131.Bölüm

608K 31.6K 157K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Bizi ne güzel karşıladınız!

Yorumlarınız, mesajlarınız, tweetleriniz, -trend topic'e girecek kadar çok tweetleriniz hem de- instagram postlarınız... Ne desem, ne kadar teşekkür etsem az!

Sizleri çok seviyorum, iyi ki varsınız!

Bundan böyle, bir aksilik çıkmadığı müddetçe -hayat ya bu, bazen istisnalar olabilir- her cuma, 9 civarı buradayız.

Çokça öperim, sağlıkla...

♠️

Bora'nın alnını sıvazlamaya son verip bakışlarını ağır ağır Eren'e döndürmesine sebep olan şey, Eren'in dudaklarından dökülenlerdi:

"Biraz da gerçeklerden bahsedelim mi Bora?"

"Gerçekler?" diye sordu Bora.

Eren birkaç saniye Bora'nın gözlerinin içine baktı ve "Kardeşinden vazgeçmeyeceğim," dedi. İçimi kuşku dolu bir merak kaplamıştı. "Bil diye söylüyorum sadece. Boşanmayı düşünmüyorum. İşi yokuşa süreceğim. Benimle aynı evde kalmayacaktır muhtemelen İstanbul'da. Ama ondan vazgeçmeyeceğim."

Bora derin bir nefes alırken, arkasına yaslandı fakat gerginliğinin fark edilmemesi mümkün değildi. "Ne yapacaksın?" diye sordu, hissiz bir tonlamayla. "İçip içip kapısına mı dayanacaksın?"

Eren'in yüzündeki ifadeye bakılırsa, aldığı tepkiyi hak ettiğinin bilincindeydi ve hiç şaşırmamıştı. "Alkolü bırakmak için tedavi olacağım. Bunu ben yönetemiyorum. Ne zaman aklıma Anıl gelse..." Durdu ve kısa bir an bana baktı. "Nişan günü gelse... İstediğim tek şey içki içmek oluyor." Sıkıntıyla başını iki yana salladı. "Ben senin kadar güçlü değilim. Ben toprağa Anıl'ı, o nişanda ölen onlarca insanı gömüp kaldığım yerden devam edemedim."

Bora'nın gülümsemesi alaycıydı. "Ben o kadar kaldığım yerden devam ettim ki Eren... O nişanda yerde yatan onlarca insanı gördüğümde, bi' de cenaze çıktı başımıza amına koyayım diyordum. Otelden çıkar çıkmaz bara gittim, içmeye. Taranırken yarım kalmıştı çünkü kadehim. Kaldığım yerden devam etmem lazımdı."

Eren gözlerini devirirken, "Ne kastettiğimi anladın Bora..." dedi.

"Doğruyu söylemek gerekirse, pek anlamadım," dedi Bora, tabağının kenarındaki servis bıçağına bakarak. Yeniden Eren'e döndüğünde, gözlerinin karasında tehdit dolu bir ifade pusu kurmuştu. "Daha açık olsana."

"Bilmen gereken tek şey, Begüm'ü tekrar kazanmak için, elimden ne geliyorsa yapacağım," dedi Eren, korkusuzca.

"Çok hata yaptım bu hayatta," dedi Bora, meydan okur bir tonlamayla. "Ve bu hataların belki de en büyüklerinden birisi, Begüm'ün seninle olan ilişkisine onay vermekti." Eren, hiçbir şey söylememek için dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Dürüst olmak gerekirse, ne nişanınız ne de nikahınız umurumdaydı. Başka dertlerim vardı. Daha gerçek dertler. Begüm'ü bir an için boşladım. Sağlıklı bir ruh halinde değildi seninle yakınlaştığında, bunu biliyorsun. Ve sen o ruh halini istismar ettin."

"Biz birbirimize aşık olduk," dedi Eren, itiraz edercesine.

"Sen Begüm'e aşık oldun," diye düzeltti Bora. Başını iki yana sallarken, devam edip etmemek konusunda tereddüt yaşıyor gibiydi. "Begüm ise sana aşık olduğunu zannetti, hepsi bu."

"Bu çok ağır bir itham," dedi Eren. Bunu kabul edemediği bakışlarından belliydi. "Yanılıyorsun."

"Eren," dedi Bora, gayet ciddi bir tavırla. "Yanılıyor olmayı ne kadar istediğimi tahmin bile edemezsin." Eren'in kendine olan güveni kaybolmuştu fakat bunu saklamak ister gibi, omuzlarını daha da dikleştirdi. "Kız kardeşimi tanıyorum. Sen ona başlarda iyi geldin, bunu inkâr da etmiyorum. İlk defa kendinden yaşça büyük, ki 20'li yaşlarda bir genç kız için kendinden yedi yaş büyük bir erkeğin olgunluğu küçümsenemez, birisiyle beraber oldu. Yaralıydı o, Eren. Ve sen onun yaralarını muhtemelen sardın. Ben Begüm'ü başımdan attım. Eğer ben ona, düşünüp taşınıp nişanlanması konusunda ciddi bir baskı yapmasaydım... Ve o nişan, felaketi getirmeseydi... Belki de uzun bir nişanlılık yaşamayacaktınız. Ya da ben azıcık kendimde olsaydım, ona bir an evvel nikah yapmanız konusunda babaannem diretirken, müdahale edecektim..."

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin