kurtul ondan dediğiniz çocuğunuz sizden kilometrelerce ötede beş-altı yaşına kadar gelmişken şimdi kalkmış bana onlardan uzak dur, onlar beni ilgilendirir diyorsunuz. Gerçekçi olmak gerekirse son bir kaç günde olanları epey yanlış değerlendirmişsiniz.''

Yaman, Cüneyt'in pervasızca söylediklerini dinlemekte zorlanıyordu.

''Benim değerlendirmelerim seni ilgilendirmez. Avukat mısın, başka bir şey mi belli değil. Hadi bakalım Cüneyt Bey, bu konuşma burada bitmişti. Vedalaş ve dosyalarına dön''

Cüneyt, dışarda kendi aralarında konuşmaya devam eden Simge çevirdi dikkatini, aynı anda Simge de başını çevirerek içeri baktığında göz göze geldiler. Onun yüzündeki gülümsemenin kendisine yöneldiğini düşünmüş olacak ki o da gözlerinin içine kadar yansıyan bir gülümseme sundu Cüneyte. Bu gülümseyişten aldığı şevkle bakışları Simge ve Cüneyt arasında gidip gelen Yaman'a doğru döndü ve onun daha da sinirlenmesine neden olacağını bildiği sözlerine devam etmeye karar verdi.

Ona çatık kaşlarla bakan adamın yüzü kızarmış, boynundaki damarlar bile şişerek belirginleşmişti. İçinden eminin bana yumruk savurmamak için zor sabrediyordur, diye geçirdi. Bulundukları ortamda kavga etmek pek işine gelmese de içindeki dövüşçü adam keşke saldırasa demekten de geri durmuyordu doğrusu.

Son bir kez daha Simge göz ucuyla baktıktan sonra onun oğluyla ilgilenişi gördü ve yeniden Yaman' döndü;

''Bakın Yaman Bey, Simge Hanım, siz ona ağza alınmayacak hakaretler ederek kurtul o bebekten dedikten sonra, bunca yıl nice zorluklarla çocuğunu büyütürken, gün gelip sizin onu sahiplenmeniz için bekleyecek bir kadın değil. Şahsi fikrim bu yönde. Bana kalırsa esas siz onlarla, en azında Simge Hanımla ilgili hayal kurarken geçmişinizi ve onlara ne yaptığınızı bir düşünün.''

Tutkunun BedeliWhere stories live. Discover now