52

4.5K 316 118
                                    

-Rohat Karaöz-

"Kendime yalan söyledim, yalnızım bunu ben istedim."

"Hadi lan oradan, kız senden ayrıldı!" Baha'nın bıkkın bakışlarını üzerimde hissetsem de bozuntuya vermeden gülmeye devam ettim.

"Abicim ne zaman kapatacaksın şu kızın konusunu ya? Gına geldi vallahi!" Kızların kahkahasını duydum. Uzun bir aradan sonra hep beraber böyle gülüşmenin herkese iyi geldiğini hissettiğim için devam ettim.

"Yeni biriyle olana dek böyle kardeşim." Gözleri ufak bir anlığına Ezo'ya kaydı ama başka yere bakmaya çalıştı. Fark edebilmiştim bu kısa ama anlamlı bakışı.

"Yok Rohat, kalsın. Sap öleceğim ben. Kaderime itirazım yok."

"Baha tanıştığımız günden beri sayısız sevgilin oldu. Sap öleceğin gün bugün falan herhalde hı?" Reyhan'ın koluma çimdik atışını hissedince yüzünü buruşturarak ona dönmüştüm. Gülerek susmamı söyledi. Bir şey olmaz anlamında göz kırptığımda ise gözlerini devirdi.

Ezo'ya kaydı bakışlarım. Konuşulanlara gülse de, içinden gelmediği belliydi. Çenesinin bu zoraki gülümsemelerden dolayı ağrıdığına bahse girebilirdim, çünkü güldükten birkaç saniye sonra siliniyordu yüzünden o gülümseme.

Bu hali ne olacaktı, kimse bilmiyordu. Canının ne kadar yandığını ve yanacağını kimse tahmin de edemiyordu. Berzan'ın tutuklanmasının üstünden bir hafta, Ezo'nun Baha'ya gelmesinin üstünden iki hafta geçmişti. Reyhan'ın söylediğim yalan ile bahsettiği iki hafta geçtikten sonra yapılacak olan testi de, yarın Reyhan ona yaptıracaktı. Sonucun ne çıkacağını tahmin edebiliyorduk, yine de herkes bir umut, olmasın diyordu.

"Rohat, sen ne iş yapıyorsun?"

Aniden yöneltilen soru ile Lezan'a dönmüştüm. Henüz Reyhan ile bile bu konuları konuşamamıştık. Yine de şu an birlikteydik, bunu şimdi düşününce evet saçma gelmişti ama biz bunları konuşsak da birlikte olacaktık çünkü ilişki için büyük bir etken değildi bu tarz detaylar. Sadece iki insanın birbiri hakkında edindiği bilgilerdi.

"Muhasebe okuyordum ama dondurup Hukuk okudum." Bakışlarım bir an Reyhan'a kaydığında yüzünde, en azından bana mükemmel gelen bir gülümseme vardı. Lezan ise şaşırmış bir biçimde bana bakıyordu. E tabii, neden önce hukuk okumayıp muhasebe okudun diye düşünüyordu şimdi herkes.

"Hadi be, avukat mı savcı mı?"

"Savcı. Ama Adli Yargı Sınavı'nı geçemedim. Bende bir süre ertelemeye karar verdim." Kafasını salladı.

"Savcı Rohat Karaöz." Yekta'nın hafif tonda konuşmasını herkes duymuştu. Sanırım, dalgınca söylemişti ama gülümsemiştim.

"Çok havalı," Güldüm. "Eminim havalı olduğun kadar, başarılı ve adaletli de olacaksın." Gülümseyerek konuşunca Reyhan'ın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Zaten deminden beri tuttuğu elimi, manalı bir biçimde sıktığında yüzüne bakıp gülümsedim.

"Teşekkür ederim, inşallah."

"Sınava tekrar ne zaman gireceksin?" Ezo'nun aniden gelen sorusu ile herkes ona dönmüştü bu kez. Bu soruyu ondan beklemiyordum. Beklesem bile, böyle duygusuz tonda ve düşünceli bakışları ile beklemiyordum. Altında bir sebep aramak istemesem de, kendimi tutamıyordum.

"Yani, bilmiyorum. Halletmem gereken birkaç şey var, ondan sonra girerim herhalde." Kafasını salladı.

Daha sonra herkes Baha'nın açtığı konu ile konuşmaya devam ettiler. Reyhan'ın kalkmak için elimi sıkması ile bende kalktım ve otel odasının balkonundan çıkıp içeri girdik.

"Demek Savcı Bey, ha?" Kahkahama engel olamadım. Mutfak kısmına ilerlemesi ile ardından gittim. Tezgaha yaslandığında önünde durmuş ve ellerini tutmuştum.

"Sizin ününüzü hâlâ öğrenemedik? Nedir efendim?" Gülümsedi burukça.

"Elektrik Mühendisliği okuyordum ama son sene dondurmak zorunda kaldım." Ardından arkasını dönüp raftan bir bardak aldı.

"Neden dondurdun?" Sürahiden suyu doldurdu ve bir süre bekleyip derin bir nefes çekti içine.

"Param kalmamıştı." Birkaç dakika sessiz kaldık. Ne diyeceğimi bilemedim. Böyle bir sebepten ötürü okulunu okuyamaması canımı yaktı sadece.

Gülerek döndü ve ellerimi tuttu. "Aman be, boşversene. Böyle daha rahatım." Kendini gülmeye zorladı. Tuttuğu elimi çekip sımsıkı sarıldım. Saçlarının kokusu arasında nefes alışımı sürdürürken, toka konusu açıldığında saçlarım yağlı deyişi geldi aklıma. Sırıtmadan edemedim.

"Beraber bitiririz. Sen devam edersin bende sınava çalışırım." Güldü.

"Beraber bitirme karar aldık diye birden param mı olacak?" dediğinde kalbim aniden baştan çıktı ve kendimi dizginleyemedim.

"Kocanın parası ile okursun." Bedeninin kaskatı kesildiğini hissettim. Dilimi ısırdım, keşke söylemeseydim ama tutamamıştım kendimi. Onunla zaten sürdürmek istediğim bir ömür vardı ama şimdi pat diye böyle bir cümle kurmak ne kadar hoş olmuştu ki?

"Birbirinize doyduysanız, Lezan ve Yekta gidiyor, onları uğurlayın." Baha'nın sesiyle birbirimizden ayrılmıştık.

Yüzüme bakmadan gidiyordu ki, son anda dudaklarının kıvrılışını gördüm ve bu kalbime, çiçeklerin açması için can suyu olmuştu.

*
*

30K :') ❤️

dünden kalma - textingWhere stories live. Discover now