4: Basketbol

27.6K 1.1K 135
                                    

Ders bedendi ama şuan beden dersinin bir an önce bitmesini istiyordum..

Beden hocamız Murat hoca, elinde basketbol topuyla onu dinlemememize rağmen bize basketbol hakkında küçük bilgiler veriyordu.
"Dinleyin çocuklar! Bu konudan sözlü yapacağım" demesiyle ellerimi hırkamın cebine koyarak ofladım.

Oflamamla Murat hoca tek kaşını kaldırıp bana döndüğünde "Sen." deyip parmağını bana doğrulttu.
Huh, başlıyoruz..

Zaman kazanmak için etrafımı kontrol ettikten sonra işaret parmağımı kendime doğru tuttum. "Ben mi?"

Soruma cevap vermeyip "Yakala!" dedi ve elinde ki basketbol topunu bana fırlattı. Tabii bu durumda ben ne yaptım?
Ani bir refleskle basketbol topuna yumruk attım.. Tabii bu durum herkesin bana 'ne yapıyor bu deli?' Dermişcesine bakmasına sebep oldu.

Yüzümü buruşturup elimi tuttuğumda Petek'in alaycı ses tonu duyuldu. "Sakin ol sadece bir top."
Gözlerimi devirdim. "Vaayy, nasıl anladın sadece bir top olduğunu?"
Tam ğzını açmış, bir şey geveleyecekken Murat hocanın uyarısıyla susup kollarını birbirine bağladı. 

Petek'e dil çıkarıp tekrar Murat hocaya döndüm. Ellerini açıp basketbol potasını gösterdi "Hadi kızım at bir basket gözümüz gönlümüz açılsın"
Ah, çok da anlarım ya basketboldan..

Yanaklarımdaki havayı dışarı üfleyip elimdeki basketbol topuyla bakışmaya başladım.. Tabii bu Emir'in "Aşk mı yaşıyorsun topla kızım, atsana hadi!" Demesiyle son buldu..

Ege, "Az bi' sus da atsın kız oğlum." Derken ben topla bakışmayı bırakmış basketbol topunu yüzde kaç o potaya sokabileceğimi düşünüyordum. %4?? Yok, %3. Yok yok.. %1..
Düşündüm de, benim hiç şansım yok..

Başımı iki yana sallayıp elimi sallayarak Murat hocaya döndüm. "Hocam bana futbol topuyla gelin. Ne bileyim, beyzbol sopasıyla gelin ama basketbol topuyla gelmeyin. Allasen bu ne ya?"

Aştım ben kendimi. Şu son zamanlarda fazlasıyla bi' güvenmeye başladım kendime. Kumsal bebeğim, kendine gel bir tanem. O güzel beynine hakim ol ve-
Düşüncelerimi Baran'ın kahkahası böldü. "Bugün atar herhalde.."

Gözlerimi kıstım. Benim boyum kısa oğlum, sabrım çabuk taşıyor!.. Her neyse.. Madem Baran bey topu atmamı çok istiyor, e bende atarım o halde. Baran'ı bekletecek değilim ya!

Sinsice gülüp topu Baran'a fırlattım. Sonuç; Topun Baran'ın kafasına gelmesi ve Baran'ın acıyla bağırması.

"E çok ısrar etti." Deyip kahkahamı durdurmaya çalışırken zil çaldı. Bir an bu sesin karnımdan gelmediğine şüphe ettim.. ben anlamıyorum, sabah 3 tane sandvinç yememe rağmen nasıl hala acıkabiliyorum? Eh, bir Kumsal kolay yetişmiyor sonuçta..
Jet hızıyla Ege'nin yanına koştuğumda, o saçlarımı karıştırarak "Aferin sarışın, tam 12'den vurdun ha" dedi.
Kıkırdadım. "Ya Ege, ben yine acıktım."

Ege sırıtarak kolunu omzuma attı. "Bende acıktım valla, gidelim de şu okulda ki yemeklerin tadına bakalım hadi"
  
   
 
********
 


"Ben şu görüntüyü görünce doydum. Gitsek mi?"

Kantin de sıra denen bir şey yoktu. Evet buna alışıktık, ama burası fazla şeydi.. karmakarışık..

Kaşlarım çatık Ege'ye döndüm. Ellerimi tutup bir öpücük kondurdu. "Şş, halledeceğim ben."

O karmaşıklığın içine doğru ilerlerken ben tek kaşım havada sırtına bakıyordum.. halledeceksin... göreceğiz Ege efendi, göreceğiz.
 
 
 
10 Dakika Sonra,
 
 
"EGE SES VER KARDEŞİİM!"

10 dakika geçmişti ve Ege'den hala bir iz yoktu. İyice paranoyaklaşırken Ege elini havaya kaldırdı. "Hah, ölmedim güzelim, merak etme."

Yüzümde istemsizce bir sırıtış olurken kantin birden bire boşalmaya başladı. Bazı öğrencileri yerden toplarlamak zoe oldu tabii ama neyse.
Ege'de bir kaç saniye sonra elinde iki tost ve iki kolayla yanıma geldi. Tost ve kola, best shipim.

Ege sırıtıp tost ve kolayı bana uzattığında yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "İyisin değil mi Ege'm? 10 dakikadır sesin çıkmadı, bir an nefessiz kalıp öldüğünü düşündüm oğlum, bunları düşünmek çok saçma anlıyor musun?"
Güldü. "Sen ne diyorsun, bir ara bi' çocuğun ayakkabımı çıkartmaya çalıştığını gördüm kızım."

Ben gülerken Emir, Baran ve Petek kantine girdi. Tabii ya, kantinin boşalmasına sebep olanlarda onlar zaten.

Bir masaya oturup kolamı açarken "Baya korkuyorlar." Diye mırıldandım.
Ege anlamsız gözlerle bana baktı. "Ne?"
Çenemle Emirleri işaret ettim. "Şuna baksana, ondan çok korkuyorlar.."
Kolunu omzuma attı. "Dur bakalım sarışınım, yakında alırız havasını."
Kıkırdadım. "Yürü be!"

O da kıkırdarken Emir, Baran ve yanlarındaki toynaklı kız arkadaşları Petek yan tarafımızdaki masada yerlerini alınca gözlerimizi devirip oturduğumuz masadan kalktık. Ve şu göz devirme olayını iki kişi aynanda yapınca acayip havalı oluyor!..

Dersler hiç olmadığı kadar uzun geçerken, tenefüsler tam tersi göz acıp kapayıncaya kadar bitiyordu..
Sonunda eve gidip soluğu yatağımda almıştım. İlk gün beklediğimden yorucu geçmişti. 

.

.

¤Bölüm Sonu¤



Çınar Koleji Where stories live. Discover now