155.Bölüm

517K 27.2K 80.7K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Sağlıklı, mutlu, sevdiklerinizle beraber olduğunuz ve yıllar sonra bile hatırlayacağınız güzellikte, hayırlı bayramlar diliyorum! 🍭

Sizleri seviyorum! 💛

Var olun. 🌻

♠️

"Sevgilim," diye fısıldadım. Bora yazı çağrıştıran kapkara gözleriyle, gözlerimin en içine baktı. "Şifreyi çözdüm."

Büyüyünce Matrix'tekiler gibi olmak istiyordum. Bende olmasını istemediğim ama Anıl'la Eren'de olan bir şeyin, Anıl'da olanı Esin'di. Eren'e devamlı yaptığım bir şey, resimdi. Aşık olduğum adam ise, Sicilya'daydı çünkü babamın aslında Michael Corleone'yi kastettiğini anlamak için, epey bir kafa patlatıp resmen çocukluğuma yolculuk yapmam gerekmişti. Değiştirdiğim için bana çok kızdıkları şey adımdı, isim de diyebilirdik. Ben de Nazlı'ydım. Babamın verdiği mesaj ise, akrostiş tekniğiyla yapılmıştı.

"Şifre, bana Mersin'e gitmemi söylüyor." Bora kaşlarını çattı. "Tüm gün uğraştım ve tek anladığım bu. Sanırım sıradaki durağımız, anneannemin evi."

"Anneannenin evinde nasıl bir ipucu olabilir ki?" diye sordu önce. Derin bir nefes verdikten sonra, "Bu akşamki davette kalmalı odağım. Şimdi konuşmayalım bunu," dedi.

"Tamam sevgilim," dedim ve dudaklarına, bu akşamın çok güzel geçeceğini fısıldayan bir öpücük bıraktım. Beraber, evden çıkmak üzere aşağıya indiğimizde, antrede Leo ve Beyza'yla karşılaşmıştık. Beyza, aşağıdan ikinci merdivene oturmuştu ve karşısında duran Leo'yu çaresizce dinliyordu.

"Birlikte kitap da okuyabiliriz anne! Uzun zamandır okumuyoruz... Sonra, eğer istersen, film izleriz!" Adım seslerimizle beraber, Beyza geçmemiz için biraz kenara çekildi; Leo'nun ise acı kahve gözleri doğrudan beni bulmuştu. "Nina! Annem gelmiyor! Burada benimle kalacak!" Bora ifadesiz bir şekilde bana bakıp, sonra Beyza'ya bakmıştı. Fakat ne ben yüzümü Bora'ya dönmüştüm ne de Beyza. "Siz geldiğinizde, isterseniz, bizimle film izlersiniz!"

"Leo..." Bora elimi bırakıp, Beyza'nın yanından geçti ve Leo'nun yanına vardı. "Annenin de bizimle gelmesi gerekiyor."

"Herkes sizinle geliyor zaten. Annem kalsın burada," dedi Leo. Sesi pazarlığa açık olmadığını vurguluyordu. "Biz burada bekleriz."

"Ama annenin de gelmesi gerek," dedi Bora, sabırla. Gülümsedi. "Neden, diye soracaksın... Çünkü annenin görüşmesi gereken birkaç kişi var."

Leo annesine döndü. Merakla, "Eski arkadaşların mı?" diye sordu.

"Sayılır," dedi Bora, Leo'nun annesinin yerine cevap vererek. "Uzun sürmeyecek."

"Kaç dakika sürecek?" diye sordu Leo.

"Dakika değil, saat..." dedi Bora.

"Bir saat mi?" diye sordu Leo.

Bora dört saniyeliğine bana dönerken ve belli ki Leo'nun bu tutumunun müsebbibi olarak beni bellerken, Annie uyarıcı bir ifadeyle, "Leo!" dedi.

"Gitmeni istemiyorum!" dedi Leo, baskın bir tavırla. Acı kahve gözleri Bora'yı buldu. "Lütfen annemi götürme! Annem gidince gelemiyor! Gelince de yaralanmış oluyor!" Annie iç çekerken, ben gözlerimi yummuştum. "Biz burada kalalım annemle! Lütfen!"

Bora, bir dizinin üzerine çöktü ve ellerini Leo'nun küçücük omuzlarına yerleştirdi. "Annene hiçbir şey olmayacak ve annen birkaç saat sonra geri gelecek." Leo annesine baktı, onun da Bora'nın söylediklerini teyit etmesini bekliyordu fakat Beyza'nın yüzünde mimik oynamadı. "Bak ben şimdi seni biriyle tanıştıracağım. Sen ne zaman istersen, ona beni aramasını söyleyebilirsin. Konuşuruz. Annenle de konuşursun. İyi ve güvende olduğunu bilirsin. Olur mu?"

Maça Kızı 8Where stories live. Discover now