√ 43. BÖLÜM

18.6K 987 110
                                    


wkm_wp hesabında keyifli bir röportaj yaptık. Merak edenler bakabilirler.

Keyifli okumalar.

🌹

Gölün içerisindeki tekneye binip, kıyıya yaklaştıkça bizi şaşkın ve hayranlıkla izleyen insanları gördükçe biraz önce yaşadığım anların gerçek olduğunu hissediyordum. Gerçi, üzerimdeki kıyafetlerin ağırlığından ve üzerime yapışmasından da anlayabiliyordum. Parmağımdaki yüzükte en büyük kanıtlarındandı. Sırılsıklam aşık olmak dedikleri bu olsa gerekti. Sonunu düşünmeden sevmek, tam olarak bunu yaşıyordum. Biliyordum ki, ne olursa olsun hafızamdan silinmeyecek, kalbimde her zaman kırıntılarını bırakacak bir anı daha katmıştım yaşadığım sürece. İçimdeki kalp çığlık çığlığa bağırmak isterken, yaptığı şey sadece kapının yumruklanması gibi çıkardığı seslerdi. Ha, bir de yüzümdeki gülümsemenin asıl sebebi kalbimdeki kahkahanın havaya savruluşuydu.

Kıyıda bekleyen insanların bir anda bize bakarak alkışlamaya başlamaları beni daha çok gülümsetti. Ellerimin sımsıkı tutulduğu dakikaların arasında Duhan'ın baş parmağının hafif hafif gezindiğini hissediyordum.

Kıyıya yaklaştıktan sonra Joseph tekneden inmeme yardım etti. İnsanlar bize merakla bakarken, birbiri ardına sıralanan iyi dilekleri duymak yüzümde utangaç bir gülümsemenin yer almasına sebep oldu.

"Tebrikler."

"Bir yastıkta kocayın."

"Mutluluklar."

Duhan'ın ellerini tekrar ellerimi kavradı. "Teşekkür ederiz." Yüzündeki kocaman gülümseme ile insanlara teşekkür eden Duhan'ı izlemek kalbimdeki yangını biraz daha arttırdı.

İnsanların arasından sıyrılıp bize doğru koşarak gelen garson kız elindeki battaniyeleri bize uzattı. Duhan ellerini ellerimden ayırıp birkaç saniye sonra battaniyeyi alıp bana sardı. Battaniye ile vücudum arasında kalan saçlarımı usulca çıkarıp, saçlarımın omzuma dökülmesine sebep oldu. Üşüdüğümü anlamak için eliyle birkaç kez kollarımın üzerinden geçti.

"Patron, bir sorun mu var? Neden göle atladınız?" Dakikalardır çevremizdeki meraklı kalabalığı uzaklaştırmakla uğraşan Joseph, görevini tamamlayıp yanımıza geldi, meraklı gözleri ile meraklı ağzı aynı anda hareket etmişti.

"Atlamadık. Patronun bizi göle düşürdü Joseph." Sitemli sözlerimi dinleyip derin bir nefes alıp veren Duhan beni duymamış gibi yapıp Joseph'e döndü.

"Joseph bize hemen kuru kıyafetler al gel. Geç kalma, Esmeray'ın duruşması var. " Verilen emrin ardından bizden uzaklaşan Joseph ile Duhan bana dönüp işaret parmağını salladı.

"Ayrıca, her şey senin suçun. Bir sevincimi yaşatmadın. Kollarımda çırpınmak yerine doya doya kahkaha atmalıydın. Gerçi bu da hiç fena olmadı. Sırılsıklam aşık olmak neymiş, onu yaşadık." diyen Duhan'la yüzümde içten bir gülümseme oluştu. Demek aynı şeyleri düşünüyorduk.

Garson kızın elindeki diğer battaniyeyi alıp Duhan'a sardım. Garson kız bakışlarını bizden çekip kendine ne zaman sıra geleceğini bekler gibiydi.

"Sıcak bir yeriniz var mı acaba?" Duhan'ın kibar sesiyle bakışlarını bize çeviren kız bize gülümseyip, konuştu.

"Efendim beni takip edin lütfen. Müdüre Hanım sizi bekliyor."

Elimi alışkanlıktan Duhan'a uzatıp tutmasını bekliyordum. Öyle naif bir gülüş oluştu ki yüzünde, gözlerim kamaştı. Parmaklarını parmaklarımın arasından geçirip, avuç içimizin birleşmesine sebep oldu.

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin