Bölüm 17

24.7K 1.2K 105
                                    


Bölüm 17


Cep telefonu ekranının ışığı, parmağının düzenli şekilde basıp durduğu tuş yüzünden sürekli yanıp sönüyordu. Teyzesi ise bakışlarını bir an olsun ayırmadan, ondan bir şeyler duymayı bekliyordu. Nasıl bir cümleyle başlamalıydı ki teyzesini şoka uğratmadan son birkaç günde olanları ona anlatabilmeliydi? Kafasında dönüp duran başlangıçların hiçbiri olanları anlatma konusunda yeterli gelmiyordu. En sonunda dayanamayarak;

''Sana bir şey göstereceğim. Çünkü anlatmak için doğru kelimeleri bir türlü bulamıyorum teyze.''

Teyzesi elindeki çay bardağını önlerindeki sehpaya bırakırken,

''Endişelenmeli miyim oğlum?''

''Endişe tek başına doğru bir tanım olmazdı teyze. Daha farklı şeyler de hissedeceksin çünkü.''

''İşte bu söylediğin şeyle bile endişelenmeye başladım. Ne göstereceksin bana? Gerçekten merak ediyorum.''

Yaman telefonun tuş kilidini açarak resim galerisine tıkladı. Oturduğu yerden kalktı ve teyzesinin oturduğu koltuğun yanına giderek yere çöktü ve elindeki telefonda açılan fotoğrafı gösterdi.

Yaman yanına gelmek üzere ayaklandığında, teyzesi de sehpanın üzerinde duran okuma gözlüğünü almış ve gözüne yerleştirmişti. Uzatılan cep telefonunu eline alarak resme dikkatle baktı.

Yaman'ın, arabasının hemen önünde yanında bir çocukla poz verdiği bir fotoğraftı. Gösterdiği fotoğrafa anlam veremeyerek başını hemen yanında duran ve dikkatle onu izleyen yeğenine çevirdi.

''Kim bu çocuk? Neyi göstermeye çalışıyorsun bana oğlum?''

''Daha dikkatli bak teyze. Birazdan fark edeceksin. İstersen resmi senin için biraz daha büyüteyim''

Teyzesi, ''Dur dur, ben yaparım'' dedikten sonra parmakları ile ekranda çekerek görüntüyü daha büyük hale getirdi ve dikkatlice incelemeye başladı.

Kocaman bir gülüşle Yaman'ın yanında duran çocuğa bakmaya devam etti. Güzel gülen bir çocuk diye geçirdi içinden. Fotoğrafı hafifçe küçülttüğünde, dikkati fotoğrafta hemen onun yanında duran Yaman'a kaydı. Onun gülüşüne takıldı bu sefer gözü. Sonra dönüp tekrar çocuğa baktı ve tekrar Yaman'a. Birkaç kez bunu yaptığında aklındaki şeye inanamayarak kafasını kaldırdı ve ona dikkatle bakmakta olan Yamanla göz göze geldi.

''Bu çocuk sana benziyor!''

Yaman, teyzesinin bir dakika bile sürmeyen tespitine tebessümle başını sallayarak karşılık verdi.

Elinde tuttuğu telefondaki fotoğrafı bu kez daha dikkatle inceleyen teyzesi,

''Gülüşü tıpkı sen. Sanırım göz rengi de öyle.'' dedikten sonra telefonu bıraktı ve gözlüklerini çıkartarak Yamana döndü .

''Allah Allah! Yaman bu nasıl oldu. Nerden çıktı bu çocuk''

''İşte açıklaması en zor kısım bu. Oldukça karışık ve garip bir hikaye teyze.''

''Lambadaki cin gibi birden ortaya çıkan çocuğun normal bir hikaye olmasını beklemiyorum zaten. Anlat bana. Nasıl oldu, ne oldu da senin bir çocuğun var.''

''Nişan gecesi birinin sormuştum sana biliyorsun, hatta ruh gibi dolaşmamın nedenini de ona bağladığını tahmin edebiliyorum ki haklısın sebep o kadın. Simge benim eski sevgilimdi ve yıllar önce bir anda ortadan kaybolmuştu. Nişan gecesi onu gördüğümde hem şaşırmış hem de sevinmiştim. Uzun süre aklımda kalan birisiydi çünkü. Onunla konuşmak için yanına gittiğimde benden tedirgin oldu ve kaçarcasına uzaklaştı ve ben... yani bu olabilirdi tabi, kötü bir ayrılık yaşamıştık ama yine de kaçması bana garip geldi ve merak ederek peşine düştüm. Ertesi gün onu görmek ve konuşmak için gittiğimde bu çocukla karşılaştım ve ona anne diye seslendiğinde bir anda onun benim çocuğum olduğunu fark ettim. Sonrasında Simge'yi biraz sıkıştırınca kabul etti çocuğun benim olduğunu. Kabul etmeseydi bile gün gibi ortada gerçek. Kıvanç, saç rengi hariç tamamen benim kopyam.''

''Kıvanç demek. Güzel bir isim. Tatlı da bir çocuk.''

''Görmen lazım teyze, çok konuşkan. Saatlerce sohbet edersiniz eminim.''

''Ederiz etmesine de hala bu çocuğun nasıl olup senden habersiz büyüyüp bu yaşa geldiğini anlatmadın. Simge neden haber vermemiş sana hamile kalıp çocuğu doğurduğunu? Yoksa senden olduğunu bilmiyor muymuş? Allah Allah. Aklıma gelen şeylere bak yahu. ''

''Ben hamile olduğunu biliyordum ancak bana aldırdığını söylemişti. Yani bebek filan kalmadığını sanıyordum ama gerçek öyle değilmiş. Kandırmış beni ve sonra buraya yerleşmiş.''

''Şuradan bir su ver sen bana. Anlattığın şey hiç mantıklı değil. Neden seni bu konuda kandırıp bebeği tek başına doğurmayı istiyor. Bana anlatmayı atladığın bir şey var senin.''

''Teyze, istemediğim bir hamilelikti. Evli bile değildik biliyorsun. Gerçi ben evlenmeyi de asla düşünmüyordum, bunu da ona söylemiştim. Bana tuzak kurdu ve benden gizli hamile kaldı. Gerçekten kötüydü teyze. İstemediğimi söylediğimde de böyle bir şey yapmış. Günlerdir düşünüyorum. Neden böyle bir şey yaptığına hala anlam veremedim.''

''Çok açık. Çünkü bebeğinden vazgeçmek istememiş. Cesur ve sorumluluk sahibi bir kadınmış Simge.''

''Ama teyze, tuzak kurdu, beni kandırdı diyorum. Nasıl sorumluluk sahibi diyebiliyorsun ona?''

''Yaptığı şeyin sorumluluğunu almış. Bundan daha cesur bir hareket daha söyler misin bana. Sen değilsin mesela. Kendi çocuğunun sorumluluğunu almak istememiş ve her şeyi ona yüklemişsin.''

''Ben nasıl suçlu çıktım şimdi onu anlamadım. Benim haberi yoktu hiçbir şeyden diyorum.''

''Yaman'ım, sen akıllı bir çocuktun. Evlilik bekleyen bir kadınla ilişkine devam ederken ne düşünüyordun. O kadın içten içe duygular ve beklentiler beslememiş midir sana? Nasıl kendini tamamen suçsuz görebilirsin. Üstelik aldırdım dedikten sonra ortadan kaybolmuş. Hiç mi aklına gelmez nereye kaybolduğu? Niye kayboldu diye sormadın mı kendine.''

''Sordum tabi. Gerçekten merak ettim. En yakın arkadaşlarına ulaştım hatta abisine sordum en sonunda. Evlenmek için evden kaçtığını söyledi.''

''Sen de buna inandın. Düne kadar seninle ilişkisi olan kadın ve üstelik hamile bir kadın nasıl başka biriyle kaçarak evlenir. Kim inanır oğlum buna? Hiç mantıklı değil hem de hiç. Sen inanmak istemişsin sadece. Kendini kandırmış ve sorumluluktan kaçmışsın. Bu yaptığına gerçekten inanamıyorum. Böyle mi yetiştirdim ben seni. Hem kendi kız kardeşlerin hem de benim kızlarımla birlikte büyüdün. Bana ve eniştene bir şey olursa onlar sana emanet dedim. Bu mu senin sorumluluk duygun? Nasıl bu şekilde davranır ve hamile bir kadınını ortada bırakırsın sen?''

''Ama teyze..''

''Aması filan yok. Az önce otuz yaşı geçeli çok oldu dedin ancak görüyorum ki yeterince olgunlaşmamışsın.''

''Ben gayet olgun bir adamım. Bu söylediklerin..''

''Tamam, uzatma Yaman. Şu an çok sinirliyim. Çocukla ilgili gerekenleri yapmak gerek. Tanışmak istiyorum her ikisiyle de. Simge'yi zaten tanıyorum ama o benim için sadece bir organizatördü. Şimdi torunumun annesi olarak tanımak istiyorum. Kim bilir bu zamana dek ne zorluk çektiler, ne kadar yalnız kaldılar. Ben enişten varken bile ne kadar zorlandım o çocukları büyütürken senin haberin var mı? Tek başına bir anne ne yapar oğlum? Ah ben senin bu kadar bencil olduğunu hiç bilemedim. Şımarıklıklarına izin vermekle büyük hata etmişim.''

''Teyze, neden bu durumda tüm suçu bana atıyorsun. O kadının şımarıkça evlilik isteyerek kendini hamile bırakması benim suçum değil.''

''Tabi ki senin suçun. Madem sevgilinle ciddi bir ilişkiye niyetin yoktu ne diye korunmadın. Niye senin üstlenmen gereken korunma sorumluluğunu kadına yükledin. Sonra bunlar olunca ben masumum. Yok öyle bir şey. Eğer baba olmak istemiyorsan seks yaparken korunursun. Bu kadar basit.''

''Seks hayatımda neler yapıp yapmadığım beni ilgilendirir. Bu konu hakkında seninle konuşmak çok rahatsız edici teyze.''

''Teyzen seks yapmadan mı o kadar çocuk doğurdu sanıyorsun.''

''Aman Allahım teyze. Senle tartışmayacağım. Gerçekten utanç verici olmaya başladı konuşma. Ben gitsem iyi olacak.''

''Ne o? Kaçıyor musun?''

Tutkunun BedeliWhere stories live. Discover now