🍂 '10

12.7K 511 181
                                    

'Kirpiğin kaşına değdiği zaman
Bekletme sevdiğim vur beni, beni'

Ömer heybetli bedeniyle önümde durduğunda uzanarak zile bastı. Halasının yaşadığı apartmanın önündeydik ve kucağımda uyuyakalan Eymen'in uyanmaması için dikkatli olmaya çalışıyordum. Uykusu bölündüğünde huysuzlanıyor, tekrar uyuması çok güç oluyordu. Apartmanın demir kapısı tuhaf bir sesle açılınca içeri girerek üçüncü kata çıktık. Aslında apartmanda asansör vardı ama daha önce hiç asansöre binmediğim için korkmuş, merdivenlerden çıkmayı tercih etmiştim. Ömer bu korkuma sadece tebessüm etmişti.

Evin kapısında bizi bekleyen Sevgi hala gülümseyerek karşıladı bizi. "Hoşgeldiniz kuzularım." diyerek önce Ömer'e ardından da dikkatle bana sarıldı. Uyuyan Eymen'i görünce, "Gel benimle kızım." diyerek bir odaya girdi. Eymen için önceden hazırlanmış küçük bir yatağı odanın içinde gördüğümde sevinmiştim. Eymen'in varlığını kabullenen birilerinin olduğunu bilmek mutluluk vermişti. Eymen'i yatırdıktan sonra mutfağa geçmiş, hep birlikte akşam yemeği için masanın etrafında yerimizi almıştık.

Sevgi hala eşiyle beraber bu evde yaşıyordu. "Eymen'i görünce içim burkuldu." dedi çorba kaselerine çorbayı boşaltırken. Ona yardım etmek için uzandığım esnada, "Otur kızım, misafirsin sen." diyerek reddetti yardımımı.

"Neden için burkuldu hala?" diye sordu Ömer.

"Çok istedik ama bizim evladımız olmadı. Hüzünlendim." deyince ben de üzülmüştüm. "Keşke evlatlık edinseydiniz." dedim ama bunu söylediğime pişman olmuştum. Hadsizlik etmek istemiyordum onlara karşı.

"Ben istedim de," Bakışları eşine döndü. "Mahir istemedi kendi kanından, canından olmayan birini."

Sevgi halaya ters bir bakış atan eşi, konuşmadan yemeğini yemeye başlayınca biz de yemeye başlamıştık. "Üzülme halam benim." dedi Ömer halasına sevgi dolu bakışlar atarken. "Hayırlısı böyleymiş demek ki, hem ben de sizin oğlunuz sayılırım."

Çorba sevmediği için ana yemeği bekleyen Zehra lafa atıldı. "Ben de senin kızın sayılırım hala." diyerek Sevgi halayı gülümsetmişti. Nedense ben de Sevgi halayı mutlu etmek isteyerek, "Artık bir kızın daha var, beni de evladın gibi görebilirsin halacım." dediğimde Ömer'in bakışları bana dönmüştü. Gülümsedi o güzel, yeşil gözleriyle. Masanın altından uzanarak elimi tuttuğunda, içim garip bir mutlulukla doldu.

"İnşallah sizin boy boy evlatlarınız olur." Sevgi halanın sözünün ardından utanarak bakışlarımı kaçırdım. Acaba ben de bir gün gerçekten anne olabilir miydim? Karnımda Ömer'in bebeğini taşıdığımı hayal ettim. Aslında kötü bir hayal değildi ama henüz Eymen'in bile varlığını kabullenemeyen Ömer için bu pek iyi olmazdı. Olacaksa bile zamanı vardı bunun.

"Eymen bir büyüsün de." dedim konuyu geçiştirmek için. Zehra bana tuhaf bir bakış atarak, "Eymen senin oğlun değil ki." deyince tabiri caizse dumura uğramış gibi sarsıldım. Ne diyeceğimi bilemezken, kısa bir süre masada sessizlik oluştu. "Zehra." diyerek kardeşine uyarıcı bakışlar atan abisini takmadı Zehra. Omzunu silkerek bakışlarını önüne çevirdi.

"Annelik doğurmayla olmuyor Zehra'cım." diyen Sevgi halaya minnetle baktım. "Asıl meziyet onu iyi yetiştirmek, ona sevgi verebilmek. Zeynep Eymen'e çok iyi annelik yapıyor baksana."

"Olsun, yine de Eymen'in annesi başka. Hem neden Eymen annesinin yanında değil ki." diyen Zehra'nın bana pek ısınamadığını ve Eymen'i sevmediğini biliyordum. Düğünde bile bana gıcık gıcık bakmıştı ve tavırlarıyla hem Eymen'i hem de beni pek sevmediğini belli ediyordu.

"Zehra sus da yemeğini ye!" diyerek azarlar tonda konuşan Ömer, sinirlendiğini belli edecek şekilde kaşlarını çatmıştı. İlerleyen saatlerde neyse ki konu değişmiş, tarla işlerinden, köyden, havadan, sudan konularla yemek faslı bitmiş ve ardından salona geçmiştik. Çift kişilik koltukta yanıma oturan Ömer kulağıma eğildi. "Sen Zehra'yı umursama, o öyle asidir biraz." diye fısıldadı.

Yedi Köyün ZeynebiWhere stories live. Discover now