22

110 10 25
                                    

Las Vegas'tan döndüğümüz akşam Luke ve Ocean'ın bir arkadaşı onları aramış. Barda çalacaklarını söyleyip telefonu kapattığında Ocean'ın aklına, Calum'un barda çalışması fikri gelmiş. Calum bu fikri duyduğunda hemen kabul etmişti. Şimdi onun yeni iş yerindeydik.

Hep birlikte sahil kenarında açık bir bardaydık. Luke, Calum ile birlikte barın sahibinin yanına gittiğinde biz dışarıda oturuyorduk.

Sahildekileri izlerken Phoebe konuştu. "Biz de mi bir yerlerde işe girsek? Böyle olmuyor."

Ashton kafasını salladı. "En azından para biriktirmek için çalışabiliriz."

Bay ve Bayan Steadman uzun zamandır beni aramıyordu. Sadece oraya gidip spor yapıyor ve eve dönüyordum. Yarışlar hakkında hiç konuşmamıştık. "Haklısınız. Ama nerede çalışacağız ki?"

Ocean gülümsedi. "Ben hepinize bir yer bulurum."

Ashton gülerken ona baktı. "Sen de olmasan ne yaparız?"

Biz aramızda konuşmaya devam ederken Luke ve Calum yanımıza geldi. Calum'un yüzü gülüyordu.

Ashton ona bulaştı. "İşe aldılar mı seni?"

Calum kafasını salladı. "Sen hiç avans vererek işe başlatan bir patron gördün mü?"

Cebinden bir zarf çıkardı ve bize doğru salladı. Ashton'ın ağzı 'O' şeklini aldığında Calum kahkaha attı.

Ocean, Calum'a baktı. "Tebrikler, tatlım."

Calum gülümsedi. "Teşekkür ederim."

Luke ayağa kalktı. "O zaman bunun şerefine burayı biraz neşelendirelim."

Ocean ayağa kalkıp bağırdı. "Ne neşelendirmesi, inleteceğiz!"

Phoebe gülerek ona baktı. "Dikkat et de bagetleri kırma."

Ocean da güldü. "Kırarsam yenisini veriyorlar."

Calum varlığıyla yokluğu belli olmayan Michael'a baktığında yüzündeki gülümsemeyi gördü. Michael geldiğinden beri birileriyle yazışıyordu.

Calum elini Michael'a yaklaştırıp şıklattığında Michael telefonunu kapattı ve Calum'a baktı. "Ne var?"

Calum bana baktı. "Bu az önce telefonunu mu kapattı?"

Gözlerimi büyüterek Michael'a baktım. "Sen kiminle yazışıyorsun?"

Michael bizi geçiştirmeye çalıştığında Ashton ve Phoebe aralarında fısıldaşıp yanımıza geldiler.

Calum, Michael'ı sıkıştırmaya devam ederken Ashton, Michael'ın ellerini tuttu. Phoebe, Michael'ın cebine ulaşıp telefonunu aldı ve uzaklaştı.

Michael bağırmaya başladı. "Telefonumu geri ver!"

Calum ve Ashton, Michael'ı tutmaya devam ederken Phoebe'nin yanına gittim. "Şifresini biliyorum! Çabuk yaz."

Michael kahkaha attı. "Artık bilmiyorsun."

Bağırdım. "Ne?"

Michael omzunu silkti. "Değiştirdim."

Phoebe telefonu ona fırlattığında Michael havada kaptı. Ocean, Michael'a baktı. "Lessie olduğunu hepimiz biliyoruz."

Ashton kafasını salladı. "Bize doğruyu söyle dostum!"

Michael inat etmeye devam etti. "Totem yapıyorum. Olmaz, söyleyemem."

Ashton'a baktım. "Boş ver. Anlatmayacak. İnatçıdır o."

Next DoorWhere stories live. Discover now