BÖLÜM 2- MERAK

559 127 14
                                    

Sünnet töreni bitmiş, misafirler dağılmıştı. Konak ahalisi yorgunluğunu atmak için odalarına çekildi. Tuna annesi ile beraber odasına çıktı. Ne kadar uzak kalırsa kalsın, odasında hiçbir değişiklik olmuyordu. Lütfiye Hanım özellikle buna özen gösteriyordu, oğlu geldiği zaman her şeyi bıraktığı gibi bulsun istiyordu. Annesi şefkatle oğlunun yüzünü avuçlarının içine alıp konuştu.

'' Ne özlemişim oğlum seni. İnsan böyle hasret bırakılır mı kendine.. Gitme artık oğlum daima yanımda kal. Zamanı geldi evlen güzel bir gelin getirelim konağa. Olmaz mı?'' Tuna sakin bir sesle cevap verdi.

'' Annem ben de özledim sizi her zaman da çok özlüyorum. Babamın işine katkı sağlamak benim için en büyük vazife. Ha evlenmeye gelince,''derken gülümsedi burada. ''Her yürek zamanına mahkûmdur. Elbet benim de kaçamayacağım bir yağmur yağar bir gün. Şimdi değil anam.'' Annesinin elini öptü Tuna. Lütfiye Hanım sarılıp oğluna dinlensin diye çıktı odadan, ona ısrar etmenin fayda sağlamayacağını biliyordu. En azından ufaktan konuyu açıp, beyninde yer etsin istiyordu. Tuna'nın elbiseleri dolabına yerleştirilmişti. O da valizin içinde kalan kitaplarını masasına koydu. Kitapları görünce havaalanında kitap okurken kendisine çarpan kızı hatırladı. Dağınık saçlarıyla aceleyle koşan deli kızı... Uçakta yanına oturduğunda bakışındaki hırçınlığı... Hafif bir gülümseme belirdi yüzünde.

Karay konağında herkes sessizliğe gömülmüştü. Arslan Bey odada kanepeye oturmuş bazı hesaplarla uğraşıyordu. Lütfiye Hanım eşine sıcak bir ıhlamur getirip yanına oturdu, bir yandan da konuşmaya başladı.

'' Bey, az önce Tuna'nın yanındaydım. Zayıflamış yine, bak bu dışarıda yaşamak oğlanı yıpratıyor. Ona burada kalması için bir sebep bulmak lazım.''

Arslan Bey bir kaşını kaldırıp sordu. ''Nasıl bir sebep bu bakalım?''

Lütfiye Hanım inatçı bir sesle konuştu. ''Nasıl sebep olacak Bey evlendirelim artık. Ben bakınayım etrafa münasip bir aday bulalım şöyle. Kuralım şu oğlanın yuvasını artık.''

Arslan Bey sakin bir ifade ile karşılık verdi karısına. '' Nasip hanım olur bakarız. Oğlan da beğenirse neden olmasın.'' Karı koca bir süre daha oğullarıyla ilgili konuştular. Günün değerlendirmesini yapıp uyudular.

**

Güneş aydınlatmıştı her yanı, Bulut Hoca'nın ekibi uyanmış kahvaltı ediyordu. Cenk ağzına lokmaları tıkıştırırken konuştu.

'' Hocam tozunu attırıyor muyuz bugün alanın?'' Masadaki herkes gözünü devirdi Cenk'e. Seren meraklı bir şekilde konuştu.

''Artık gidelim biz de, araştırma için hazırlık yapmamız gerekli, üstelik araştırmanın hangi kısmında çalışacağımız da önemli.''

Ecem Seren'in söylediklerine katılarak onayladı.'' Evet görev dağılımı önemli.''

Bulut Hoca öğrencilerine dönüp konuştu.''Merak etmeyin hepsini hallederiz bugün.''

Erdem hoca kızı kucağında '' Macar ekiple görüştüm, bugün bekliyorlar sizi. Beraber gidelim birazdan. Maya heyecanlı mısın?'' derken Maya'ya gülümsedi.

Maya kahvesinden bir yudum alıp cevap verdi.'' Yeni maceralar hep heyecanlandırır beni.'' Tüm ekip güldü bu sözlere.

**

Araslar kahvaltı sofrasında toplanmışlardı. Demir Bey, oğlu Baran'a dönüp '' Bugün şu Macarlıların çalıştığı alana git bakalım. Bir ihtiyaçları falan olur. Sonuçta bizim için itibar meselesi. Kâhta' da sözü geçen bir aile olduğumuzu bir kez daha gösterelim,'' diye tembihledi.

KEŞFEDİLMEMİŞ (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora