51: Romeonun Kırık Kalbi

8.7K 330 237
                                    

İyi okumalar 🖤

Bölüm şarkısı
Gökşin Derin - Romeonun Kırık Kalbi

.

.

Henüz yaşadığım şaşkınlığı üzerimden atamamış, sık sık yaşadığım kararsızlık anlarından birinin içinde yuvarlanmaya başlamıştım. Zihnimin içinde dört dönen soruları cevaplamaya çalışırken bir yandansa beynim, ne kadar yorgun olduğumu ve bir an önce bir yere oturmam gerektiğinin uyasırını yapıp duruyordu.

Tartışmanın gerçekleştiği olay yerinden uzaklaşarak sınıfa yöneldim. Kitabımı alarak bahçeye çıkacaktım.

Yapmam gereken de buydu.

Orada durup Ege'yle tartışmaya devam edemezdim. Bu benim isteyeceğim en son şey bile değildi.

Okul bahçesine adımımı attığımda kulaklarıma birbirinden farklı ses tonları dolarken gözlerimi eş zamanlı olarak sırayla bahçedeki banklarda gezdirdim. Boş bir yer bulduğum an koşarak kendimi banka çivileyecek, uzun bir süre üzerinden kalkmayacaktım.

Dolu, dolu, dolu ve dolu..

Anlaşılan okulun yarısı bu güzel havadan faydalanmak istemişti.

Ayaklarımı yere sürterek ilerlemeye devam ederken, okulumuzun uç köşesinde bulunan Çınar ağacının gövdesini boş görmemle yüzüme memnun olduğumu belirten bir gülümseme yayıldı.

Okulumuz, uzun dallara sahip, yaşlı fakat bir o kadar da görkemli bir Çınar ağacına sahipti.

Birkaç kişiden öğrendiklerime göre giderek uzayan dalları yüzünden birçok kez kesilme tehlikesi atlatmıştı, bu koca ağaç.

Okulumuzdaki bazı öğrencilerin şiddet canlısı olduğuna bakacak olursak, bu yaşlı ağaca şu ana zarar gelmemiş oluşu beni şaşırtmış aynı zamanda memnun da etmişti.

Ağacın yanına yaklaşmamla adımlarımı yavaşlattım. Vücudumu çimenle buluşturduğumda kaslarımın teker teker gevşediğini hissedebiliyordum. Kısa süre sonra aniden gelen esneme isteğiyle ağzım bağımsız bir şekilde âdeta bir O şeklini alırken, kimsenin beni bu şekilde görmediğinden emin olmak için etrafımı kontrol ettim.

Bu hal de kimseye gözlerini kanatacak bir görsel şov yapmak istemezdim.

Derin bir nefes alarak havanın ciğerlerimi doldurmasını sağladım. Ardından yanıma aldığım kitabımı kendime doğru çektiğim dizlerimin üzerine yerleştirdim.

Zümrüt yeşili bir renge sahip kapağı okuma isteğimi her geçen gün daha da arttırmasına rağmen, Doğa'nın önerisiyle aldığım bu kitaba henüz başlayamamıştım.

Yeni bir kitaba başlamanın heyecanı yüzümde küçük bir tebessümün oluşmasını sağlarken, gözlerimi kitabın görkemli kapağından ayırarak kısa bir süreliğine bahçede gezdirdim.

Giderek bana yaklaşan bir kız sülietini görmeyi beklemiyordum tabii. Miyop olmamın etkisiyle gözlerim istemsizce kısıldığında bu kız sülietinin, Petek'e ait olduğunu kavrayabilmiştim.

Elimi sallayarak, ona samimi bir tebessüm bahşetmek yerine bozuntuya vermeyerek kafamı önüme çevirdim.

Onu görmezden gelecektim.

Saniyeler sonra omuzumdaki elini hissetmemle oscarlık oyunculuğumu konuşturma vaktimin geldiğini anlamış sahte bir şekilde olduğum yerde sıçramıştım.

Çınar Koleji Where stories live. Discover now