BÖLÜM 13- SARI VE ACI

357 117 12
                                    

Maya sabah uykusuzluğu tüm bedeninde hissederek uyandı. Gece boyunca gördüğü rüyalar onu hep uyandırmıştı. Yatağında bir o yana bir bu yana dönerken Bulut Hoca'nın sesini işitti. Ardından yataktan fırlarcasına kalkıp, üzerini değiştirmeye başladı. İçeriye girince diğerleri ile beraber Bulut Hoca kahve içiyordu. Maya'yı görünce gülümseyerek başı ile selamladı. Cenk bir yandan sandviçini yerken diğer yandan konuşuyordu.''Evet, sonbahar döneminde turistler kafile halinde geliyorlarmış. Kommagene Kültür Festivali de bu tarihlerde yapılıyormuş. Şehir içinde birçok etkinlik ve konferanslar yapılmış. Bugün Nemrut'ta da şenlik varmış.''

Maya kahvesini alıp diğerlerinin yanına oturdu. Yüzünde merak ifadesi ile sordu.''Peki, biz bugün çalışmamıza devam edebilecek miyiz''

Bulut Hoca yüzünde kararsız bir ifade ile yanıtladı.''Şimdi çıkarız hemen, kalabalık artana kadar devam ederiz. Sonrası zor olabilir.'' Bulut Hoca'nın açıklamasından sonra ekip hazırlanmaya gitti. Ardından geç olmadan kazı alanına doğru yola çıktılar.

**

Gülcan sabah erken uyanıp hazırlanmaya başlamıştı. Bugün Nemrut'ta yapılacak şenliklere katılmak için günler öncesinden plan yapmaya başlamıştı. Şermin Hanım kızını kahvaltı için çağırmaya geldiğinde, Gülcan'ın hazırlanmış olduğunu görünce merakla sordu.''Sabah sabah neyin hazırlığı bu, nereye gideceksin?''

Gülcan aynaya bakmaya devam ederek yanıtladı.''Bugün Nemrut'ta şenlikler var, liseden arkadaşlar ile beraber oraya gideceğiz.''

Annesi yüzünde sert bir ifade konuştu.''O şenlikler, Karayların düzenlemesi ile oluyor. Baban asla izin vermez.''

Gülcan yüzünde sakin bir ifade ile karşılık verdi.''Onlar yapıyor olabilir ama orada oldukları anlamına gelemez. Biz kızlar ile biraz eğleneceğiz o kadar.''

Şermin Hanım kızının ne kadar inatçı olduğunu biliyordu. O yüzden pes etti.''O zaman babanın şoförü ile gidin, o da yanınızda olsun.''

Gülcan omuzlarını silkerek konuştu.''Benim için fark etmez.'' Aynaya bakan yüzünde karanlık bir ifade vardı. Gözleri saklı bir öfkenin içindeydi.

**

Tuna sabah erkenden evden çıkmıştı. Yapması gereken hazırlıklar vardı. Lütfiye Hanım oğlunun odasını boş görünce, şikayetlenerek salona indi. Esma çocukları hazırlamış, kahvaltı için diğerlerini bekliyorlardı. Lütfiye Hanım'ı görünce neşeli bir şekilde sordu.''Anne bugün sen de şenlik alanına gelecek misin?''

Lütfiye Hanım, başı ağrıyormuş gibi eliyle alnını ovaladı.''Hiç gidesim yok, şimdi dağın tepesi soğuktur, yaramaz bana. Üstelik kalabalıkta herkes dönüp lafımı eder, en iyisi evde kalayım ben.'' Esma olur anlamında başını sallayıp daha fazla üstelemedi. Çayları koymak için kalktığında Arslan Bey ile Mehmet de içeri girdi. Arslan Bey tok sesiyle sordu.''Tuna çıktı mı?''

Lütfiye Hanım sitemli şekilde yanıtladı.''Çıkmış erkenden, bu aralar yüzünü gören cennetlik. Artık aklını kim çeldiyse, maşallah havalarda dolanıyor.'' Mehmet annesinin sözüne gülümseyerek karşılık verdi. Arslan Bey, eşinin sözünden rahatsız olmuş gibi yaparak eline gazeteyi aldı. Gözünü gazeteden kaldırmadan konuştu.''Mehmet, sen Esma ile çocukları alıp git. Ben de bazı işlerimi bitirip uğrarım.'' Mehmet başı ile babasını onayladı. Ardından aile kahvaltıya başladı.

**

Demir Bey hazırlanmış çıkmak üzereyken eşi seslendi.''Demir Bey, bugün yapılacak şenliklere Filiz ile Kerim'i alıp gitsem mi? Bayağıdır evden bir yere çıkmadık.''

KEŞFEDİLMEMİŞ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now