36: DoğBar

14.4K 555 61
                                    

Ortamı zar zor yumuşatmıştım. Gerçi pek yumuşatmış da sayılmazdım. Ama en azından kavga çıkmasını engelleyebilmiştim.

Mete o dersten sonraki derslere girmemişti. Bunu umursamamıştım. Onu görünce midem bulanıyordu.
Umursadığım şey, Emir'in de derslere girmemesiydi.

Mete'yle Emir'in aralarında ki olayı bilmiyordum. Ama öğrenmek için her şeyi yapabilirdim.. Belki de Petek'e sormalıyım. Ya da Baran'a. Sonuçta onlar Emir'in çocukluk arkadaşlarıydı. Aralarındaki sorun her neyse biliyorlardır değil mi?

Okul çıkışının gelmesiyle yerimden kalkıp çantamı sırtıma taktım. Son ders Doğa, Doruk ve Ege'yle bisiklet sürme kararı almıştık, ve şu an bunu uygulamak için bisikletlerimizi almaya gidiyorduk. Tabii Doğa ve Doruk'un bisikletleri burada olmadığı için onlara eski bisikletlerimi verecektim.

Bir dakika, en yakın arkadaşlarımla, en sevdiğim aktivitelereden birini yapacaktım. Ama neden yatakta yüz üstü yatarken telefonu suratıma düşürmüş gibi hissediyorum?

Aklın Emir de çünkü.

Değil! Aklım Emir'de falan değil! Tamam, bir anda nereye kaybolduğunu, iyi olup olmadığını merak ediyorum ama şöyle bir gerçek var ki, ben her şeyi merak ederim. Yani, bunu merak etmem de gayet normal. Bunun Emir'le zerre alakası yok. Mesela şu an annem ve babamıda merak ediyorum. Ne bileyim, okuduğum kitabın sonunu merak ediyorum..

Kendini kandırıyorsun!

Hayır kandırmıyorum. Emir'le biz sadece sınıf arkadaşıyız. Bundan ötesi olamayız. Evet, o bana karşı bir şeyler hissediyor olabilir. Ki, bunu çok açık bir şekilde itiraf da etti... Ben hayatımda sadece 2. Sınıfta sümüklü Mahmut'tan aşk itirafı almıştım. Onu da makasla saçlarını keserek cezalandırmıştım. Gerçi onu o günden sonra bir daha görmemiştim de..

Ona kolayca hayır demiş, hatta bana aşık olduğu için cezalandırmıştım. Ama, o gün.. o gece.. Emir'in bana aşkını itiraf ettiği an, dilim tutulmuştu. Kalbim saniyede zibilyon kere atmış, kalbimde atlar halay çekiyormuş gibi hissetmiştim.. belki de büyüdüğümden, karşımdakini kırmamak için o gün ona 'hayır' diyememiştim. Ya da.. Belki de ben de ona karşı bir şeyler hissediyorumdur ama, kırılmaktan, incinmekten korkuyorumdur..

"Her şey yolunda mı sarışın?"
Ege'nin sorduğu soruyla başımı sallayıp gülümsedim.

"Her şey yolunda."

******

Yaklaşık on dakikadır Doğa'nın bisikleti yavaş sürmesini tartışıyorduk. Kız, telefonu elinden hiç düşürmüyor sürekli biriyle mesajlaşıyordu. Bu kişinin Baran olduğu yüzündeki aptal sırıtıştan anlaşılıyordu.

En sonunda dayanamayıp "Doğa beni sinirlendirme kafana tekme atarım!" Dediğimde, oflayıp telefonu sepete koydu.
"Mızmızlanmayın be! Sürüyoruz işte."
Gözlerimi devirip bisikleti Ege'nin yanına sürdüm ve elimi ona uzattım. "Ege hadi elimi tut."
Güldü. "Emin misin sarı? En son bunu denediğimizde ikimizde yerle öpüşmüştük."
Güldüm. "Eminiiiim."
Kafasını sallayıp, elimi tuttu ve bir öpücük bıraktı. Bu hareketiyle yüzümdeki gülümseme genişlemişti.

"Size bir şey söyleyeceğim." dedi Doğa, Ege'nin elini bırakıp Doğa'ya baktığımda 32 diş gülümsedi.
"Biz Baran'la sevgili olduk."

Biliyordum biliyordum! Kahin falan olabilir miyim acaba?

Doğa'nın gülümsemesine eşlik ederken, Doruk'un önümde aniden fren yapmasıyla ve benimde hızımı durduramayıp, ona çarpamamak için sol tarafımdaki ağaça toslamamla kendimi tekrar ve tekrar yerde bulmuştum..

Neden?

.

.

Bölümün kısa olduğunu biliyorum. Bu yüzden kusura bakmayın, bunu bir diğer bölümde telafi edeceğim. Sizleri seviyorum. ❤

Bu arada yeni yazmaya başladığım hikayeye de bakabilirsiniz 🖤

Çınar Koleji Where stories live. Discover now