Bölüm 20

4.9K 174 38
                                    


 

Öncelikle o güzel yorumlarınız için çok ama çooooook teşekkür ederim. Sizin yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin...

ben sizi daha fazla tutmayayım. İşte karşınızda 20. Bölümümüz :D :D


 

20. Bölüm

Kalbimi, ruhumu, en değerli hediyelerimi sevmekten ve sevilmekten korkan bir adama vermiştim. İlk başta ona çok direnmiştim. Ondan nefret ettiğimi bile düşünmüştüm ama o benim bile fark etmediğim bir anda büyük bir ustalıkla kalbimi çalmıştı. İşin komik yanı o kalbimi çaldığını bile bilmiyordu.

Onun benliği ve kokusuyla o kadar sarhoş olmuştum ki kalbimin yokluğunu fark etmedim. Onun hep benim olduğunu düşünmüştüm. Ama kalbimin sahibi asıl oydu. Kalbimi zorla elde etmişti. Ben ise sürekli bunu inkâr etmiştim. O kalp benimdi. Kimseye veremezdim onu. Özellikle ona...

Ben Masal Başoğlu Çağrı Gürmen'e kalbimi kaptırmıştım ve onu geri alamıyordum. Daha doğrusu kalbim geri gelmiyordu. O karanlığın cazibesine kapılmıştı. Olduğu yerde ne kadar parçalansa da mutluydu. O koku, sıcaklık onu mutlu etmeye yetiyordu.

Kalbim ne kadar mutlu olsa da ben yaralıydım. Kalbimin gittiği yer doldurulmamıştı. Bu da benim canımı acıtıyordu. Bu acı o kadar ağırdı ki ölmek istiyordum. Yaşamak daha doğrusu onsuz yaşamak, nefes almak çok saçmaydı. Ne kadar canımı acıtsa da yaralarımı saracak tek kişi oydu ama Çağrı asla tedavi etmezdi. O yaralar açardı. Sonrada yaralara tuz basar tekrar kanamasına neden olurdu. O nasıl acı çekiyorsa aynı şekilde o acıları size tattırıyordu.

Çağrı Gürmen hem cenneti hem de cehennemi yaşatırdı. Onun içinde hem aydınlık hem de karanlık vardı. O gözleri gibi soğuk ve sertti. İçinizi hem ısıtan hem de üşüten bir havaya sahipti. İşte benim kalbim bu dengesize teslim olmuştu...

Dengesiz kelimesi Çağrı için çok uygundu. Salondan beni sürükleyerek çıkarmış ve arabasının içine bir çuvalmışım gibi fırlatmıştı. Şu hali çok korkunç ve sinir bozucuydu. Korkuyla siyah camdan dışarıya bakıyordum. Peşimizden Sevda koşarak gelmişti. Çağrı beni arabaya fırlattıktan sonra Sevda ile konuşmaya başlamıştı. Ne konuştuklarını cidden merak ediyordum. Sevda sürekli bir şey diyordu ama Çağrı onu dinlemiyormuş gibi gözüküyordu. Sürekli kafasını iki yana sallayıp duruyordu. Çağrı aniden başını olduğum tarafa çevirdiğinde korkudan nefesim kesildi. Çağrı'nın ifadesi bomboştu. Hiçbir duygu barındırmayan gözleri sert bir şekilde beni hapsine almıştı. Sevda Çağrı'nın koluna dokunarak bir şeyler söyledi ve bana bakarak burukça gülümsedi. Daha sonra arkasını dönerek evin içeresine girdi. Çağrı bir süre daha gözlerime baktı ve sonra kafasını gökyüzüne doğru kaldırarak derin bir nefes aldı. Ellerini saçlarına daldırarak sert bir şekilde çekti. Sonra birden arabaya yaklaştı ve şoför kısmına gelerek kapıyı açtı ve yanıma oturdu. Kapıyı sertçe kapatmasıyla korkudan irkildim. Çağrı şu anda kesinlikle sinir krizi geçiriyordu. Kırmızı görmüş boğalar gibi çılgın bir şekilde etrafındaki canlı cansız her şeye zarar veriyordu. Bir sonraki kurbanı kesinlikle ben olacaktım.

Çağrı direksiyonu sertçe kavradı ve direksiyonu sıkmaya başladı. Direksiyona bile şu anda acıyordum. Resmen direksiyona işkence ediyordu.

Titreyen sesimle "Her şey yolunda mı Çağrı?"diye sordum.

Çağrı bu sorum üzerine korkutucu bir şekilde gülerek "Her şey mükemmel!"dedi ve arabayı aniden çalıştırdı. Bu ani hareketle koltuğuma sıkıca yapıştım.

BAY EGO YIĞINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin