30

6.6K 429 323
                                    

-Rohat Karaöz-

Park halinde duran arabanın siyah camında saçımı düzeltirken, durmadan esip bana düşman kesilen rüzgara saydırıyordum. Yazın neredesin kardeşim? Biz güneşin altında çikolata gibi erirken nerelerdeydin? Allah'ım ya...

Beklemeye daha fazla dayanamayıp kapıyı çalacaktım ki, açıldı ve çıktı sonunda. Derin bir nefes verdiğimde gülmüştü.

"Gelmeseydiniz Reyhan Hanım, biz restoranı ayağınıza getirirdik." Söylediğim şeye kahkaha atıp yanımda yürümeye başladı. Yeni yıkanmış saçlarının kokusu burnuma dolduğunda içimi de huzur kaplamıştı.

"Yine modundasın."

"Artık nasıl olacağımı şaşırdım yavrum ya, sakin kalıyorum neyin var, espri yapıyorum modundasın. Karar ver artık çiçeğim."

"Beni sinir edecek hareketlerde bulunma canımı ye, yoksa nasıl olursan ol." Kullandığın kelimeleri nereye çektiğimi bir bilsen güzelim...

Herkese kullandığı için ve benim gibi farklı düşünmediği için takmıyordu. Böyle rahat ve gelişigüzel olması hoşuma gidiyordu.

"Yalnız bir şey diyeceğim, ben tokum." Aniden durup bana baktığında omuz silktim.

"Seni bekleyeceğimi bildiğim için evde yedim vallahi, tansiyon var bende kızım."

"Ya manyak mısın sen? Ne zaman geldin kapının önüne?" Dudağımı ısırdım.

"Bir saat önce." Yürümeye ve aynı zamanda kahkaha atmaya devam etti. Haklıydı. Ne diye bir saat önceden gelmiştim ki? Neyse ki bir şeyler yemiştim.

"Şurası." Eliyle gösterdiği restoranı fark ettiğimde saatime baktım.

"Kızım beş dakika sürmedi gelmemiz. Madem buraya gelecektik, evde yapsaydık daha iyiydi. Paramız cebimizde kalırdı vallahi." Yürdüğüm yerde söylenmemi umursamadı pek fazla ve önüme geçip ilk o girdi mekana.

Aniden derin bir nefes alıp şükretme isteği doldu içime. Aşık mıydım? Hayır. O kadar büyük değildi hislerim ama içimde derin bir sevgi besliyordum ve o sevgiye bir karşılık. Ne kadar uzun sürerse sürsün bekleyecektim.

Tek korktuğum şey, başka engellerin çıkmasıydı.

Reyhan oturmak için masalara bakarken, bende onu izliyordum ve aniden durmasıyla ona çarpmamak için sağ tarafımdaki masaya tutundum. Aniden fren yapan sürücülere ağzıma geleni sayarım ben canımın içi, yapma böyle şeyler.

Bu duraksamanın normal olmadığını fark ettiğim için baktığı yere bakma ihtiyacı duydum ve az önce bahsettiğim engelin tam karşımızda durmasına içim sızladı.

Yutkunmak istiyordum ama boğazımda ki yumru canımı acıtıyordu. Yekta'nın ıslak gözleri Reyhan'a dikilmişti. Ne yapacağını bilmeden duruyordu.

"Reyhan?" Kolunu tuttuğum sırada irkilerek bana döndü. Bakışlarında herhangi bir şey yoktu. Sadece soğuk bakıyordu. Çünkü böyle davranması gerektiğini kendine hatırlatıyordu. Kimsenin arkasından ağlama veya üzülme riskine girmek istemiyordu. Kendi iyiliği için yapmamalıydı bunu.

İnsanlar gelir ve giderdi. Tekrar geldiklerinde eskisi gibi olmamızı bekleyemezlerdi. Bu yüzden tekrar gelmemeliydiler.

Gözlerini kaçırdı ve önüne dönüp Yekta'ya doğru birkaç adım attı. O da aynı şekilde karışık verince, kollarının buluşması uzun sürmedi. Bu tablo vücudumu diken batar gibi titretirken başka yere bakmaya çalıştım. Buz kesilmiştim. Bunun farkındaydım ama tek kelime etmeye, tek bir harekette bulunmaya hakkım yoktu.

Yekta'nın hemen ardında duran Lezan'ı yeni fark etmiştim ama henüz şimdi izleme fırsatı bulmuştum. Onun davranışları da, bu üçlüyü özlediğini belirtir nitelikteydi.

Reyhan, Yekta ile birlikte bir sohbete girdiğinde Yekta'nın gözyaşları dikkatimi çekti. Unutamamıştı Reyhan'ı.

Restoranın ortasında durduğumu, arkamdaki çift beni dürtüp geçmek için izin aldığında fark ettim. Reyhan, Yekta ve Lezan özlem gidermek için masaya oturma kararı aldıklarında elimi nereye koyacağımı şaşırdım.

Adımlarım yanlarına gitmeye cesaret edemedi. Reyhan varlığımı unutmuş bir biçimde oturdu masaya ve bir kez bile arkasını dönüp bakmadı.

Aldığım hiçbir nefes göğüs kafesimi zorlayan kalbime yetmiyordu. Vücudumu saran titreme ile dışarı attım kendimi. Defalarca arkamı dönüp baktım dört kişilik masada oturan üçlüye. Bakmasını istediğim kişi bir kez bile dönmedi yüzünü bana ve ben bir saat boyunca beklediğim için sızlayan ayaklarım ile geldiğim yoldan geri döndüm.

*
*

şu son sahneleri yazarken ciddi anlamda Rohat'ın hissettiklerini hissettim, içime bir ağırlık çöktü. Reyhan'ın kendini affettirmesi için neler yapacağını ben bile bilmiyorum...

dünden kalma - textingWhere stories live. Discover now