Bölüm 50

3.5K 111 36
                                    




İYİ AKŞAMLAR VE KEYİFLİ OKUMALARRR...


Bölüm şarkımız Tuna Kiremitçi & Özge Fışkın - Bana Sebepsin



50. Bölüm


Şansıma güvenme gibi düşünce neremden çıktığıysa orayı gerçekten çok seviyordum(!). Çağrı ve kardeşiyle yemeğe çıkmak berbat bir durumdu. Ellerim 9.8 şiddetinde titriyordu ve midem bulanıyordu. Stresten ne yapacağımı bilemiyordum.

Taksicinin seslenmesiyle korku dolu bakışlarımı orta yaşlı taksi şoförüne çevirdim. Taksimetrede tutan tutarı ödedikten sonra yavaş bir şekilde taksiden indim. Stresten terleyen elimi elbisemin üzerine sildikten sonra derin bir nefes alarak temkinli adımlarla karşımda bulunan oldukça şık olan mekana doğru ilerledim. Girişte bulunan görevliye Çağrı'nın adını söylediğimde büyük bir saygı göstererek beni cam kenarında çok şık bir masaya yönlendirdi. Masaya yerleştiğimde genç garsonun "Bir isteğiniz var mı Hanımefendi?" sorusuna oldukça cılız çıkan sesimle "Su..." diye cevapladım.

Garson bir iki saniye sonunda anında elinde suyumla dibimde bitmişti. Teşekkür babında gülümseyerek suyumu aldım ve büyük bir kurtarıcı olarak suyumdan büyük bir yudum içtim. Sevda Selin'in oldukça tatlı birisi olduğunu söylemesine rağmen korkuyordum. Benden hoşlanmamasını istemiyordum. Sonuçta o aşık olduğum adamın ne kadar üvey olsa da kardeşiydi. Ben de onunla iyi geçinmek istiyordum.

"Çakma cadım..."

Beynime silinmemek üzere kazınan ses tonu üzerine hızlıca yerimde doğruldum. Çağrı yanında Selin'le karşımda duruyordu. Elimde olmadan Selin'i incelemeye başladığımda Çağrı ile olan benzerlikleri hemen gözüme çarpmıştı. Selin'in de aynı Çağrı'nınki gibi gri gözleri vardı ama bu griler soğuk bir ifade değil oldukça sevecen bir ifade taşıyordu. Yüz hatları da oldukça benziyordu. Fakat Selin'in doğal olduğu oldukça belli olan turuncu saçları aradaki farkı oluşturuyordu.

İncelemem rahatsız edici boyuta ulaştığında boğazımı temizleyerek titreyen elimi umursamadan Selin'e uzattım ve "Merhaba..." diye mırıldandım.

Benim bu mesafeli davranışıma karşın Selin elimden tuttuktan sonra kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Bu sıcak davranış içimdeki endişe tohumlarını bir bir öldürürken rahat bir nefes aldım.

"Merhaba Masal..."

Selin'in gözleri kadar sesi de sımsıcaktı. Abisinin tam zıttıydı. Abisi deyince gözlerim hemen Çağrı'ya döndü. Grilerinde daha önce şahit olmadığım bir şefkatle Selin'le ikimize bakıyordu. Bu bakışlar kalbimdeki yaraları itinayla ilmek ilmek iyileştirirken hemen gözlerimi Çağrı'dan çektim. Masayı göstererek "Otursanıza..." diye mırıldandım.

Selin benim bu halime güldükten sonra karşıma yerleşirken Çağrı hiç istemediğim bir yere oturmuştu. Tam yanıma. Çağrı'nın bu hareketine ofladıktan sonra gözlerimi devirdim. Çağrı benim aksime halinden oldukça mutluydu. Selin ise muzur bakışlarıyla ikimizi süzüyordu. Ortamdaki tuhaf elektrik garson siparişlerimizi almaya geldiğinde kesintiye uğramıştı. Siparişlerimizi alan garson saygıyla eğildikten sonra masamızdan ayrıldı.

"Eee Selin bana biraz kendinden bahsetsene?"

Hem ortamda tuhaf bir sessizlik oluşmaması için hem de Selin'i gerçekten tanımak için ağzımdan pat diye bu soru çıkmıştı. İnşallah beni kötü anlamaz diye içimden dua ederken Selin yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesini daha da genişletti.

BAY EGO YIĞINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin