15

173 15 17
                                    

Dışarıdan gelen sesleri duyunca Calum hemen bizi sakladı. Şimdi sesimizi çıkarmadan beklemek zorundaydık.

"Tanrım sen bizi affet. Tek amacımız aptal arkadaşımız Calum'a yardım etmekti. Lütfen bizi affet."

Michael dua etmeye başladığında Calum sinirle ona baktı. "Sen ne saçmalıyorsun? Kes sesini duyacaklar!"

"Ne yapayım korkuyorum. Ya gelen Lessie'yse? Onunla çocuklarımız olacaktı. Sanat eseri gibi olacaklardı. Tıpkı Lessie gibi..."

Michael üzgün bir şekilde hayal kuruyorken Ashton onun hayallerini yıktı.

"Sen varken çocuklarınızın sanat eserine benzeyeceğini hiç sanmıyorum. Çocuklarınız pizza kafalı olabilir!" Ashton kıkırdadı.

Calum sinirlenmişti. "O aptal çenelerinizi kapatmazsanız kafanızı klozete sokarım."

Bulunduğumuz yer zeki olmayanların bulamayacağı bir yerdi. Tabloların sergilendiği salonun bitiminde bir duvarın arkasındaydık.

Sesler iyice netleşti. Kapı açıldı. Michael altına işemek üzereydi. Hepimiz heyecandan titriyorduk.

"Dosyaları alıp hemen geliyorum Jacob. Burada bekleyebilirsin."

Lessie söylemişti bunu. Buraya doğru geliyordu ve biz çok korkuyorduk.

"Gelecekteki çocuklarımı düşünmek zorundayım!"

Michael birden ortaya çıktı. Calum ellerini yüzüne kapattı. Eminim ki şu an onun tam bir aptal olduğunu düşünüyordur. Haklısın Calum.

Kafamızı uzatıp Michael ve Lessie'ye baktık.

"Aman Tanrım! Bu ne güzellik. Ne işiniz var burada? Şu an sıcacık yatağınızda uyuyor olmanız gerekiyor."

Lessie şaşkınlıkla konuştu. "Asıl senin burada ne işin var?"

"Burayı korumakla görevliyim."

Michael ve Lessie arasında konuşmaya devam ederken Ashton fısıldadı. "Michael şu an hayatımızı kurtarıyor olabilir. Lütfen bozulmasın Tanrım!"

Elim ayağım birbirine dolanmış şekilde oturuyordum. Kalbimin titremesini durduramıyordum. Patlayacak bir bomba gibi hissediyordum. Her an işler ters gidebilirdi. Şu an Ocean'ın pozitifliğine ihtiyacım vardı.

Ocean'a döndüm ve fısıldadım. "Ocean, berbat hissediyorum."

Ocean bana sarıldı. "Sakin ol, canım. Birazdan çıkacağız."

Ocean benden ayrıldı ve gülümsemeye çalıştı. Calum hala Michael'ı dinliyordu.

"Burayı koruması gereken kişi sen miydin?"

Michael kafasını salladı. "Aslında hayır. Ama ben sizinle tanıştıktan sonra bunları özenle korumak istedim."

Ashton'ın mırıldanışını duydum. "Batıracak."

Midemin bulanmaya başlamasıyla Calum'un kolunu tuttum. "Calum, berbat hissediyorum."

Calum bana bakıp konuştu. "Sakin ol Beverly. Az kaldı, çıkacağız."

Bu sahte sakinleştirme konuşmaları bir işe yaramıyordu. Başımı ellerimin arasına aldım. Gözlerimi kapatıp başka şeyler düşünmeye çalıştım. Aklıma Siyah Kuğu filmini getirdim. Aklıma kanlı sahneleri görmeye başladım. Midem iyice bulanmaya başlamıştı. Daha fazla dayanamayacağımı hissettim.

Ağzıma doğru gelen şeyi daha fazla tutamayacağımı anladığımda yere kustum. İğrenç bir rahatlama hissi gelmişti.

Herkes bana iğrenerek baktı. Phoebe gözlerini yavaşça benden alıp yere çevirdi. Kustuğum yere, yani elbisesinin ucuna...

Next DoorWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu