√ 22.BÖLÜM

42.9K 1.8K 210
                                    



**

Gece nefes seslerimizle dolup taşarken huzurluydum. Hem de çok... Sırtım hep sevdiğim adama yaslı olsun, kalplerimiz hep bir atsın isterdim. Gerçi, ben bu adamla beraber çok şey yapmak isterdim.

"Ne düşünüyorsun?"

Duhan'ın sorduğu soru ile yaşayamadığımız hayallerimden kopmak zorunda kaldım.

"Hayallerimi...seni, bizi." Yüzümde buruk bir gülümseme vardı.

"Ne olmuş onlara?"

"Olmadı işte. Olamadı...yarım kaldı. Yarım kaldı hayallerim...yarım kaldık."

Rüzgarın sesi yavaş yavaş kulaklarımda üşüme hissi bırakırken, bulunduğum anı ve hissettiklerimi ifade etmekte zorluk çekiyordum.

Saç tellerim uçuşurken rüzgarın sesi güzel bir ıslık sesi olarak geceye renk katıyordu.

"Geçmişteki hayallerimiz için bir şey yapamam, gerçek şu ki artık pek hayalde kurmuyorum Esmeray ama bulunduğum anı güzel yaşamak istiyorum. Ve seninle yaşamak istiyorum."

Gözlerimin içinde sanki bir kum torbası vardı. Her darbede bir damla döke döke bugünlere gelmiştim. Kum torbam aşınmıştı doğru, tek darbeye bağlı olduğunu ise ruhuma işlenen sözlerle patlamasıyla anlamış oldum. Göz yaşlarım tane tane damlarlarken, sanki... kum taneciklerinin arkasında iz bırakarak dağılmasını izler gibiydim.

Kum tanecikleri etrafa yayılırken göz yaşlarımı durduramaz haldeydim. Ellerimle silmeye çalışırken o kum taneciklerinin canını yakmak ister gibi sert hareketlerde bulunuyordum.

"Ağlama." Ellerimi ellerinin içine saklayıp, okşadı. Ellerimi kaldırıp dudaklarına yaklaştırdı, buğulu nefesini tenimde hissederken bir öpücük kondurdu. Tenim öpücüğünün etkisi ile kavruldu, o anda gözlerimde kurumaya yüz tutmuş damlalarımdan biri daha firar etti.

Hep böyle kalalım isterdim.

Parmak uçlarına kadar güven aşılayan adamım, uzun, ince ve burada olduğunu hissettirecek kadar sert olan ellerini göz yaşlarımın hizasında gezdirdi. Suratımı incelerken alnı kırıştı, kaşları çatıldı. Yanaklarıma koyduğu iki eli ile suratımı, suratına yaklaştırdı.

"Bir daha geçmişte yaşanan olaylar için ağlamanı istemiyorum sevgilim." Alnıma ufak bir buse kondururdu. Yumuşacık dudakları alnımda ıslaklık bırakırken, çeneme kondurulan ikinci bir iç gıdıklayıcı öpücük ile heyecandan nefes alamaz hale geldim.

"Sevgilim?" derken içimden bir şeyler kalbime doğru harekete geçti.

Kısık sesli kıkırtı ile Duhan'ın suratındaki gülümseme beni utandırdı.

"Sevgilim, değil misin?"

"Öyle miyim?"

"Öylesin, sevgilim." Kollarını bana sardı, bir anda kendimi kucağında buldum. "Biliyor musun? Bazen..o üç küçük canavarı kıskanıyorum."

Göğsünde uzanıyor olmam gök mavilerinin bana verdiği huzuru artırıyordu. Sonbaharda yürüyüş yaparken rengi değişen ağaçların yapraklarının rüzgarla yerlere savruluş anını gökten izlemek gibi hissettiriyordu. Ağaç yapraklarının ayaklarımın altında ezilirken çıkan sesleri, genzime dolan o mistik toprak kokusunu, hafif hafif esen rüzgarlar saçlarımı savuruşunu hissetmek işte benim için huzuru temsil ediyordu. Aslında... sadece gök mavilerinin yanında böyle hissetmek çok daha güzeldi.

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin