🍂 '5

13K 504 116
                                    

'Bahçalarda meleme
Yar göğsün düğmeleme
Ölürsem kanlım sensin
Gözlerin sürmeleme...'

Gözlerimi kapatmış, kaderime teslim olmayı beklerken Ömer'in gelinliğin fermuarını açmayı yarım bırakarak benden uzaklaşması üzerine, şaşkınlıkla arkamı döndüm. Ömer'in suratına baktığımda hiçbir ifade seçememiştim gözlerinde. Soru sormaya cesaret edemediğim için fermuarı yarısına kadar açılmış gelinliğimle şaşkın bakışlar atmaya devam ettim.

"İstemediğini biliyorum Zeynep." dedi Ömer. "Bunu fark edebiliyorum. Aslında haklısın. Çok fazla istemediğin şey yaşadın, bu yüzden korkma. Sana artık istemediğin hiçbir şey yapmayacağım."

Şaşırmıştım. Benimle birlikte olmayacaktı yani. Bunu ima etmeye çalışıyordu. Ne diyeceğimi bilemedim. "Ben o gün şey olunca..." diyerek saçmalamaya başladığımda, "Yoruldun Zeynep. Üstünü çıkar sonra uyu." diyerek lafımı böldü ve üstündeki ceketi çıkardı. Kıyafet dolabından bir eşofman altı ve tişört alarak banyoya doğru ilerlediğinde hâlâ şaşkın gözlerle Ömer'e bakmaktaydım.

"Ben çıktığımda işlerini halletmiş ol, tamam mı?" dediğinde başımı salladım. Anlayışlıydı Ömer. Her ne kadar benimle oğlu için evlenmiş, bencillik yapmış olsa da kötü biri değildi, bunun farkındaydım. Aceleyle gelinlikten kurtulduktan sonra üzerime kıyafet dolabındaki pijamalarımı giyindim ve yatağa oturarak Ömer'i beklemeye başladım. Aynı yatakta uyuyacağımızı düşünürken, Ömer'in banyodan çıktıktan sonra yatağın karşısındaki kanepeyi açması üzerine şaşkınlığım boyut atlamıştı. "Ömer." diye seslendim usulca. Başını bana doğru çevirdiğinde elimle yatağı işaret ettim. "Gelsene, konuşalım biraz."

Yanıma gelerek yatağa oturdu. "Bunları yapmak zorunda değilsin." dedim duruma onun tarafından bakmaya çalışarak. "Anlayışın için teşekkür ederim ama biz zaten evlendik Ömer. Hem bizim birlikte olmadığımızı, aynı yatakta uyumadığımızı fark ederlerse hiç hoş olmaz."

Gülümsedi. "Sen değil miydin elalemi umursamayan?"

"Evet ama sen önemsiyorsun. Hem dediğim gibi artık evliyiz. Ben bu günden sonra yaşanacakları göze aldım. Çok da umursamamaya karar verdim. Hayatım yandı zaten benim."

"Evet." dedi başını eğerek. "Anlarlarsa erkekliğime laf gelir. Sana da laf gelir. Umursamamak kolayına geliyor Zeynep ama durum benim için o kadar basit değil. Kahveye gittiğimde gerek arkamdan gerekse suratıma karşı neler diyorlar bilmek bile istemezsin."

"Ne diyorlar?" diye sordum merakla.

"Boşver. Hadi uyu."

"Kirli bir kızı koynuna almaya nasıl razı geldin diye soruyorlar değil mi?" dedim içimdekileri dökme arzusuyla. Gözyaşlarımın akmaması için mücadele ederken Ömer bana anlayışla bakmıştı. "Sakın Zeynep, sakın bir daha öyle bir laf dediğini duymayayım. Sen kirli değilsin ki."

Başımı eğdim. İnsanların böyle çirkin düşünceleri ister istemez beni de etkiliyordu. "Eğme başını Zeynebim. Sen utanılacak hiçbir şey yapmadın. Şerefsizin biri sana kötülük etti diye kirli de olmuyorsun. Aksine tertemizsin sen. Allı Zeynepsin. Bundan böyle sana tek bir laf eden karşısında beni bulur."

Başımı kaldırarak minnetle Ömer'e baktım. "Böyle düşünmene çok sevindim." diyerek tebessüm ettiğimde yeşil gözleriyle o da gülümsedi bana. "Yine de ayrı yataklarda uyumayalım. Hem bu eve gelip seni yatağından etmiş olurum, vicdanım rahat etmez. Hem de anlamasınlar, istemem bunu."

Gözümün önüne gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Tamam ama eğer bundan rahatsızlık duyacak olursan bana söyle. Benim için sorun değil. Koltukta da uyuyabilirim. Tamam mı?" dediğinde başımla onu onayladım. Ömer yatağa uzanırken ben lavaboya giderek makyajımı çıkardım. Odaya dönmeden önce aynaya baktığımda içimde bir tuhaflık vardı. İlk kez yabancı bir erkekle aynı yatağı paylaşacaktım.

Yedi Köyün ZeynebiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin