Bölüm 22

23.1K 1K 134
                                    


Bölüm 22 # Yeni#

''Ben Kıvanç'ı görme hakkına sahip olmak istiyorum. Onunla aramızdaki iletişimin engellenmesi durumunda mahkemeye başvurmaktan çekinmem.''

Kıvanç'ın nüfusuna geçmesi için gereken işlemleri başlatmak adına bir araya gelmişlerdi. Yarım saat öncesine kadar niyeti sadece imzaları atmak ve Kıvanç'ın sorunsuzca nüfusuna kaydedilerek, baba adı hanesine adını yazdırmak ve onun geleceğini güvence altına almaktı.

Çocuktan hoşlanmıştı. Birlike geçirdikleri kısa vakitte onun ne kadar harika bir çocuk olduğunu görmüştü ancak baba olmak...

İşte bu Yaman'ın hiç bilmediği bir şeydi.

Mesela koca bir şirketi yönetebilir ve karlı anlaşmalara imza atabilirdi. Veya hiç akla gelmeyen reklam fikirleriyle, balonu sönmek üzere olan bir ürünü yeniden piyasaya kazandırabilir, kesinlikle iş yapmaz bu dedikleri yeni bir ürünü en çok satılanlar sıralamasında liste başı yapabilirdi. Ancak baba olmanın ne olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu ve sadece fikir olarak bile oldukça korkutucuydu onun için.

İşte bu yüzden niyeti evrak işleri bittikten sonra ilk iş, bulabildiği ilk uçak biletini alarak İstanbul'a doğru yola çıkmak ve alışkın olduğu hayatına devam etmekti.

Onu bekleyen işleri ve düzenli bir hayatı vardı. Mesela bir haftadır spor yapamamıştı ve ücretini önceden ödediği, şehrin en ünlü spor koçu ile olan dersleri kaçırmıştı.

En yakın arkadaşı Okan 'ın Cuma akşamı düzenlediği, özel konseptli parti ile kafasını dağıtabilir ve biraz olsun eğlenebilirdi belki.

Camiadan tanıdıklarıyla çıktıkları, iş sohbetleri ile makaranın birlikte yürüdüğü, neredeyse iki saat süren öğle yemekler işinin gerekliliği haline gelmişti ve katılmayışı mutlaka dikkat çekmiş olmalıydı.

Evinde olmak sa en çok özlediği şeylerin başındaydı. Kendine ait gardrobun doyuruculuğu ile o gün ne giyeceğini planladığı sabahlara kavuşmak için can atıyordu.

Bunların haricinde onu bekleyen özel biri yoktu. Şeyma'ya son yaptığı şeyden sonra onun yüzünü tekrar görebileceğini düşünmüyordu. Hoş görebilseydi bile Şeyma elinin altındaki en yakın eşyayı kafasına fırlatırdı muhtemelen. Şeyma'nın yokluğunu başka bir kadınla doldurmakta sorun yaşamayacağı kesindi, ama son günlerde yaşadığı yoğun stresli anlardan sonra yeni bir kadın istemediğine karar vermişken, Simge'nin Cüneyt isimli avukatla olan yakınlığı görmek, hiç ummadığı bir şekilde etkilemişti onu.

Zaman zaman onu özlediğini hissettiği ve yanında olmasını istediği anlar olmuştu ancak bu anlar öyle kısa süreliydi ki üzerinde uzun uzun düşünecek kadar önemli gelmemişti.

Şimdiyse onu, o adamın karşısında elleri adamın avuçlarının arasında, gözleri ışıltıyla o adama bakarken, kendisine de tıpkı öyle baktığı zamanları hatırlamıştı.

Geçmişte, Simge hamile kalarak onu tuzağa  düşürmeye çalışmasaydı belkide hiç ayrılmazlar ve bir süre sonra ilişkileri zamanla birlikte rayına oturduğunda tıpkı onun istediği gibi evlenmiş olurlardı. Veya Simge  bir süre sonra onun evlenilmeyecek bir adam olduğunu gördüğünde onu terk edebilirdi. Her iki olasılıkta da en kötü ihtimal, yaşamaya doyamadığı ilişkilerini bir süre daha devam ettirir ve onunla birlikte olmaktan keyif aldığı anların sayısını çoğaltabilirdi.

Ofisin ortasında durmuş, camlı odanın içindeki Simge'yi, avukatla olan samimi hallerini izlerken, ona yeniden yakın olmak ve az önce sadece avukat olması gerekirken, bir aşık gibi onun gözlerinin içine bakan adamın yerinde olmak istemişti.

Tutkunun BedeliWhere stories live. Discover now