8

225 26 30
                                    

Haftalardır yoğun bir şekilde bugünki maç için çalışıyordum. Koçum beni dinlendirmeden çok sıkı bir çalışma düzeniyle bitirmişti. Ama bu şekilde devam edersem asıl rakibimi bitireceğimi söylüyordu. Ona güvenerek bugün buraya arkadaşlarımla gelmiştim.

İçeri girdiğimde Bay Robert beni yanına çağırdı. Odasına girdiğimde masasında oturmuş bilgisayarıyla ilgileniyordu.

Beni görünce bilgisayarını kapatıp bana döndü. "Otur Beverly."

Eliyle işaret ettiği yere oturdum.

"Gücünü biliyorsun. Buradaki boksörlerin en iyilerinden olduğunu biliyorsun. Bu maçı en önemli maçtan önce bir alıştırma gibi düşün. Bunu kazanırsan diğer maçta yerini hazırlamış olacaksın. Bunu henüz kimse bilmiyor. Senin önceden bilmeni istedim. Kazanacaksın, değil mi?"

Bu demek oluyor ki, bu maçı kazanırsam büyük maçlara girecektim. Büyük maçlara girersem de bu işte ilerleyebilirdim. Çok para kazanırdım. Aman Tanrım!

Kafamı salladım. "Evet efendim, kazanacağım. Bana güvenebilirsiniz."

Bay Robert gülümsedi. "Hazırsan maçın on dakika sonra başlayacak. Bol şans."

Gülümsedim. "Teşekkür ederim."

Bir sürü özgüvenli laftan sonra kazanamazsam rezil olacağımı düşünerek odadan çıktım.

&

Tanrım, maçın başında sert yumruklar atmaya nasıl cesaret ediyorsunuz!

Rakibim Teresa tam anlamıyla bir aptaldı. Tüm gücünü beni düşürmek için kullanıyordu.

Calum arkadan 'onun seni düşürmesine izin verme' diyordu.

Önce iki sol direk, arından üç sol direk daha. Hayır, düşürmedi.

Sonra sol direk ve kroşe. Hayır, kızım.

Sol direk, kroşe ve kancaya ne dersin?

Bildiğim tüm kombinasyonları ona karşı kullandım. İlk tur bu şekilde geçti. İkinci turda daha zorlarını deneyecektim.

Kroşe, kanca, kroşe onu biraz yormuş olabilir. Devam ediyordu.

Küçük bir dikkatsizlik ile kendimi yerde buldum. Bunu fırsat bilip üstüme çıktı. Onu üstümden ittiğimde yumruklarım yüzünde gezindi. Sonra ayağa kalktık.

Kanca, kroşe ve tekrar kanca onu tatmin etmediğinde son kozumu oynadım. Aparkat son derece lezzetliydi. Yeri öptüğünde üstüne çıkıp birkaç kombinasyon daha denedim. İkinci turu ben kazanmıştım. Son bir tur kalmıştı. Hadi kızım!

Attığı yumruk ile dudağımı ısırmıştım, kanıyordu.

Kızın taraftarları çıldırmış gibi bağırırken onu yere sermek çok hoşuma gitmişti.

Bir süre birbirimizi yoklayarak devam ettik. Bunu yapmaktan çok sıkıldığımda kombinasyonlarımı devreye soktum. Artık kazanmak istiyordum.

Uzunca bir süre yıkılmadığında üst üste birkaç aparkat yeterli oldu. Süre dolduğunda kazanmıştım.

Alkışa gerek yok, her zamanki halim.

Hakem elimi tutup kaldırdı. "Kazanan Beverly."

Herkes beni alkışlıyordu. Yanıma beni tebrik etmek için insanlar geliyordu. Bunlar kulüpten kişilerdi. Sonra gidip rakibimi tebrik ettim. Büyük ve çok önemli bir maç olmadığı için televizyonlarda izlediğiniz bir maç olmadı. Buradan sonra Bay Robert bana ödülümü verecekti.

Next DoorWhere stories live. Discover now