√ 44. BÖLÜM

16.6K 997 79
                                    


Keyifli okumalar....

🌹

Kalbimdeki amansız acıyla hıçkırıklarımla omuzlarım sarsılıyordu. Babamın kafasını kucağımda tutarken, "Daha hızlı gidelim." diye bağırdım.

Zaman hiç akmıyordu sanki. Babamın yere devrilmesinin ardından babama koşarken ayaklarımın tutmayışını hissediyordum. Nitekim babamın yanına devrilmiştim. Duhan sırtımı göğsüne yaslayıp dirençli olmamı sağladı. Babamın kafasını kucağıma koyup uyanması için babamı sarsmıştım. Uyanmamıştı. Annemin de dizlerinin üzerine düştüğünü gördüm.

Vurulduğunu düşünmüştüm. Vurulmuştu evet ama kalbindeki acıdan vurulmuştu. Kalp krizi geçirdiğini tahmin ediyordum. Etrafımdaki insanlar ne yaptı bilmiyorum ama bir arabanın gelmesinin ardından kendimi bir anda arabada bulmuştum. Babamın kafasının kucağımda olduğunu fark ettiğimde hıçkırıklarım da başlamıştı.

"Babacığım." Gözyaşlarım hiç durmadan akarken, kalbimdeki acıdan nefes alamaz haldeydim.

"Beni bırakma baba. Bana daha yeni gelmişken beni bırakma, lütfen. Çiçeklerim soldu ama onları öldürme baba. Annemi sensiz bırakma. Kardeşimi babasız bırakma. Daha ben kendimi affettirecektim. Canavarlarla dedesi mangal yapacaktı. Lütfen." Babamın kapalı gözlerine bakarken her fısıltımda belki açılır o gözleri diye bekliyordum.

"Babacığım."

Arabada çınlayan korna sesi, arkamızdan basılan aşırı hızdan dolayı yapılan kornaları duyuyordum ama yolun bitmeyişi beni bitiriyordu.

"Duhan. Acele et. Ne olur?"

Hıçkırıklarımla beraber kelimelerimin her biri bir cümle oluşturuyordu.

"Geldik sevgilim, birkaç dakika daha dayan."

Dikiz aynasından bana bakıp gaza biraz daha bastı. Başımla onu aceleyle onaylarken görmeyeceğini biliyordum. Bakışlarımı babama çevirip ellerinden birini yanaklarıma bastırdım.

"Buradayım baba. Az daha....az daha dayan ne olur?"

Göğsümün üzerindeki ağırlık artarken araba aniden fren yaptı. Babamın kucağımdan alınmasının ardından titreyerek arabadan inmeye çalıştım. Art Arda gelen fren sesleriyle arabadan inen annemleri göz ardı edip, babamı koydukları sedyenin yanımda hareket etmesiyle bende onlarla koşar adım yürüdüm.

Doktorların bağırmaları, etrafımızdaki insanların bakışları eşliğinde acil kapısının önüne geldik. Kapılar üzerime kapanırken, yutkunamadım. Gözyaşlarımın tuzlu tadını ağzımda hissettim. Duvar kenarına yaslanıp yere doğru kayarken bana doğru koşarak gelen annemle ve kardeşimle buluştu gözlerim.

Duhan'ın acilin kapısında gördüğümde varlığını hissedemediğim için şaşkındım. Bana doğru gelip benim gibi yere oturan sevgilim gök mavileriyle bana gülümsedi.

"Merak etme, baban güçlü. Kızını görmek için kalkacak ayağa. Bana daha hayatı zindan edecek. Çiçeğini ondan kopardım, daha bana ceza kesecek."

Yutkunmakta zorluk çekerken, başımla onu onaylayıp ağlarken gülümsemeye çalıştım.

"Uyanır değil mi?" Umut barındıran sesimle parmağıyla elimin üzerini okşadı.

"Uyanacak."

Annemlerin gölgesini tepemizde hissettikten sonra acil kapısı açıldı.  Babamı sedyeyle götürürlerken annemler sedyenin peşine takıldı. Duhan ayağa kalktıktan sonra benim de kalkmama yardım etti. Biz de sedyenin peşine takıldık. Asansörün kapıları kapanmadan önce son duyduğum cümle, "Ameliyathane 2 hazır." oldu.

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin