BAY EGO YIĞINI

Bölüm 48

KEYİFLİ OKUMALARRR....

48. Bölüm

Önümde uzanan neredeyse göklere erişen binayı hayranlıkla süzerken içim heyecandan kıpır kıpır oluyordu. Bugün bu şirketteki işimin ilk günüydü ve ilk resmi işim olacaktı. Londra'da da bazı yerlerde çalışmıştım ama onlar sadece stajdı. Bu ise gerçek işti.

İçimdeki heyecanı bastırmak için derin derin nefes alırken titrek adımlarımla binanın girişine doğru yavaşça ilerlemeye başladım. Döner kapıdan geçince hayranlıkla nutkum tutulmuş bir şekilde yerimde donakaldım. Bu binayı kim tasarladıysa işinde çok iyiydi. Dışarısı ayrı güzel içi ayrı güzeldi.

İçimde yeşeren umutla yüzümde büyük bir gülümseme peydahlanmıştı. Ağzım kulaklarıma varmış haldeyken güvenlik görevlilerinin yanına doğru ilerledim. Samimi bir şekilde gülümsedikten sonra "Merhaba bugün benim ilk iş günümde nereye gitmem gerekiyor acaba?" diye sordum.

Güvenlik görevlisi umursamaz gibi görünürken kendimi o saçma azara kendimi hazırlamaya çalışıyordum. İlk günümden saçma birisi yüzünden kavga etmek istemezdim sonuçta.

"Masal Hanım..."

İsmimi duymamla merakla sesin sahibine döndüm. Gördüğüm çıtı pıtı tatlı sarışınla merakım iyice artmıştı.

"Evet..." diye tatlı sarışını onayladığımda sarışının yüzünde büyük bir rahatlama meydana geldi.

Sarışın güvenlik görevlisini takmayarak sanki 40 yıllık dostum gibi koluma girdi ve nazik bir şekilde asansöre doğru beni yönlendirmeye başladı. Sarışın özel olduğunu tahmin ettiğim bir asansöre beni yönlendirdiğinde şaşkınlıkla ne yapacağımı bilemiyordum.

Asansörün kapıları melodik bir şekilde kapandıktan sonra sarışın kolumdan ayrıldı ve tatlı tatlı gülümsemeye başladı. Bu sarışının adını bile bilmesem de kanım kaynamıştı. Güzel olduğu kadar çok da tatlıydı.

Asansörün kapıları açıldığında sarışın bana yol göstererek ferah bir girişe getirdi. Cam kapıların önünde bulunan sekretere sarışın gülümseyerek hiçbir izin istemeden cam kapıdan içeriye geçti. Şaşkınlıkla robot gibi sarışını takip ettikten sonra yavaş bir şekilde odayı incelemeye başladım. Bu odanın sahibi mutlaka üst düzey yöneticilerden birisi olmalıydı. Oda aslında çok sadeydi ve lacivert tonları hakimdi. Ama o sadelik oldukça klas duruyordu.

İncelemem bittiğinde gözlerim tekrardan sarışına odaklandı. Sarışın tüm dikkatimi ona odakladığımı anlayınca o samimi gülümsemesiyle "Çağrı Bey sizinle görüşmek istedi. Maalesef acil bir toplantı olduğu için küçük bir gecikme yaşandı Masal Hanım." Demesiyle vücudum rahatsız bir şekilde kasıldı. O ismi duyduğum her anda olduğu gibi kalbim son hızla atmaya başlamıştı ve tüylerim diken diken olmuştu.

Derin bir nefes alarak içimden kendime iyi bir azar çektim. Her Çağrı ismini duyduğumda aklıma o gelmemeliydi. Her Çağrı ismiyle bu şekilde davranmamalıydım.

"Lütfen rahatınıza bakın. Bir şey ister misiniz?"

Nazik çıkan bu ses tonu üzerine düşüncelerimden sıyrıldım ve cevap bekleyen şekilde gözlerimin içine bakan sarışına döndüm. Başımı "Hayır." Dercesine iki yana salladım ve elimden geldiğince gülümsemeye çalıştım.