147.Bölüm

532K 31.2K 67.1K
                                    

Canım Maça Kızı 8 Ailesi!

Öncelikle buraya 90 Milyon okunma oranına ulaştığımız için koskocaman bir kalp bırakıyorum!

Maça Kızı 8'le beraber beşinci ve muhtemelen de son kez, burada yeni bir yılı karşılıyoruz. O yüzden bu akşamı beraber geçirmeyi, 2022'yi sizlerle karşılamayı ben de çok istedim. Üstelik bu bölümün yeri o kadar ayrı ki benim için.

Elbette Nazlı ve Bora, her zaman, her yeni yılda hem benim hem de birçok okurunun kalbinde olacaktır ama canlı iletişimin yeri başka. Bütün gece buralarda olacağım ve sizlerin yorumlarını büyük bir keyifle okuyacağım.

Ben son dört senedir, her yılbaşında, saat tam 12 olduğunda, Nazlı ve Bora'ya birer cümle yazıyorum ve tabii ki bu akşam da bu totemimi bozmayacağım.

Nazlı ile Bora'nın, bizim evrenimizde henüz karşılamadığı 2022'ye henüz çok olsa bile, belki buraya onlar için güzel dileklerinizi şimdiden bırakmak istersiniz, ben de totemimi gece yarısından sonra buraya bırakırım, belki! :')

2022'nin sizlere başta sağlık olmak üzere, huzur, mutluluk, bereket, aşk ve başarı getirmesini yürekten diliyorum. Sevdiklerinizle beraber, onlardan hiç ayrılmadan ve onların her an kıymetini bilerek.

Sizleri çok seviyorum!

Var olun, daima! 🌻💛

♠️

Kaşları çatılırken, "Nazlı..." dedi, yapma der gibi.

"Madem sen, benim için her şeyi yaparsın..." Gözlerimin içine o şartı asla sunmamamı diler gibi baktı. "O zaman benim için, Kara'nın dünyasına tümden sırtını dön..." Gözlerini yumdu. "Ancak o gün geldiğinde, eğer bir çocuğumuz olsun istiyorsak, olabilir... Evlenmek istiyorsak, tekrar evlenebiliriz. Falan filan. Aksi takdirde, ben yokum."

Bora altı saniye boyunca gözlerimin içine baktı ve "Çok aç olduğunu söylemiştin," dedi.

"Bana bi' cevap vermeyecek misin?" diye sordum, şaşkınlıkla.

"Kahvaltı yapalım Nazlı," dedi. Ayağa kalktı. "Ben sandviçleri hazırlayayım." Sesinin tonu düşmüştü. "Saçlarını kurut, gel. Oyalanma."

Yüzüme bir kez daha bakmadan odadan çıkınca ben de banyoya ilerledim. Saç kurutma makinasını kısacık siyah saçlarıma tutarken, aynada gördüğüm Nazlı'nın gözlerine bakıyordum. Hayatta her kararı kendi başına verirken yolu Bora'ya çıkmıştı ve daha sonra hayatının karar mekanizmasını kaybetmişti. Bora, o kadar çok benim adıma kararlar vermeye başlamıştı ki, başlangıçta buna uyum sağlamak ne kadar zorsa da daha sonra bir şekilde buna katlanmaya razı gelmiştim. Söylediği gibi, onu sevdiğim için. Bu imtiyazı ona verirken, her ne yapıyorsa, her neyi yapmamı istemiyorsa, hangi kararı kendi veriyorsa, bunun mutlaka benim iyiliğim için ya da beni korumak için olduğunu biliyordum. Ta ki hakkımda verdiği en radikal kararın, ikimizin de hayatını mahvettiğini anlayıncaya dek. Buna değmediğini ömrümün son gününe kadar sayıklayabilirdim.

Bazı kararların sadece bireyin değil iki kişinin de onayına tabii olması gerekiyordu. Mesela evlenmek. Mesela çocuk sahibi olmak. Mesela ayrılmak. Bora, bugüne kadar ayrılmamıza her karar verişinde bana danışmadığı gibi, hayatımı kökünden etkileyecek bir oyun oynamaktan da gocunmamıştı. Niye? Yaşayayım diye. Hangi aklıselim kişi, acı dolu bir yaşamı, ölmeye tercih edebilirdi ki? Ben tercih etmediğim gibi, üç yıl, bir ay, bir gün boyunca çektiğim acılardan tek bir şey öğrenmiştim: Ayrılığın acısını bilen, ayrılmamak için her şeyi yapardı.

Maça Kızı 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin