90.Bölüm

955K 40K 191K
                                    

Ve kavuştuk Maça Kızı 8 Ailesi🎈

Bugün, bizim evrenimizde, 8 Temmuz! İyi ki doğdun Bora, iyi ki aktın kalemimden. Bu kadar çok sevenin olduğu için şanslı hissetmelisin, onların varlığı bana -dolayısıyla da sana- güç veriyor her zaman.

Tarihler bugünü gösterdiğinde, Twitter Türkiye Gündemi'nde Bora Karabey'i trend topic yaptığınız için; tüm güzel dilek ve dualarınız için; sabırla, arzuyla, hiç aklınızdan çıkarmadan, Maça Kızı 8'i beklediğiniz için; varlığınız, sevginiz ve ilginiz için çok teşekkür ederim. 💚🖤

Sizleri çok seviyorum... 🌻

♠️

Hiçlik, hissedilir bir şekilde var olmuştu ve ben cehennemin ortasında hızlıca soluk alıp veriyordum. Hiçliğe adım atalı ne kadar olmuştu bilmiyordum ama artan sayılar yalnızca sol yanımdaki boşluğu biraz daha büyütmekten başka hiçbir işe yaramıyordu.

Boğazımdan feryat eden cılız ve hissiz bir iniltiyle beraber yataktan kalktım. Telaşlı parmaklarım sigaramı yakarken, bir yandan da eteğimi arıyordum. Nereye fırlatmıştım?

"Orada..." dedi. Boğazından mutlu bir kıkırdama çıkmıştı. Bir yeri işaret ettiğini anladığım için bakışlarımı ona çevirmek zorunda kaldım. "Arkandaki koltuk," dedikten sonra, dudaklarını dişledi.

Sanırım artık gitmem gerekiyordu.

Eteğimi bulamıyordum.

Arkamdaki koltukta olduğunu söylemişti.

Kendine yakışır bir atiklikte benden evvel davrandı ve arkamdaki koltuktan eteğimi alarak bana yaklaştı. Eteği elinden almaya çalıştığımda gülümseyerek arkasına sakladı. Tekrar almaya çalıştığımda ise birkaç adım geriye doğru gitti. Ne yapmaya çalışıyordu?

"Eteğimi verir misin?" dedim, ters bir ifadeyle.

Başını iki yana sallarken hala gülümsüyordu. "Kaçma hemen..."

Uzun soluklu eylemime tezat davranmamı beklediğini fark edince, histerik bir kahkaha attım. Kahkahamın ona verdiği cesaretle eteğimi tuttuğu elleri gevşedi. Eteği elinden alır almaz da giyinmeye başladım.

Bana, cennetinde meşk eylediği bir huriye bakar gibi bakıyordu fakat burası benim cehennemimdi. Paltomu da giydikten sonra, sigaramdan hızlı son birkaç dumanı içime çektim. Gidiyor olmamdan hoşlanmadığı belliydi fakat ısrar etmedi. İngiliz erkeklerinin en çok bu huyunu seviyordum. Sahi, acaba İngiliz miydi?

Adı neydi?

Sigaramı söndürdüğümde, "Tekrar görüşür müyüz?" diye sordu. Görüşmezdik. Daha evvel cehennemime konuk ettiğim hiç kimseyle tekrar görüşmediğim gibi onunla da tekrar görüşmeyeceğimi biliyordum.

Atkımı boynuma dolarken, istemsizce, benden cevap bekleyen gözlere baktım. Ela olduğundan emin olduğum gözler karaya çalındığında, burası da bana dar gelmişti. Kapıyı açtım ve hızlıca dışarıya çıktım.

Soğuk hava tenime çarparken, acı beni kucaklıyordu. Uzun caddede hızlı adımlarla yürürken, biraz evvel yanından ayrıldığım adamın ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordum. En azından hakkımda bir şey biliyordu: adımı. Adımın ne olduğunu söylediğimi bilmiyordum. Nas? Nina? Nancy? Belki de Norma. Fakat en azından hakkımda yalandan da olsa bir şey biliyordu.

Ben ise artık bana dair hiçbir şey bilmiyordum.

Kimdim ben, hiç olmaktan başka?

♠️

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin