28

94 7 3
                                    

Alt kata indiğimizde herkes masada oturmuş bizi bekliyordu. Geldiğimizi gördüklerinde Ashton derin nefes verdi. "Tanrıya şükür. Yukarıda ne yapıyordunuz?"

Calum gülerek sandalyeye oturdu. "Beverly'ye kütüphaneyi gösterdim."

Calum'un yanındaki boş sandalyeye oturdum. Ashton bize bakıp kafasını salladı. "Tek tek kitapları da okudun sanırım."

Masadan kıkırtılar geldiğinde Calum ile sessizce makarnayı yemeye başladık. Lessie bana döndü. "Beğendin mi?"

Gülümseyerek kafamı salladım. "Harika olmuş."

Lessie gülümsedi. "Afiyet olsun."

Ashton kaşlarını çatıp bana baktı. "Yalakalık yapmayı kes. Soruma cevap verin."

Calum, Ashton'ı umursamadan Lessie'ye baktı. "Birileri senden yemek yapmayı öğrenirse iyi olur."

Kaşlarımı çatıp Calum'a döndüm. "Ne? Benden mi bahsediyorsun?"

Calum gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Beverly, üzgünüm."

Ashton elini bize uzatıp şıklattı. "Bana dönün ve soruma cevap verin!"

İşaret parmağımı kaldırdım. "Ben güzel yemek yapıyorum!"

Calum güldü. "Kanıtla o zaman, güzelim."

Phoebe gülerek Ashton'a döndü. "Sevgilim, uğraşma. Şu an görünmezsin."

Ashton dudağını büzüp geriye yaslandı. Phoebe gülerek ona baktı. "Kim tabu oynamak ister?"

Luke sordu. "Tabu var mı ki?"

Calum kafasını salladı. "Ben getirdim."

Ocean ellerini çırptı. "O zaman hemen oynayalım!"

Lessie ile ayağa kalkıp boş tabakları topladık. Diğerleri de içeri gittiğinde Lessie ile baş başa kalmıştık.

Tabakları suda akıttım. "Michael ile nasıl gidiyor?"

Lessie elindeki süngere deterjan sıktı. "Gerçekten harika. Uzun zaman ünlü kişilerle çıktıktan sonra Michael bana hayatı yaşattı."

Lessie'nin önüne tabakları koydum. "Biraz daha açsana."

Güldü ve tabakları yıkamaya başladı. "Ben yemek yapmam, temizlik yapmam. Ama şimdi yapıyorum. Çünkü bana, sanki bunu yaparsam imajım bozulur gibi davrandılar. 'Seviyeni koru, insanlara fazla yakın davranma, o senin seviyende değil.' laflarıyla büyüdüm. Hayatımı yaşamama izin vermediler. Kiminle çıkacağıma kadar karıştılar, Beverly. Yoruldum, anlıyor musun? Michael karşıma çıktığı zaman onunla gerçekten eğlendim. Sizinle iki dakika sohbet ettiğimde aradığım aile şefkatini gördüm. Siz bambaşkasınız."

Derin nefes alıp devam etti. "Paraya ihtiyaç duyuyorsunuz ama hala mutlusunuz. Hayattasınız. Eğlenmenin ne demek olduğunu biliyorsunuz. Şimdi içeri gideceğiz ve bir tabu oyununda bile eğleneceğiz, hissediyorum."

Çatalları suya tuttum ve Lessie'ye uzattım. "Hayatının böyle olduğunu tahmin etmemiştim. Para mutluluk getirir sanıyordum."

İç çekti ve bana baktı. "İnan getirmiyor. Tek ihtiyacım biraz sevgi."

Elimi kurulayıp omzuna koydum ve sıktım. "Michael sana istediğini verecek. Şüphen olmasın."

Gülümsedi ve kafasını salladı. "Biliyorum."

"Hadi gidelim."

Tabakları ve çatalları kuruması için bulaşıklığa yerleştirdi ve diğerlerinin yanına gittik.

Next DoorWhere stories live. Discover now