16

137 14 8
                                    

"Lessie'den özür dilemeye gidiyoruz."

Birden bağırdık. "Ne?"

Michael kollarını göğsünde kenetlemiş, gayet ciddi tavrıyla bize bakıyordu. "Çok ciddiyim. Oraya gideceğiz."

Gözlerimi büyüttüm. "Michael, sen delirdin mi? O kız bizi evine asla almaz!"

Calum ayağa kalktı. "Oraya asla gitmem."

Ocean kafasını salladı. "Gidecek yüzüm yok."

Ashton ellerini kaldırdı. "Sanırım kimse gitmiyor. Oy birliği ile, Michael reddedildin."

Michael bağırdı. "Hayır dedim! Gidiyoruz."

Omzumu silktim ve koltuğa kendimi attım. "Hayır, gitmiyoruz."

Phoebe sessizliğini bozdu. "Michael, tek başına gitmeye ne dersin?"

Michael sabrının son damlasına gelmişti. "Hem onu soymaya gidiyoruz. Hem onunla arkadaşça konuşuyoruz. Hem de özür dilemeye gitmiyoruz. Öyle mi?"

Luke mırıldandı. "Michael, haklısın."

Michael nefes verdi. "Tanrım, teşekkür ederim."

Ocean pes etti. "Daha fazla zıtlaşmamalıyız. Orta yolu bulalım."

Phoebe kafasını salladı. "Katılıyorum."

Ashton, Calum'a baktı. "Sen ne düşünüyorsun?"

Calum teker teker hepimize baktı. En son bende durdu. Derin bir nefes verdi. Michael onu izledi. "Cevabın nedir?"

Calum pes etmiş bir şekilde kafasını salladığında Michael sevinç çığlıkları attı.

&

Lessie'nin malikanesinin önünde, lanet olası bir güvenlik ile uğraşıyorduk. Bizi içeri almadığı gibi bizi dinlemiyordu da.

"Bana bak, ya bizi içeri alırsın ya da seni işinden ederim!"

Calum, Ashton'ın omzuna elini koydu. "Ashton, bırak. Yoksa birazdan kafasına yediği yumrukla işe gelmeyi bile unutacak."

Ocean, Phoebe ve ben kısa duvarın üzerine çıkmış oturuyorduk. Erkekler de güvenliği ikna etmeye çalışıyordu. Ama sonuç olumsuzdu.

Michael yanımızdan uzaklaştığında peşinden yürüdüm. "Nereye gidiyorsun?"

Michael beni umursamadan yürümeye devam etti. Evin arka tarafına gittiğimizde konuştu. "Şimdi göreceksin."

Uzun duvara tırmanıp tellerin bulunduğu kısımda kaldı. Etrafına bakıp istediğini bulunca gülümsedi.  Ayağa kalktı ve ellerini ağzının kenarına siper etti. "Lessie!"

Ona iyice yaklaşıp fısıldadım. "Michael, ne yapıyorsun? Bizi duyarlarsa daha kötü olacak!"

Bana bakıp omzunu silkti ve tekrar önüne döndü. Ardından seslenmeye devam etti. "Lessie!"

Sırtımı duvara yaslayıp yere çöktüm ve etrafı inceledim. Zenginler sokağındaydık. Bir sürü ev aralıklı olarak dizilmişti. Tam ortada küçük bir göl vardı. Etrafı ışıklandırılmıştı. Banklar ve çiçeklerle dekore edilmişti. Gerçekten çok güzeldi.

Michael bağırışlarına devam ederken diğerleri yanımıza geldi. Calum bana baktı. "Bu aptal ne yapıyor?"

Nefesimi verdim. "Lessie'ye bağırıyor. Ama Lessie şu an uyuyordur."

Phoebe de benim gibi sırtını duvara verdi. "Daha erken gelmeliydik."

Michael bağırmaya devam etti. "Lessie, lütfen!"

Next DoorWhere stories live. Discover now