🍂 '29

9.5K 472 191
                                    

*Multimedya Osman dede ve Eymen. 😂😍

'Leylim!
Hem seni sevmek;
Ölümlere,
Zulümlere panzehirdir...'

~Ömer'den:

Zeynep arabaya binip Ali ve Sedef'le şehre gidince, ben de oğlumu kucağıma alıp traktöre bindim. Sıpa arabalara meraklı olduğu için hemen direksiyona atılmaya çalışsa da kolları pek uzanmıyordu. "Büyüyünce sen de araba, traktör, kamyon süreceksin aslanım." dedim gülümseyerek. Ben traktörü çalıştırmadan babam seslendi. "Faruk!"

"Buyur baba."

"Hava sıcak, götürme oğlanı. Hasta olur tarlada."

"Hiçbir şey olmaz. Şapkası var. Hem sıcakta durmaz, ceviz dibine oturturum ben oğlumu." dedim kararlılıkla. Zaten anamın Eymen'le ilgilenecek hali yoktu. Zeynep de şehre gitmeye hevesli olduğu için kıramamıştım onu. Üstüne başına bir şeyler alır, iyi gelirdi ona da. Sürekli evde bunaldığını biliyordum. Şu tatil meselesini bir an önce halletsem iyi olacaktı. Zeynebimin de benim de baş başa kalmaya, kafa dinlemeye ihtiyacımız vardı. Şu Zehra meselesini halletmem gerekiyordu önce. Nerede olduklarını bilmiyorduk ve her ne kadar öfkeden kudursam da kardeşimin Hasan sümsüğüyle nerede ve ne halde olduğunu merak ediyordum.

"Hadi selametle." dedim babama. Ardından traktörü çalıştırdım. Babam başındaki şapkayı düzelterek bana başını sallamıştı. Traktörü evden çıkarırken Eymen'e baktım. Sevinçle gülümsüyordu. Çok seviyordu traktöre binmeyi.

Ben mahpustan çıkınca tekrar devir almıştım tarla işlerini. Benim mahpusta olduğum dönemde ise babam ilgilenmek zorunda kalmıştı mahsullerle. Ali ve İsmail babama yardımcı olsalar da kendi tarlalarıyla ilgilenmekten pek vakit bulamadıklarını biliyordum. Neyse ki, her şey yoluna girmek üzereydi artık. Karım ve oğlum yanımdaydı, mutluydum. Eski kötü günleri atlatmıştım ve o yaşadığım kara günlerin zerresi kalmamıştı üzerimde. Zeynebimin sayesinde...

Zeynep eve gelince hem bana hem de oğluma o kadar iyi gelmişti ki, onunla mecburiyetten evlenmiş de olsak, bir şekilde evlendiğimiz için mutluydum. Onun da beni sevdiğini, oğluma annelik etmekten gocunmadığını, aksine bu durumdan mutluluk duyduğunu biliyordum. Onun için bir sene boyunca dört duvar arasında hapis yatmış olmaktan gram şikayet etmemiştim. Karıma kötülük eden, iftira atan bir adamı öldürdüğüm için de gram pişmanlık duymamıştım. Zeynep benim için pek çok fedakarlık etmişti, ben de onun için fedakarlıklar etmekten mutluluk duyuyordum.

Neyse ki kara günleri atlatmıştık. Yusuf olayı da kapanmıştı ve şu anlık tek sıkıntımız Zehra'ydı. Ne yalan söyleyeyim, Zehra'yı Hasan'a yakıştıramıyordum. Zehra biraz gözü kara, cesur ve sinsi bir kızdı. Fakat Hasan öyle değildi. Daha pasif, daha ana kuzusuydu ve Zeynep'e, kız kardeşine sahip çıkamamış bir erkeğin elin kızına sahip çıkabileceği de muammaydı. Yine de benim küçük kardeşim eğer onu sevdiyse elimden bir şey gelmezdi. Onu istemediği birine vermekle hata etmiştim belli ki. Keşke kaçmasaydı. Keşke beni karşısına alıp düzgünce konuşsaydı da tatlıya bağlasaydık bu durumu. Şimdi bütün köyde kardeşim hakkında ileri geri konuşacaklar, nişanlı bir kızın başka bir adamla kaçmış olmasını ayıplayacaklardı.

Zehra'nın bir de kusuru vardı; aşırı kıskançtı. Özellikle de beni çok kıskanıyordu. Elif'le evlendiğimde Elif'e yapmadığını bırakmamıştı. Şimdi aynı hareketleri Zeynep'e yapmaya çalıştığının farkındaydım. Her ne kadar karımı korumak için elimden geleni yapsam da Zehra'nın bu huyunu değiştiremeyeceğimi biliyordum. Elif'le de aynısı olmuştu çünkü.

Hâlâ dinmeyen ama biraz da olsa yatışan öfkemi bastırmaya çalışarak, kucağımda oğlumla tarlaya geldim. İlyas emmimle babamın tarlaları yan yana olduğu için, doğal olarak İsmail'lerle de yan yanaydı tarlalar. İsmail benden önce davranmış, sabah erkenden gelip başlamıştı işlerine. Boruları döşüyordu tuttuğu bir adamla birlikte. Ben de dün döşemiş olduğum borulardan bugün su verecektim mahsullere. Fıskiyeler dönerek tarlayı yıkayacaktı.

Yedi Köyün ZeynebiWhere stories live. Discover now