√ 31.BÖLÜM

25.6K 1.3K 70
                                    

Birkaç günlük gecikmeden dolayı özür dilerim. Aşk kokan bir bölüme hoş geldiniz.


Kulaklarıma dolan neşeli kahkahalarla birlikte benimde yüzümde bir gülümseme oluştu.
Fırından gelen sesle aceleyle elime aldığım tutacakla fırına doğru ilerlemeye başladım.
Fırının kapağını açar açmaz güzel kokular mutfağa yayılmaya başladı. Hızlı bir şekilde tezgahın üzerine bıraktığım yemeğin biraz soğumasını beklemeye başladım.

Bu sırada Devran Hanım da masanın üzerine salatayı koyup, "Salata hazır." dedi.

"Tamamdır. Servisleri hazırlamaya başlayalım. Birazdan çocukları yemeğe çağırmaya giderim ben."

"Tatlım sen git. Ben yaparım."

Yüzümde yaşadığım şoktan dolayı şaşırmış bir ifade vardı. Devran Hanım'ın bana iyi davranmasına alışkın olmayan bünyem bu anda şok geçiriyordu.

Yüzümdeki ifadeye bakıp kahkaha atan Devran Hanım ile şaşkınlığım artarken Devran Hanımdan gözlerimi ayıramıyordum. Kahkahası yavaş yavaş azaldıktan sonra yüzündeki gülümseme ile tezgahta duran tabakları benim yanıma getirdi.

Yanıma yaklaşıp kolumun üzerine elini koyup birkaç kez okşadı. Yüzünde şimdi buruk bir gülümseme yer alıyordu.

"Keşke daha farklı bir şekilde karşılaşsaydık. O zaman bana inanamaz bakışlarını hiç görmemiş olurdum."

"Maalesef zamanı geri alamıyoruz. Bunun için keşke dememek için artık çok çabalıyorum. İşte bu yüzden siz bizim yanımızda olduğunuz sürece ben de sizin yanınızda olmaya çalışacağım. Yıllar önce bana kullandığınız kelimeleri unuttuğum söylenemez ama Duhanla aranızın düzelmesi için her şeyi yapmaya hazırım."

"Ben...o kadar uzun süre oğlumun gözümün önünde eriyip gittiğine şahitlik ettim ki. Bunda en çok benim payımın olmasından gidip özür bile dileyemiyorum. Beni affetmemeni anlıyorum. Buna seni zorlayamam. Ama her zaman sizin mutluluğunuz için çabalayacağım."

Devran Hanım'ın samimi olduğunu düşündüğüm cümlelerini en son teşekkür ederek noktaladım. Koridorda ilerleyerek çocukların kahkahalarının dolduğu yere ayak bastım.

Gördüklerime inanmakta zorluk çekiyordum. Duhan ince battaniyeyi üstüne elbise gibi boynundan bağlamış. Kemerini de elbiseyi iki parça halinde gözükmesi için kullanmıştı. Saçlarından sallanan tel tokalar ve renkli renkli tokalarla birkaç tane saçı bağlanmaya çalışılmıştı.

Benim varlığımı farketmeden konuşmaya başlayan Aycan ile ben de konuşmalarını dinlemeye başladım.

"Kraliçem, çay partisi yapmaya ne dersiniz?" Duhan'a hitaben sorulan soru ile kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı.

"Tabii ki olur prensesim. Kralımıza da soralım prensimle beraber hep birlikte ailecek çay partisi yapalım." Duhan'ın sesini incelterek konuşması benim son dayanma noktam olurken kahkahamı koyverdim.

Bakışlar aniden bana dönerken ben kahkahalar atarak gülüyordum. Gözlerimden yaşlar akana kadar güldükten sonra yavaş yavaş nefesimi toplayıp görüş açımın netleşmesini sağladım.

"Çocuklar neler oluyor burada?"

"Anneciğim Duhan amcayla beraber prensesçilik oynuyoruz. Sen de bize katılmak ister misin?" Aycan'ın hevesle söylediği sözler ile ağzımdan tekrar bir kıkırtı kaçarken kahkaha atmamak için kendimi zorladım. Duhan'a bakmamaya çalışarak çocuklara odaklandım.

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin