√ 5.BÖLÜM

63.7K 2.8K 300
                                    

Keyifli okumalar...

**

Hayat çoğu zaman bize oyun oynar.
Hayatın oyununa ya ayak uydururuz ya da hayata bizde oyun oynarız. Benim hikayem de aslında hayatın başlattığı bu oyuna ayak uydurarak başladı. Sonra hayata ben bir oyun oynadım. Ama bu oyunların bir sonucu olmalı değil mi?

Küçükken oynadığımız oyunların hiç bitmemesini isterdik. Ama biterdi maalesef. Ee hayat bir oyunsa yaşadığımız süreçte bu oyun bitmez. Bana göre oyunların bir sonu yok. Devam edebiliriz hayalimizde. Hayallerimiz tükenmediği müddetçe.

Hayatın bana oynadığı oyunları düşünürken bir taraftan da odamı toplamaya devam ettim.

**

Yarım saat geçmesine rağmen ben düşünce denizinden kurtulamayacağımı anlayınca dizüstü bilgisayardan müzik açtım ve mırıldanmaya başladım.

Gezdim seni sokak

Valla yok hesap kitap

İçimde avaz avaz yan yan yan benimle

Uzun yola gider gibi

Bakma öyle yüzüme

Aman can cazım etme

Birini özlemek önceden bana çok zor gelirdi. Ama şimdi bakıyorum da O'nu özlemek her şeyden kolay geliyor. Alışmışım ben onu özlemeye. Kokusunu, bakışını, gülüşünü... Ama en çok da ona minnettarım. Bana üç tane evlat verdiği için. Bana yeniden yaşama şansı verdiği için.

Bir insan hem ağlarken hem gülebilir mi? Evet hem ağlar hem de güler. Şuan da olduğu gibi onu düşünürken, onu özlerken arka fonda da Sıla'yı dinlerken hem gülüyorum, hem de ağlıyorum.

**

Saatler sonra eşyaları toparlama işini bitirdim ve sonra canavarlara bakmak için odalarına gittim.

Kapıyı açtığımda beni bomboş bir dolap ve yorgun düşmüş canavarlarım karşıladı.

"Hayırdır canavarlar? Beni şaşırtıyorsunuz. Normalde burasının savaş alanı gibi olması gerekiyordu? Gerçekten şaşırdım şuan."

Yüzümde de şaşırdığımı belirtir bir şekilde ağzım hafif aralık, gözlerim kocaman olmuş biraz da olsa dalga geçiyorum canavarlarımla.

İlkay'ın yatağının üzerinde yorgunluktan uyuya kalmak üzere olan Aydan, Aydan'ın bacaklarına sarılmış Aycan ve Aycan'ın karnına kafasını koymuş uyumaya çalışan İlkay'ın bu halleri bana çok tatlı bir şölen oldu.

"Anne ya! Kaldır şunları hadi hemen gidelim merak ediyorum dedemi ve dayımı." diye söylenen Aydan ile gülümsememe ara verdim. Aycan ile İlkay'ın çoktan uykuya daldıklarını ve uyanmaya niyeti olmadıklarını anlayan kızımın imdadına yetişerek kucağıma aldım. Bana sımsıkı sarılan Kızım Aydan'ı da alarak Aycan'ın yatağına oturdum.

"Bir tanem benim ilk önce gidip bir işyerimle konuşmam gerekiyor. İstifa etmeliyim sonra Türkiye'ye dönebiliriz."

"İstila ne demek?" diyen prensesime gülümseyerek baktım.

"İstila değil canavarım, istifa. Ayrıca istifa da ıhm... Şey... Senin anlayacağın dilden anlatırsam, o işyerinden kendi isteğimle ayrılmak demek. Uzun bir süre burada olmayacağımız için dolayısıyla istifa etmem gerekiyor."

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin