3

460 36 96
                                    

Saçlarımı topuz yaptım. Akşamın bilmem kaçıydı ve ben kek istiyordum. Bu yüzden kendime kek yapmaya karar verdim.

Mutfağa gidip kek malzemelerini çıkardım. Malzemeleri karıştırıp kek harcını kalıba döktüm. Fırını açıp kalıbı yerleştirdim. Pişmesi için kırk dakika yeterdi.

Fırının zamanlayıcısını ayarlayıp salona gittim. Salondaki kanepeye uzandım ve okumaya fırsat bulamadığım kitabımı okumaya başladım. Bir yandan da aksi bir olayın olmaması için dua ediyordum.

Yarım Saat Sonra

Binayı inletircesine bir gürültü koptuğunda yerimde sıçradım. Sinirlerim yavaşça bedenimi ele geçirirken sakin kalmaya çalışarak kitabıma odaklandım. Ama sinirimden sayfalarda yazanları göremiyordum. Çünkü lanet ses hala kesilmemişti!

Kitabımı masaya bırakıp ayağa kalktım. Kapıyı açtım ve gelen sesin kaynağını bulmaya çalıştım.

Karşı dairenin kapısı açıktı ve içeride ne yaptıklarını görebilmek mümkündü. Bir sürü insan görünümlü yaratık çıldırıyordu.

Anahtarımı aldım, kapımı kapattım ve karşı eve girdim.

Hala adını bilmediğim ev sahibi partinin yapıldığı salonda elindeki içki şişelerini masaya koyuyordu. Sanki çok büyük bir iş başarmış gibi etrafındakiler de bağırıp duruyordu. Aslında onların beş yaşında olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden normaldi.

Salona girdiğimde çocuk beni fark etti. "Merhaba."

Kollarımı göğsümde birleştirip karşısında dikildim. "Şu lanet partine son vermezsen kötü bir tanışma olacak."

Kaşlarını kaldırıp uzun bir süre bana baktı. Birden gülümseyip elini uzattı. "Ben Calum."

Uzattığı ele baktıktan sonra elimi uzattım. "Ben de Beverly ve şimdi şu partini durdur."

Kahkaha attı. "Hiç de kötü bir tanışma olmadı."

Tek kaşımı kaldırdım. "Bu ses devam ederse benimle gerçek anlamda tanışmış olacaksın."

Gülmeye çalıştı. "Bak, tartışmak istemiyorum. Yeni ev partisi olarak arkadaşlarım düzenlemiş. O yüzden bir şey diyemedim."

İçeri bir göz attım. Balkonda gördüğüm manzara tüm sinirlerimi uyuşturmuştu.

Tekrar ona baktım. "Pekala. Bir bakalım o zaman partine.

Gülümsedi. "O zaman hoş geldin."

Cevap verdim. "Hoş bulduk."

Bana içeceklerden birini uzattığında onu aldım ve salona ilerledim.

Bir sürü insan salonda ve balkondaydı. Çılgınlarcasına dans ediyorlardı. Aralarından geçmeye çalıştım ve kendimi balkona attım. Ashton, Phoebe, Ocean ve Luke buradaydı. Beni fark ettiklerine bana döndüler.

Ashton sevecen tavrıyla konuştu. "Şu sıralar çok görüşüyoruz."

Gülümsedim. "Evet, öyle."

Phoebe kötü bakışlarıyla beni süzdükten sonra balkondan dışarı baktı. Tam ona göre bir hareketti.

Ashton'ın karşısına oturdum. "Beverly, bunlar arkadaşlarım Luke ve Ocean."

Ocean mavi saçlarını omuzuna itip konuştu. "Merhaba, tatlı kız."

Fazla şirin ve pozitifti. Luke da öyleydi. Bana gülümseyerek selam verdi.

"Bir müzik grupları var. Belki duymuşsundur. Commuovere adında." dedi Ashton.

Kafamı salladım. "Tanıyorum."

Next DoorWhere stories live. Discover now