FİNAL(1)

3.2K 107 67
                                    



KEYİFLİ OKUMALAR...


"Masal! Güzelim aç gözlerini..."

Diğer arabaların korna sesleri eşliğinde son sürat ilerliyordu araç. Çağrı Masal'ın kapalı gözlerini açması için bir süredir ona sesleniyordu. "Daha hızlı sür şunu!" bağrışı arabayı hızlandırmıyordu maalesef.

Masal bir başka sancıyla tekrardan acıyla kıvranırken kucağında terden sırılsıklam olmuş saçlarını okşayarak dudaklarını dokundurdu. "Dayan bebeğim..." diye fısıldarken gözünden bir damla yaş firar etmişti. Onun çektiği bütün acıları elinden gelse kendisi yüklenirdi ama elinden hiçbir şey gelmiyordu.

Masal'ın anlında birikmiş teri nazikçe silerken hızlı giden arabada Masal'ı sabit bir pozisyonda tutmaya çalışıyordu. Burnuna nüfuz eden kan kokusuyla acıyla gözlerini kapattı. Masal çok kan kaybediyordu. Daha biraz önce kolları arasında olan sevdiği beden şimdi acı içinde kıvranıyordu. Ne kadar söz verse de ona acı çektirmekten başka bir şey yapmıyordu.

Masal gözlerini kırpıştırarak açtığında Çağrı bütün olumsuz düşüncelerini kenara attı. "Ça...Çağrı..." ismini duyduğunda yüzünde acı bir gülümseme ile saçlarını okşayarak "Güzelim az kaldı lütfen dayan..." diye yalvarırcasına fısıldadı. Onun yine güçlü olmasına ihtiyacı vardı her zamanki gibi... Onun savaşmasına ihtiyacı vardı. Onsuz nefes bile alamazdı. Ona bir hayat bahşetmişken onsuz nasıl yaşayabilirdi?

"Üşüyorum..."

Ellerinin arasındaki buz gibi olan ellerini dudaklarına götürüp ısıtmaya başladı hemen. Kucağındaki bedenin her saniye daha da soğuklaştığını o da fark ediyordu. Gözlerinin feri yavaş yavaş sönüyordu. O sıcak, aşkla bakan bakışları şu anda yoktu. O deniz gözleri acı ve ölümün soğukluğuyla kavruluyordu. Gözünden bir damla daha yavaş firar ettiğinde Masal son gücüyle elini sevdiği adamın yanağına koydu ve beceriksizce akan yaşı silmeye çalıştı. Dudakları kurumuştu. Artan sancıların izin verdiği kadar Çağrı'ya yaklaşarak "Ağ..lama! Güçlü olmak zorundasın..." gelen sancı sözlerini yarım bıraksa da gözlerini acıyla kısıp derin bir nefes almaya çalıştı. Artık dayanamıyordu. Bedeni sancılardan ötürü yorulmuştu. Uyumak istiyordu. Uyursa da bir daha uyanamamaktan korkuyordu. Bebeğini kucağına alamamaktan korkuyordu. Onun kokusunu almadan gitmek istemiyordu. Sevdiği adamı yarım bırakmak istemiyordu.

"O..nun sana ih..tiyacı var!" zorla da olsa tekrardan derin bir nefes almaya çalıştı ve "Onu... çok sev..." diye fısıldadı acı ile.

Son bir çabayla sözcükler hayat bulurken her sözcükle Masal'ın acısı daha da artıyordu. Sanki gözlerinin üzerinde büyük bir yük vardı. Açmakta oldukça zorluyordu. Üstelik kasıklarında hissettiği baskı daha da arttırmıştı. Acısını çığlıkla dışarıya yansıtmak istese de boğazı kurumuştu. Zar zor nefes alırken konuşamıyordu. Zaten konuşmak da istemiyordu. Şu anda tek istediği sevdiği adamın sıcaklığına sığınıp huzurlu bir uykuydu. Aylardır hasret kaldığı kokuyla huzur bulmak istiyordu. Ona bebeklerini anlatmak istiyordu saatlerce. O gri gözlerde kaybolmak istiyordu bu karanlıkta kaybolmak yerine...

"Benim de sana ihtiyacım var Masal'ım beni sakın bırakma!"

Kulaklarına ilişen sözcüklerle gözlerini zorlansa da açtı. Buğulu bakan grilerle karşılaşınca onun da gözleri buğulanmıştı. Masal da onları bırakmak istemiyordu ama şu anda bu çok zordu. Sanki birisi onu dipsiz karanlığa çekiyordu. O nefret ettiği soğukluk bütün bedenini eline geçirmişti. Bu karanlık ve soğuktan nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Bu acıdan nasıl kurtulurdu bilmiyordu. Çağrı'nın yüzündeki eli kucağına düştüğünde artık gözleri de kapanmıştı.

BAY EGO YIĞINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin