66

2.6K 171 38
                                    

İyi okumalar, artık bekletmek istemiyorum. İnşallah da öyle olmaz :')

-Reyhan Canaslan-

"Çiçeğim iki tane kabartma tozu koyuyorsun da, ne zaman koyuyorsun? Başlarda mı sonda mı?"

Lezan'ın sorusuyla yarım saat önce yapmaya çalıştığım kekin aşamalarını hatırlamaya çalıştım. Ama zihnimi mikser karıştırmıştı sanki, bir bok hatırlayamadım.

"Başta da koymuş olabilirim, sonda da. Benim işim belli olmaz." Lezan, alışverişten aldıklarını tek tek katlarken bir an kafasını kaldırıp, 'umutsuz vakasın' der gibi baktı ve tekrar işine döndü. Sanırım öyleydim...

"En son koyacaksın, un ile birlikte. Sonra karıştırıp kek kabına aktaracaksın sonra direk fırın anladın mı?" Kafamı sallayıp elindeki yeni aldığı geceliği kaptım.

"Kızım sen tek başına uyuyorsun, kime bu süs?" Elimden çektiği gibi aldı ve askıya astı, o sırada omuz silkerek, "Kendimi iyi hissetmek için giyiyorum." dedi.

"Ben evliyim ben. Bir gün olsun giymedim. Dolabımda bir sürü sıcacık polarlı pijama takımları var lan," Yüzümü buruşturarak yatağa uzandım.

"Lezan?"

"Ne var Reyhan?"

"Rohat beni boşamaz değil mi?" Kıçıma çimdik atıp yataktan kaldırmaya çalıştı. Söylediklerime cevap veriyordu ama aklı kıyafetlerindeydi.

"Sen harbi geri zekalısın. Gecelik giymedin diye seni boşayacak biri mi Rohat?" Gülümsedim.

"Değil," Aklıma gelen anıyla gülümsemem genişledi. "Sivilce kremi sürüp uyuyorum gece, sabah kalktığımda krem jel olduğu için yüzümde beyaz katman şeklinde kalıyor. Buna rağmen, ağzını yüzünü yediğim diyerek üstüme atlıyor şerefsiz," Aynadan görüntüme bakıp kapıya ilerledim. "Gidip az seveyim kocacığımı."

Merdivenlerden inerken salondan sesleri geliyordu. Sanırım konsol ile maç yapıyorlardı ve bence bu an Rohat'ın sınavıydı. Benimle mi ilgilenecekti, yoksa maça devam mı edecekti.

"Rohat?"

"Lan düzgün oynasana şunu, bak karın geldi vallahi gidersen şapur şupur tükürürüm yüzüne!" Baha, Yekta ile Rohat'ın karşılaşmasında Rohat'ın oynayışına kızıp küfürler saydırırken, Yekta gayet rahat bir şekilde gülerek oynamaya devam etti. Rohat ise bir eliyle konsolu tutarken diğer eliyle saçında gezinen Baha'nın elini itmeye çalışıyordu.

Bir süre onları izlemeye devam ettim. Geldiğimi bir tek Baha fark etmişti, onun sayesinde diğer ikisi de.

"Gerzek misin Baha, sabahtan beri bir üstüme çıkmadığın kaldı amınakoyayım gelmiş bana suçu atıyorsun."

"Nasıl sakin olayım lan? Sen kaybedersen benim saçım gidecek! Düzgün oyna lan dümbelek!" Baha gaza gelip Rohat'ın kafasına vurduğunda, sabrı tükenmişti. Ekranda gol yazısı çıktığında aynı zamanda Rohat konsolu yere atıp Baha'nın üzerine çullanmıştı.

"Al kazandım, saçını siktiğim! Gelmişsin arkamda car car konuşuyorsun, hadi, hadi yiyorsa şimdi konuş. İbne."

Rohat sakinleşip yakasını bıraktığında ondan bu kadar çok küfürü aynı anda ilk defa duyuyordum. Sanırım erkekler yalnız kalınca birbirlerinin neyine sövdükleri umurlarında olmuyordu. Ama Rohat'ı bir elekten geçirmek gerekiyordu. Bu kadar çok küfüre ne gerek var canım?

"Gülmesene arkadaşım. Biz hep böyleyiz bununla, değil mi Rohatcığım?" Baha bu kez Yekta'ya döndüğünde Rohat'ın yanına gittim bende.

"Bence siz tek kalmayın. Sonra senin ayarlarını bozup veriyorlar bana, düzeltemiyorum." Mutfağa ilerlerken elini belime atıp beni de peşinden sürükledi.

dünden kalma - textingWhere stories live. Discover now