√ 17.BÖLÜM

46.4K 1.9K 127
                                    

Şarkıyı bölüm başında açıp dinleyiniz.

Keyifli okumalar.

**

Alnımdaki baskı hafifleyince gözlerimi hafif aralayıp kafamı yukarı kaldırdım.

"Biliyorsun değil mi?" kendisiyle dalga geçer gibi güldü.

"Biliyorum." dedim.

**

Dinçer kardeşine sarılmış annesini bekliyordu. Biliyordu gelecekti annesi.
Babasını affetmeyecekti çünkü annesini almışlardı o adamlar.
Deniz hafif kımıldanıp abisine döndü.

"Abi annem gelecek değil mi?"

"Gelecek kardeşim."

O sırada evin yardımcısı bir telefon elinde babasına doğru koştu.
Çocuklar annelerinin aradıklarını düşünüp babalarının yanına koştular. Annelerinin sesi geliyordu telefondan.

Babaları telefonu hoparlöre alıp bekledi.

"Dinçer, oğlum beni iyi dinle. Babanın sözünden hiç çıkmayın. Kardeşin sana emanet bundan sonra. Ne olursa olsun ona zarar gelmesini engelle. Doğru bildiğin yoldan şaşma.
Bundan sonra ben yokum hayatınızda... Ben hep sizi izliyor olacağım. "

"Anne..." bir el silah sesi yankılandı odada.

"Anneciğim! Beni duyuyor musun?Anne! Annem ses ver ne olur?" hıçkırıkları yakarışları havada yankılanırken nereden bilebilirdi ki annesini son duyuşu olduğunu!

**

Silahı tamamen indirdi ama birden havaya tek el ateş etti.

Derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalışırken koltuğun kenarına tekme attı.

"Ulan! O çocukların ne suçu var? Onları niye ağlattın? Ne bencil kadınsın sen!"

"Benim çocuklarımı düşünmek sana kalmadı! Sen sadece bazen en sevdiğini kurtarmak için bile olsa her şeyi yapamayacağını anla. Senin kardeşin bir suç işledi. Cezasını çekecek."

"Lan şu kadını susturun! Yoksa gerçekten elimden alamayacaksınız! " kendi emirlerini dinleyen adamlara bakarken çıldırma noktasına geldi.

Adamlardan biri ip ve bant ile geri gelirken ben koltukta hareketlendim ve kenarda köşede kendimi koruyabilecek bir şey aradım.

"Yaklaşma bana! Dokunma be! Taciz davası açarım size!" adam kollarımı bağlarken diğerleri de odadan çıkıyordu. Diğer adam ağzıma bandı yapıştırdıktan sonra gitti.

**

"Geldik! " Cem'in seslenmesi ile gözlerimi gök mavilerine çevirdim.

"Teşekkür ederim." diye fısıldadım.

"Asıl ben teşekkür ederim. Bugünü güzel kıldığın için. Bu arada... Numaranı alabilir miyim?"

Ellerini saçlarında dolaştırırken ilk defa çekinerek bir şey söylediğini fark ettim.

"Tabii ki. "

Numaralarımızı birbirimize verdikten sonra inme vaktimin geldiğini anlayıp kapıyı araladım.

Elimin üstüne bir el değince bakışlarımızı ellerimize indirdim. Araladığım kapı geri kapanırken bakışlarım gök mavileri ile vücudum ise vücudu ile buluştu. Bana sarılan kollar kendini geri çekerken alınlarımız birbirine değerken saçlarımız birbirine karışırken nefeslerimiz bizi ısıtıyordu.

Minik Kalpler Senfonisi  •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin