Bölüm 42

15.4K 943 54
                                    

'' Anne.. midem bulanıyoo

Eyvah diye mırıldanarak oturduğu yerden fırladı Simge. Bu bulantıların kusmayla sonuçlanacağını çok iyi biliyordu.

''Tamam annem. Gel kucağıma, biz içeri geçelim.''

''Anne.. Kusmak istemiyorum.''

''Korkma oğlum. Nane limon içeriz şimdi geçer bulantı.''

Simge, oğlunu kucakladığı gibi içer geçmek için ilerlerken onları duyan herkes ayaklandı.

Merve hemen ;

''Nane limonu ben yaparım. Sen Kıvançın yanında kal. '' dediği gibi hızla mutfağa yöneldi.

Yaman, oğlunun hastalandığını görmüş ama ne yapmasını gerektiğini bilemez bir halde, şaşkınca arkalarından bakıyordu.

Kız kardeşi Yaren yanına yaklaşarak usulca, ''Abi, sen de git bir bak bence. '' demiş ve hemen karşısında duran Yasemin de başıyla Yareni onaylayınca peşlerinde odaya yöneldi.

Böylece Simge ile Yaman'ın uzun ve zor gecesi başlamıştı.



*****

Güneş doğmak üzere olmalıydı. Alacakaranlık yerini yavaşça artan belli belirsiz bir aydınlığa bırakıyordu. Hastanenin acilinde geçirdikleri zorlu geceden sonra ikisi de yorgundu.

Simge, Kıvanç'ın yattığı yatağın yanına çektiği sandalyede oturmuş, kolları ile kendini sarmış, vaktin geçmesini beklerken. Yaman biraz ötede, pencerenin kenarında durmuş, hasta yatağında yatan oğluna bakarken, hayatında ilk kez yaşadığı bu deneyimi sindirmeye çalışıyordu.

Kıvanç'ın midem bulanıyor demesiyle başlayan gece, kusmalarının şiddetlenmesi ve ateşinin yükselmesi ile devam edince, hastaneye gitmeleri gerekmişti.

Şehrin yaklaşık 1 saat mesafe uzağındaydılar. Simge arka koltukta oğlunu kucağına almış elinde ıslak havlu ile onu serinletmeye çalışmış, kusması için poşetleri hazır tutmuştu.

Gece karanlığında ıssız ve virajlı yollarda ilerledikleri için yol çok daha uzun sürmüş ve üçü için de çok zorlayıcı olmuştu.

Simge, Kıvançla ilgilenmesi yetmezmiş gibi bir de panik ve endişe ile sersemleyen Yaman'ı sakinleştirmekle uğraşmıştı.

**Merak etme, arada olur böyle. Her çocuk yaşıyor bunu.

**Çok hızlı gidiyorsun, yavaşla biraz. Daha çok midesi bulanır böyle...

**Yaman, sakin ol lütfen. Basit bir ateş ve mide bulantısı. Denizde çok vakit geçirdik demek farkında olmadan.

**Serum bağlasınlar bak gör, hemen açılır gözleri oğlumun...

**Tahlil sonucu bir saatden önce çıkmaz... Söylenip durma hemşireye...

**Dolanıp durmasan artık.. Yada bahçeye çık istersen. Temiz hava iyi gelir...

**Doktor bir şeyi yok dedi ya.. Neden inanmak istemiyorsun?

**Bak işte, kendine geldi. Açtı gözünü.. Boşa endişe ediyorsun demiştim sana..

**Oğlum.. Bak kim var yanımızda.. Sen hastalanınca Yaman amcan getirdi seni hastaneye. Çok merak etti seni.. iyisin değil mi oğluşum? İyiyim de Yaman amcana da, daha fazla üzülmesin..


Yaman, onun derin uykudaki yüzünü izledikçe sakinleşmişti sakinleşmesine ama içinde tıpkı bir dalga gibi kabaran, neredeyse onu yıkıp geçecek kadar güçlü ve bir o kadar yıkıcı hissin yoğunluğunda perişan olmuştu.

Tutkunun BedeliWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu